Bağımsız medya platformu “Follow the Money”, şubat ayının başında yayımladığı bir araştırmada, Batılı gemi sahiplerinin eski petrol tankerlerini Rus petrolü taşımak amacıyla oluşturulan gölge filoya satarak 6 milyar avrodan fazla gelir elde ettiğini ortaya koydu.
Araştırma, bu gemilerin Rus petrolünü taşıyarak uluslararası yaptırımları aşmaya yönelik kullanıldığını gösterdi.
Özellikle Yunanistan, İngiltere ve Almanya’dan en az 230 geminin gölge filoya satıldığı ve bu durumun Kremlin’in petrol ticaretine yönelik yaptırımlardan kaçınmasına yardımcı olduğu belirtildi.
Tahminlere göre, gölge filoda yer alan 600’den fazla tanker, Rusya’nın toplam petrol ihracatının yüzde 70’ini taşımaktadır.
Atlantik Konseyi’nin Transatlantik Güvenlik Girişimi’nde Kıdemli Uzman Elisabeth Braw, “Follow the Money” tarafından saptanan bu durumun uzun yıllardır var olduğunu açıkladı.
Braw, söz konusu filoların resmi bir yapıdan yoksun olduğunu ve resmi denizcilik sisteminin dışında faaliyet gösteren gemiler olduğunu vurguladı. Sahiplerinin sık sık değiştiğine dikkat çekerek, sanatkârların bu gemileri genellikle hiç faaliyeti olmayan “levha şirketleri” aracılığıyla işlettiğini ifade etti.
Braw, bu gölge gemilerin sık sık bayrak değiştirdiğini ve çoğu zaman denizcilik alanında uzman olmayan ülkelerin bayraklarını taşıdığını belirtti. Bu durum, gemilerin takibini zorlaştırıyor. Gölge gemilerin bir diğer önemli özelliği ise, “P&I” sigortası olarak bilinen kaza sigortasından yoksun olmalarıdır.
Bu tip gemilerin, sigortalı olduğuna dair bir “kağıt parçası” bulunsa da bu belgenin gerçek bir değeri olmadığını söyleyen Braw, normal bir geminin kaza yaptığında bayrak devleti ya da mal sahibinin devreye girdiğini hatırlattı.
Braw, “Bir gölge gemi kazaya karıştığında ya da bir kaza oluşturduğunda, bunların hiçbiri geçerli olmuyor. Gördüğümüz, sularında kaza meydana gelen kıyı devletlerinin bu yükü üstlenmek zorunda kalmasıdır.” dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında uygulanan petrol fiyat sınırlamalarına dikkate çeken Braw, Rusya’nın petrol ticaretine devam etmek için gizli yollar aramak zorunda kaldığını ifade etti. Bu nedenle, gölge filonun bu kadar hızlı bir şekilde büyüdüğünü kaydetti.
– “BATILI ÜLKELERDEKİ GEMİ SAHİPLERİ ESKİ TANKERLERİNİ BU KİŞİLERE SATARAK ETİK DIŞI DAVRANIYOR”
Braw, “Follow the Money” tarafından yayımlanan ve Avrupalı şirketlerin eski tankerlerini Rusya’ya satarak toplam 6 milyar avro kazandıkları iddiaları hakkında, “Bu duruma hiç şaşırmadım. Çünkü tankerler oldukça pahalı ve gölge gemi sahipleri bu gemiler için büyük paralar ödemeye istekli.” şeklinde değerlendirdi.
Batılı ülkelerdeki gemi sahiplerinin eski tankerlerini satmasıyla etik dışı bir davranış sergilediğine dikkat çeken Braw, “Eski bir tankeri Rusya dışındaki alıcılara satmak yasa dışı değil. Ancak kimse neredeyse emekliye ayrılmış bir tankeri almak istemez.” ifadelerini kullandı.
Braw, “Gölge gemilere sahip olan bu şirketler ve bireyler, eski ve ucuz gemileri satın alarak, Rus petrolünü tavan fiyatın üzerinde taşıyıp büyük kazançlar elde etmeyi biliyorlar.” dedi.
Braw, tanker satışlarının Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımları baltaladığını belirtirken, “Batı’nın yaptırımları olmasaydı, Rusya petrol ihraç edemezdi.” diyerek, bu gemileri satın alanların Rusya’nın savaş çabalarını desteklediklerini vurguladı.
Braw, etik değerleri önemseyen birçok gemi sahibinin de bulunduğunu, fakat yine de gölge filoyu besleyecek kadar fazla sayıda geminin satıldığını sözlerine ekledi.
– GÖLGE FİLOYA YENİ YAPTIRIMLAR
Avrupa Birliği, 19 Şubat’ta Rusya’dan alüminyum ithalatını yasaklayan ve gölge filo gemilerini hedef alan yeni yaptırımlarda uzlaştı.
Ayrıntıları tam olarak açıklanmayan yeni yaptırımlar, Rus alüminyum ürünlerinin AB’ye ithalatına aşamalı bir yasak getirecek ve ham petrol satışını hedef alan önlemler daha da sıkılaşacak.
Rusya’nın kısıtlamaları aşarak ham petrol ihraç etmeye çalıştığı toplam 73 gölge filo tankeri, yaptırım listesine eklenecek.
Rus yetkililer, dünyanın yalnızca Batılı ülkelerden ibaret olmadığını vurgularken, gölge filo olarak tanımlanan gemilerin diğer tankerlerden bir farkı olmadığını ifade etmektedir.