1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye’nin Ekonomik Büyüme Hedefleri 2025’te!

Türkiye’nin Ekonomik Büyüme Hedefleri 2025’te!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Londra Borsası’nda Globalturk Capital’in düzenlediği “Türkiye ve Çevresinde Özel Sermaye Yatırımları 2025 Görünümü Konferansı”na katılarak, uluslararası fon yöneticileri ve yatırımcılara Türkiye ekonomisinin güncel durumu hakkında bilgi verdi.

Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin genel seçimlerin ardından belirsizlikleri azaltarak siyasi istikrarı sağladığını vurguladı. Ayrıca, geçen yıl Eylül ayında 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) hayata geçirdiğini hatırlattı.

Bu programın temel hedefleri arasında enflasyonu kademeli olarak tek haneli rakamlara indirmek, potansiyel ekonomik büyümeyi artırmak, üretim bazlı yatırımları ve istihdamı genişletmek, yapısal reformlarla ihracatı artırmak ve refahın toplumun her kesimine eşit şekilde dağıtılmasını sağlamak olduğunu açıkladı.

Yılmaz, bu hedeflere ulaşmak için para, maliye ve gelir politikaları arasında güçlü bir koordinasyon sağlanacağını ve bunun enflasyonla mücadelede öncelikli bir alan olarak ele alınacağını belirtti. Politikaların, Ekonomi Koordinasyon Kurulu gibi yüksek düzeydeki mekanizmalar aracılığıyla oluşturulup etkin bir şekilde izleneceğini ifade etti.

– TÜRKİYE EKONOMİSİ 2024’TE YÜZDE 3,5 BÜYÜME BEKLENİYOR

Yılmaz, dünya ekonomisindeki son durumlara dikkati çekerek, korumacı politikaların artması, küresel ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik risklerin büyüme üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskılar oluşturduğunu belirtti.

Tüm bu zorluklara rağmen, Türkiye’nin büyüme performansının önemli olduğunu dile getiren Yılmaz, “2024 yılı için ekonomik büyümenin yıllık yüzde 3,5 ile OVP’deki hedefimize yakın olmasını öngörüyoruz. Ayrıca, milli gelirin 1,3 trilyon dolara ulaşmasını ve kişi başına düşen gelirin 15 bin doları aşmasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu. Yılmaz, enflasyonun son 8 ay içinde yıllık 33 puan düşerek Ocak 2025 itibarıyla yüzde 42 seviyesine gelmesinin yanı sıra dengeli büyümenin azalan cari açık, artan güven ile gelişen beklentiler ve dış kaynak girişleri ile sağlandığını ifade etti.

– CARİ AÇIĞIN MİLLİ GELİRE ORANI YÜZDE 1’İN ALTINDA

Yılmaz, dış talepteki zayıflığa ve Türk lirasındaki reel değerlenmeye rağmen, 2024’te mal ihracatının 262 milyar dolarla tarihi rekor kırdığını, toplam mal ve hizmet ihracatının ise 377 milyar doları aştığını aktardı.

Cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme gözlemlendiğini ve 2024’te dengenin önceki yıla göre 30 milyar dolar iyileşerek 10 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirten Yılmaz, 2023’teki cari açığın milli gelire oranının yüzde 1’in altına düştüğünü ifade etti.

Türkiye’nin birçok ülkeye kıyasla olumlu bir ayrışma gösterdiğini dile getiren Yılmaz, 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremin ardından 450 bin konut inşa edildiğini ve kapsamlı bir kalkınma programı uygulandığını aktardı.

2023 ve 2024’te deprem giderlerine bağımlı bütçe harcamalarının arttığını belirten Yılmaz, bütçe açığının makul seviyelerde kalmaya devam ettiğini vurguladı. Kamu borç stokunun milli gelire oranının ise 2024’ün üçüncü çeyreğinde yüzde 25,6’ya gerilediğini söyledi.

– 5 YILLIK RİSK PRİMİNDE DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

Bankacılık sektörünün sağlam sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karlılığı sayesinde güçlü bir görünüm sergilediğini kaydeden Yılmaz, 2024 sonu itibarıyla sektörün sermaye yeterlilik oranının yüzde 19,7 ile yasal zorunluluğun oldukça üzerinde olduğunu belirtti.

Yılmaz, dengeli yabancı para genel pozisyonu sayesinde sektörün kur riski taşımadığını ve takipteki kredi oranlarının yüzde 1,8 ile düşük seviyelerde seyrettiğini vurguladı. Reel sektöre sürdürülebilir oranlarda istikrarlı bir kredi akışı sağlandığını ifade eden Yılmaz, özel bankaların ticari kredi temininde daha aktif bir rol üstlendiğini gözlemlediklerini söyledi.

Siyasi ve ekonomik istikrarın yanı sıra güven ortamında uygulanan politikaların, Türkiye’ye olan yatırımcı güvenini artırdığına ve 2023’ün ikinci yarısından itibaren yeniden güç kazandığına dikkat çeken Yılmaz, kredi risk priminin, CDS’lerin önemli ölçüde azaldığını, uluslararası sermaye girişinin hızlandığını, rezervlerin güçlendiğini ve döviz kurlarındaki oynaklığın azaldığını da ekledi.

Yılmaz, 5 yıllık CDS risk primindeki düşüş eğiliminin devam etmesinin beklendiğini belirtti.

Bu yılın ekonomik büyüme hedefinin yüzde 4 olarak belirlendiğini söyleyen Yılmaz, “Enflasyonun bu yıl daha da düşmesini bekliyoruz. 2025 sonu için enflasyonun yıllık yüzde 24 olacağı tahmin edilmektedir.” ifadeleriyle, ekonomi dengeleme ve tutarlı para politikalarının önemli rol oynayacağını vurguladı.

– “TÜRKİYE, KÜRESEL SERMAYEDEN ALDIĞI PAYI YÜZDE 1,5’E ÇIKARMAYI HEDEFLİYOR”

Yılmaz, bu yıl işsizlik oranının yüzde 9,6 olarak öngörüldüğünü ve bu artışın ekonomik dengelenme sürecinin bir parçası olduğunu açıkladı.

2025 sonrası işsizlik oranlarının, ekonomik büyüme ve işgücü piyasasındaki yapı reformlarının etkisiyle düşeceğini vurgulayan Yılmaz, ihracat odaklı büyüme stratejisini güçlendirmek amacıyla ihracatın kademeli olarak artmasını beklediklerini ifade etti. “2025’te cari açığın GSYH’ye oranının yüzde 2 olacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu. Yılmaz, bu dönemde ihracat çeşitliliğinin artmasının ve enerji maliyetlerindeki düşüşlerin cari açığın iyileşmesine katkıda bulunacağına inandığını belirtti.

Bütçe açığının bu yıl 2024’e göre 1,7 puan iyileşme göstererek GSYH’nin yüzde 3,1’i oranında olmasının hedeflendiğini söyleyen Yılmaz, 2025 sonunda ise depreme bağlı harcamaların önemli ölçüde ortadan kalkacağına dikkat çekti. Yılmaz, OVP’deki reformlara ek olarak, iklim hukuku, siber güvenlik, teknolojik dönüşüm, adalet reformları, yenilenebilir enerji, lojistik ve gıda arzını artırıcı reformlara odaklanacaklarını ifade etti.

Türk hükümeti, uluslararası yatırımcıların Türkiye ekonomisinin büyümesi için önemine dikkati çekerek, “Bugün Türkiye, rekabetçi iş ortamı, geniş yetenek havuzu, jeo-stratejik konumu, cazip teşvikleri, güçlü finansal yapısı ve makroekonomik yapısıyla uluslararası yatırımcılar için güvenli bir liman.” dedi.

Türkiye’nin uluslararası yatırımcıların tercih ettiği ve yatırımlarını artırdığı lider ekonomik aktörlerden biri olmaya devam etmesini vurgulayan Yılmaz, “Yabancı yatırım stratejimizin ana amacı, yüksek değerli, yeşil ve dijital dönüşümü destekleyen, teknoloji odaklı ve vasıflı iş gücünü destekleyen yatırımları çekmektir. Türkiye’nin küresel sermayeden aldığı payı mevcut yüzde 1 seviyesinden 2028 itibarıyla yüzde 1,5’e çıkarmayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

Yılmaz, İngiltere-Türkiye ikili ticaretinin 2024’te 22 milyar dolara ulaşacağını ve Serbest Ticaret Anlaşması’nın gündemde olduğunu belirtirken, “2024 ortası itibarıyla Türkiye’de faaliyet gösteren 3 bin 204 İngiliz şirketi ve 50 irtibat bürosu bulunmaktadır. Bu durum, İngiliz muhataplarımızın Türk ekonomisine olan güvenlerinin açık bir göstergesidir.” şeklinde ekledi.

Ekonomik ilişkileri daha ileri taşımak istediklerini vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin bölgedeki en umut verici ekonomilerden biri olduğunu ve kapsamlı serbest ticaret anlaşması ağına sahip ilk on ekonomiden biri olduğunu belirtti. Yatırımların kalitesini ve çeşitliliğini artırmanın, Türkiye’ye daha fazla katma değerli yatırım çekmek amacıyla önem taşıdığını ifade etti.

Öne çıkan sektörlerin e-mobilite, yeşil enerji, yaşam bilimleri, yüksek kaliteli imalat teknolojileri, savunma ve havacılık olduğuna dikkat çeken Yıldız, Türkiye ve İngiltere arasında Uzak Doğu kaynaklı rekabet baskılarına karşı yeni iş modelleri geliştirilerek yatırım ve işbirliği fırsatlarının iyileştirilebileceğini vurguladı.

Yılmaz, ayrıca yabancı yatırımcılarla bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdi.

– BAKAN KACIR, YATIRIMCILARI HIT-30 PROGRAMINA KATILMAYA DAVET ETTİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yatırımcılara yönelik yaptığı konuşmada Türkiye’nin savunma sektörünün en büyük başarı hikayelerinden biri haline geldiğini ifade etti.

Türkiye’nin küresel İHA pazarında yüzde 68’lik bir paya sahip olduğunu aktaran Kacır, kendi ulaşım araçları ve uzay sistemleri tasarım kapasitesine sahip olduklarını vurguladı. “3 bin 500 şirket ve 92 bin kişilik bir iş gücüyle Türkiye’nin savunma sanayii, güçlü bir ekosistem oluşturarak geçtiğimiz yıl 7,1 milyar dolarlık yıllık ihracata ulaştı.” dedi. Ayrıca Kacır, Türkiye’nin Avrupa ile savunma işbirliği yapmasının önemi üzerinde durarak, bu başarı hikayesini diğer sektörlerde de yaymayı planladıklarını belirtti.

Elektrikli araç sektöründeki gelişmelere de değinen Kacır, 2035 yılı itibarıyla dünya çapında araç satışlarının yüzde 70’inin elektrikli araçlardan oluşmasının beklediğini dile getirdi.

Kacır, Türkiye’nin önemli otomobil üretim merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“İlk yerli elektrikli araç markamız Togg ile halkın 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürdük. Ayrıca, küresel otomotiv devleri yeni nesil araçlarını üretmek için Türkiye’yi bir baz olarak seçti. Son olarak, dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD Türkiye’ye yatırım yaptığını açıkladı.” Kacır, HIT-Mobilite çağrısıyla toplam 5 milyar dolarlık teşvik paketi ile yıllık elektrik üretim kapasitelerini 1 milyon üniteye çıkarmak istediklerini belirtti. AR-GE, yüksek yerel içerik ve güçlü ihracat potansiyeline vurgu yaparak yeni enerji aracı yatırımları çekmeyi hedeflediklerini ifade etti.

Kacır, HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nın yatırımcılar arasında büyük ilgi gördüğünü ve Türkiye’nin elektrikli araçlar, güneş ve rüzgar enerjisi gibi alanlarda 7 milyar doları aşkın stratejik yatırım aldığını kaydetti. “Bu dönemde, HIT-30 Programına katıldığınız için Türkiye’nin teknolojik atılımının bir parçası olmanızı öneriyorum. Kapılarımız küresel yatırımcılara sonuna kadar açık fakat yapılacak yatırımın iç pazara değil, ihracat odaklı bir stratejiye dayalı olması ve ortak AR-GE çalışmalarına vurgu yapılması çok önemlidir.” dedi.

Globalturk Capital Kurucu ve Yönetici Ortağı Barış Öney, Türkiye’nin son 20 yılda özel sermaye fonları da dahil olmak üzere 260 milyar doları aşan doğrudan yabancı yatırım çektiğini belirtti.

Öney, “Borsa İstanbul, 2021-2024 döneminde neredeyse tamamen yerli yatırımcılardan kaynaklanan 184 halka arz gerçekleştirdi ve bu durum özel sermaye fonlarına önemli bir çıkış imkanı sağlamıştır. Uluslararası kurumsal yatırımcıların halka arzlara olan ilgi, bu yılın ikinci yarısından itibaren artış gösterecek.” şeklinde konuştu. Öney, Türkiye ve çevresindeki bölgelerin güçlü ve dirençli iş dünyasıyla cazip bir yatırım alternatifi sunduğuna vurgu yaptı.

Türkiye’nin Ekonomik Büyüme Hedefleri 2025’te!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin