1. Haberler
  2. Gündem
  3. Türkiye-Çin İlişkileri: Yeni Dönem, Yeni Fırsatlar

Türkiye-Çin İlişkileri: Yeni Dönem, Yeni Fırsatlar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Büyükelçi Musa, Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliğinde düzenlenen bir etkinlikte Çinli ve Türk gazetecilerle bir araya geldi.

Musa, Türkiye-Çin ilişkilerinin son dönem gelişmeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, iki ülke arasındaki siyasi ilişkileri derinleştirmenin önemine vurgu yaptı. Bu bağlamda ticaret, yatırımlar, turizm, ulaştırma, kültür ve eğitim gibi birçok ekonomik ve kültürel işbirliği alanının genişletilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Büyükelçi, 2024 yılı itibarıyla Türkiye ile Çin arasında 12’den fazla bakan düzeyinde karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştiğini, sadece merkezi hükümetler değil, yerel yönetimler arasında da ziyaretlerin yapıldığını bildirdi.

Musa, Türkiye ile Çin’in ilişkilerinin tarihi bir geçmişe sahip olduğunu, Türkiye’nin Çin’deki ilk temsilciliğini 1929 yılında açtığını belirtti. Ayrıca, Çin Halk Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkilerin 1971 yılında kurulduğunu da sözlerine ekledi.

Son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in stratejik rehberliğinde ikili ilişkilerin geliştiğine işaret eden Musa, iki liderin 2024’te Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde bir araya geldiğini, ardından Ekim 2024’te Kazan’daki BRICS Zirvesi ve Kasım 2024’te Rio de Janeiro’daki G20 Zirvesi’nde kısa görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktardı.

ÜST DÜZEY ZİYARETLER

Musa, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Haziran 2024’te Çin’e gerçekleştirdiği ziyaretin yanı sıra, Çinli mevkidaşı Vang Yi’nin Temmuz 2023’teki ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası oluşturduğunu vurguladı.

Musa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın 2024’te iki kez Çin’i ziyaret ettiğine dikkat çekerek, “Enerji, işbirliğinde büyük potansiyel gördüğümüz alanların başında geliyor. Nükleer enerji ve yeşil enerji alanlarında Çin ile işbirliğini geliştirmek istiyoruz.” dedi.

TİCARET

Büyükelçi, iki ülke arasındaki ticaret hacminin son 20 yılda 40 kat artarak 50 milyar dolara ulaştığını ifade etti, ancak Türkiye aleyhine önemli bir ticaret açığı olduğunu vurguladı.

Ticaretteki dengesizliği gidermek amacıyla 2025 yılı için çeşitli hedefler belirlediklerini aktaran Musa, Türk ürünlerinin Çin pazarına erişimini kolaylaştırarak ihracatı artırmayı, Türkiye’de daha fazla Çin yatırımını teşvik etmeyi ve iki ülke arasında turizm faaliyetlerini artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Pekin Ticaret Müşavirliği’nin gerçekleştirdiği bir istatistik çalışması, Çin’in yurt dışından ithal ettiği yaklaşık 2 bin ürünü Türkiye’den yüzde 20 daha az maliyetle ve daha kaliteli temin edebileceğini ortaya koydu. Musa, “Eğer Türk üreticilerin Çin pazarına ulaşmasını kolaylaştırırsak, bu hem Türk üreticilere hem de Çinli tüketicilere avantaj sağlayacaktır.” dedi.

YATIRIMLAR

Musa, Türkiye’nin dinamik ekonomisi, sağlam altyapısı, genç nüfusu, nitelikli iş gücü ve benzersiz jeostratejik konumu ile Çin yatırımları için cazip bir ülke olduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa Birliği ile 1996’dan bu yana gümrük birliği içindedir ve 30 kadar ülke ile serbest ticaret anlaşmamız vardır. Özetle, Türkiye’de yatırım yapmak, Çinli iş insanlarına 1,5 milyarlık, en az Çin kadar büyük bir pazara erişim fırsatı sunacaktır.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de 1300’den fazla Çinli şirketin faaliyet gösterdiğini belirten Musa, bu şirketlerin Türkiye’nin sunduğu avantajların farkında olduğunu kaydetti.

Musa, ayrıca Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’nin geçen yıl Türkiye’de 1 milyar dolarlık bir yatırımla üretim tesisi kurma kararı aldığını, bu tesisin planlanan yıllık üretim kapasitesinin 150 bin araç olduğunu aktardı.

Diğer elektrikli araç üreticilerinin de Türkiye’de yatırım yapmayı değerlendirerek, önemli bir Çin enerji şirketinin enerji depolama ve bağlantılı alanlarda 250 milyon dolarlık yatırım için Türkiye’yi ziyaret ettiğini ifade etti.

Musa, Türkiye’de yabancı yatırımcıların “yabancı” olarak görülmediğini, yerli şirketlerle eşit koşullarda faaliyet gösterdiklerini vurgulayarak daha fazla Çin şirketinin Türkiye’de yatırım yapmasını arzuladıklarını kaydetti.

TURİZM

Türkiye, dünyada en fazla turist çeken dördüncü ülke konumundadır. Musa, 2024 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Çinli turist sayısının yaklaşık 400 bin olduğunu, ancak bu rakamın gerçek potansiyeli yansıtmadığını dile getirdi.

Musa, Türkiye’nin tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını ve halen içerisinde UNESCO Kültürel Miras Listesi’nde yer alan 20’den fazla tarihi alana sahip olduğunu belirtti.

Ayrıca, Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nin çevrelediği Anadolu Yarımadası’nın eşsiz manzaralarının bulunduğuna, ziyaret eden Çinli turistlerin özellikle Kapadokya gibi bölgelerden etkilendiğine dikkat çekti.

ULAŞTIRMA

Musa, Türkiye ile Çin arasındaki bir başka işbirliği alanının ulaştırma altyapısı olduğunu belirtirken, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi arasındaki bağlantılara değindi.

“Kuşak ve Yol güzergahı, Çin’in kuzeyindeki Şian’dan başlayarak, güney rotasında Hazar Denizi üzerinden Türkiye’ye ve oradan kıta Avrupası’na ve İngiltere’ye kadar uzanıyor. Türkiye’nin Orta Koridor güzergahı ise Avrupa ile Asya’yı, Kafkasya ve Orta Asya aracılığıyla birleştiriyor.” dedi.

Musa, Türkiye’nin 2015 yılında Kuşak ve Yol Girişimi için Çin ile işbirliği mutabakatı imzaladığını ve oluşturulan komitenin ilk toplantısını geçen yıl Pekin’de gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.

KÜLTÜR

İki ülke arasındaki insandan insana ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Musa, bu bağlamda kültürel etkinliklerin faydalarına vurgu yaptı.

Musa, 2024 yılında Çin’de Türk kültür etkinliklerinin yaygınlaştığını ve Anadolu Ateşi dans grubunun gösterileri ile İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserleri gibi 20’den fazla sahne etkinliği gerçekleştirildiğini, bunların Çin izleyicisi tarafından büyük ilgi gördüğünü aktardı.

Pekin Büyükelçiliği ile Pekin Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin geçen yıl gerçekleştirdiği çok sayıda sergi ve atölye çalışmasının yanı sıra Türk sanatını ve mutfağını tanıtan etkinliklerin bu yıl da devam edeceğini belirtti.

EĞİTİM

Eğitim alanının insandan insana etkileşim açısından önemli bir araç olduğunun altını çizen Musa, Türk öğrencileri Çin’de öğrenim görmeye teşvik ettiklerini ifade etti.

Yüksek öğrenim alanında karşılıklı olanaklara dair farkındalığın artırılmasına yönelik çabalara ihtiyaç olduğunu belirten Musa, iki ülkenin hükümetlerinin öğrencilerine daha fazla burs sağlaması gerekliliğine dikkat çekti.

Türkiye’de 30’dan fazla ülkenin Çin üniversiteleri ile işbirliği anlaşmalarının bulunduğu ve birçok üniversitede Konfüçyüs Enstitüleri’nde Çince dersleri verildiğini aktaran Musa, Çin’de 1058 Türk üniversite öğrencisinin bulunduğunu, bunlardan 104’ünün Çin hükümetinin sunduğu burslardan yararlandığını belirtti. Gelecekte bu sayının artması yönündeki umutlarını dile getirdi.

MEDYA

İki ülke arasındaki medya işbirliğinin de önemli bir alan olduğunu vurgulayan Musa, Türkiye’nin ulusal haber ajansı AA, kamu yayın kuruluşu Başkent ve A Haber’in Pekin’de temsilcilerinin bulunduğunu, bu durumun Türk halkına Çin’den hızlı haber akışı sağladığını belirtti.

Musa, 2014 yılından itibaren Çin medyasının Türkiye’de doğrudan faaliyet göstermeye başladığını ve Çin Medya Grubunun (CMG) CGTN Türk markasıyla radyo yayıncılığı ve online haber hizmeti sunduğunu ifade etti.

Ayrıca, dünya çapında popüler Türk dizilerinin Çin televizyonlarında yayınlanmasının önemli bir işbirliği fırsatı sunduğunu kaydeden Musa, iki ülkenin televizyon kanalları ve yapım şirketleri arasındaki içerik paylaşımı ve ortak projelerin kültürel etkileşimi artıracağını değerlendirdi.

Türkiye-Çin İlişkileri: Yeni Dönem, Yeni Fırsatlar
Yorum Yap
Bizi Takip Edin