1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Trump’ın Ekonomi Politikaları Piyasaları Sarsıyor

Trump’ın Ekonomi Politikaları Piyasaları Sarsıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya ekonomisi, enflasyon ve resesyon baskıları altında zor günler geçirirken, ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarının olası etkileri konusunda endişeler artmaya devam ediyor.

Tarifelerin, ABD’nin önemli ticaret ortaklarıyla ilişkilerinde yaratabileceği sorunlara dair kaygılar belirginlik kazanırken, jeopolitik riskler de piyasalardaki dalgalanmalara yön vermekte etkili oldu.

Söz konusu adımların, ABD’deki enflasyonist baskıları artırabileceği ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) enflasyonla mücadelede elde ettiği ilerlemeyi olumsuz etkileyebileceği düşünüldüğünde, piyasa fiyatlamaları zorlaşmakta.

ABD’den gelen makroekonomik veriler, ülkede enflasyonist baskıların yeniden canlanabileceği endişelerini körüklerken, Trump ve Fed arasında ilerleyen dönemde bir politika uyuşmazlığının yaşanabileceğine dair şüpheler artış göstermekte.

Analistler, bu hafta açıklanacak Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) Fiyat Endeksi’nin, Fed’in gelecekteki politikalarına dair ipuçları vereceğini belirtirken, para piyasalarında Fed’in bu yıl iki faiz indirimi yapacağı yönünde beklentilerin yükseldiğini ifade ediyor.

Ayrıca Trump, ABD’li şirketlere uygulanan dijital hizmet vergileri gibi yabancı hükümetler tarafından getirilen vergilere yanıt olarak tarifeler gibi karşı adımların alınabileceği konusunda kararlar aldığını duyurdu.

Beyaz Saray’a düzenlenen bir törende konuşan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin bir araya gelmesinin önemine vurgu yaparak, “Bir ateşkes görmek ve bir anlaşma yapılmasını istiyorum. Bence bu yönünde bir şansımız var.” sözlerini dile getirdi.

Gedek itibariyle, Fed’in son toplantısında faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttuğuna dair yayımlanan tutanaklar, yetkililerin temkinli duruşlarını sürdüğünü ortaya koydu.

Tutanaklar, politika faizinde ek ayarlamalar yapılmadan önce enflasyon konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesini arzuladıklarını ortaya koymakta.

Ekonomik belirsizliklerin ele alındığı bu tutanaklarda, Fed yetkililerinin çoğunluğunun istihdam ve fiyat istikrarı hedefine ulaşma açısından dengeli bir risk algısında olduğunu, ancak bazı yetkililerin enflasyon hedefine yönelik risklerin daha fazla olduğu değerlendirmesi yaptığı bildirildi.

Tutanaklarda, ayrıca ticaret ve göç politikalarındaki olası değişimlerin, jeopolitik gelişmelerin tedarik zincirlerini etkileme ihtimalinin ve beklenenden daha güçlü hanehalkı harcamalarının enflasyon üzerindeki potansiyel etkileri gündeme getirildi.

Analistlere göre, Fed yetkilileri değişen ekonomik ve ticaret politikalarına karşı bekle ve gör yaklaşımını benimsemekte.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Trump yönetiminin tüm faaliyetlerinin “dezenflasyonist” olacağını vurgulayarak, enerji maliyetlerini düşürüp, düzenlemeleri azaltacaklarını ve vergi indirimlerini kalıcı hale getireceklerini, böylelikle gelir artışı ve maliyet düşüşü sağlamayı hedeflediklerini belirtti.

Bessent, tarifelerin neden olduğu fiyat ayarlamalarının geçici olacağını iddia ederken, bu durumun Fed’in faiz indirimi yapmasını uzun süre engellemeyeceğini ifade etti.

Bessent, Fed’in politika gevşemesi durumunun ABD’nin uzun vadeli hazine tahvili faizlerini nasıl etkileyebileceği yönündeki bir soruya yanıt verirken, geçen yıl eylül ayında yapılan faiz indiriminin büyüklüğünün önemli olduğunu vurguladı ve piyasanın buna verdiği tepkiyi değerlendirdi.

Fed yetkililerinin sözlü yönlendirmeleri de takip edilirken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, 2022’de en yüksek seviyede bulunan enflasyon oranında büyük ilerleme kaydedildiğini unutulmaması gerektiğini belirtti. Ekonomideki belirsizlik düzeyi ve Trump yönetiminin tarifeler konusundaki politikalarının etkileri üzerinde durdu.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, bu yıl iki çeyrek puanlık faiz indirimi beklediğini ancak buna ilişkin belirsizliğin büyük olduğunu dile getirdi.

St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem, piyasa ve anketlerin kısa vadeli enflasyon beklentilerinin son üç ayda belirgin bir şekilde arttığını yansıttığını vurguladı. Eğer enflasyon mevcut hedefin üstünde kalır ya da beklentiler artarsa, daha kısıtlayıcı bir para politikası seçiminin uygun olabileceğini belirtti.

Makroekonomik veri tarafında ise, imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), şubatta aylık olarak 0,4 puan artışla 51,6 seviyesine ulaşarak piyasa beklentilerinin üzerinde bir performans sergiledi.

Bu dönemde hizmet sektörü PMI 3,2 puan azalarak 49,7 ile 25 ayın en düşük seviyesine geriledi. İmalat ve hizmet sektörlerini kapsayan bileşik PMI ise aylık bazda 2,3 puan gerileyerek 50,4 değerine düştü ve 17 aydır en düşük seviyeyi kaydetti.

Ayrıca, Michigan Üniversitesi tarafından ölçülen tüketici güven endeksi, şubatta aşağı yönlü bir revizyonla 64,7 seviyesine çekildi.

Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi, şubatta yüzde 3,3’ten yüzde 4,3’e çıkarak Kasım 2023’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Uzun vadeli enflasyon beklentisi ise yüzde 3,2’den yüzde 3,5’e yükselerek, Mayıs 2021’den bu yana kaydedilen en yüksek aylık artış oldu.

İkinci el konut satışları ise ocakta yüzde 4,9 azalarak piyasa beklentilerinin altında kalmış durumda.

Bu gelişmeler ışığında, geçen hafta ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,42 seviyesine gerilerken, dolar endeksi haftalık bazda yüzde 0,17 azalarak 106,6’ya düştü.

Geçen hafta rekor seviyelerde seyreden altının ons fiyatı, haftalık bazda yüzde 1,76 artışla 2 bin 936 dolardan işlem gördü. Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 0,67 düşüşle 73,9 dolara geriledi.

New York borsası negatif seyretti

New York borsasında, küresel gelişmeler doğrultusunda geçen hafta itibarıyla negatif bir seyir izlendi. Piyasalarda gözler, çarşamba günü açıklanacak Nvidia’nın finansal sonuçlarına çevrildi.

Aralık 2024’te CEO’su silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitiren UnitedHealth’in hisseleri, ABD Adalet Bakanlığı’nın şirketin Medicare faturalama uygulamalarıyla ilgili soruşturmanın başlatıldığı haberleri sonrasında yüzde 7,2 oranında değer kaybetti.

Perşembe günü bilançosunu açıklayan ve 2026 yılına ilişkin satış tahminleri beklentilerin altında kalan Walmart’ın hisseleri, yüzde 2,5 oranında düşüş göstererek gerileme yaşarken, bu durumun ABD’de tüketici harcamalarının yavaşladığına dair bir uyarı olarak yorumlandı.

Tüm bu gelişmelerin ışığında, haftalık bazda S&P 500 endeksi yüzde 1,66, Nasdaq endeksi yüzde 2,26 ve Dow Jones endeksi yüzde 2,51 değer kaybetti.

Yeni haftada, pazartesi günü Chicago Ulusal Aktivite Endeksi, salı gününde Conference Board Tüketici Güven Endeksi, Richmond Fed Sanayi Endeksi, çarşamba günü yeni konut satışları, perşembe günü büyüme, dayanıklı mal siparişleri, bekleyen konut satışları ve haftalık işsizlik maaşı başvuruları, cuma günü ise Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi ve toptan stoklar takip edilecek.

Avrupa borsaları İtalya hariç negatif seyretti

Avrupa borsalarında geçen hafta genel olarak negatif bir trend gözlemlenirken, İtalya hariç ülkelerde de benzer bir durum söz konusuydu. Gözler, Avro Bölgesi’nde enflasyon ve ECB toplantı tutanakları gibi yoğun veri gündemine odaklandı.

Bölge genelinde, Rusya ile Ukrayna Savaşı’nın sona ermesi konusunda iyimserlikler sürerken, bu duruma dair atılacak adımlar da yakından takip edilmekte. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump arasında planlanan yüz yüze görüşmenin konumu hakkında henüz bir gelişme sağlanamadığı haberleri Avrupa basınında yer buldu.

ABD’nin uyguladığı otomobil tarifelerini AB’nin kılıcına indirdiğini söyleyen Trump, bu durumun önemli miktarda tasarruf sağladığını belirtti.

Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, Trump’ın yeni gümrük vergileri uygulama söylemlerinin arttığı dönemde, ABD’nin Avrupa ile ticaret savaşına girmesi durumunda kaybedeceği çok şey olduğunu ifade etti.

Jeopolitik gerginliklerin sona ermesine ilişkin Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamalarda bulunurken, bakanlık, ABD ile özel temsilciler aracılığıyla Ukrayna krizinin çözümüne yönelik ortak çalışmaların yürütülmesi konusunda anlaşıldığını bildirdi.

Açıklama içerisinde iki tarafın büyükelçilerin atanması ve dışişleri bakan yardımcıları seviyesinde diplomatik misyonların çalışmasına dair kısıtlamaların kaldırılması için istişare başlatılması konusunda mutabık kaldığı bilgisi yer aldı. Ayrıca ekonomi, enerji, uzay gibi alanlarda işbirliğinin yeniden başlaması için diyalog kurulması üzerinde de anlaşıldığı ifade edildi.

Diğer yandan, AB üyesi ülkeler, Rusya’dan alüminyum ithalatını yasaklayan ve Rus gölge filosunu hedef alan yeni yaptırımlar üzerinde fikir birliğine vardı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, çarşamba günü sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, AB ülkelerinin Rusya-Ukrayna savaşının 24 Şubat tarihindeki yıl dönümü sebebiyle hazırlanan 16. yaptırım paketinde anlaşmaya vardığını duyurdu.

Almanya’daki erken genel seçimler de haftanın gündem maddelerinden biri olmaya devam etti.

ECB, 2024 yılına yönelik finansal sonuçlarının açıklanmasından sonra, geçen yılki faiz politikaları yüzünden 7,94 milyar avro zarar ettiğini duyurdu. Bu zarar, bankanın 25 yıllık tarihinde kaydedilen en yüksek zarar olarak kayıtlara geçti.

Makroekonomik verilerde ise, Avro Bölgesi’nde ocakta 50,2 seviyesinde olan bileşik PMI endeksi, şubatta bu seviyeyi korudu. İmalat sanayi PMI endeksi ise ocak ayında 46,6 iken şubatta 47,3’e çıkarak son 9 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu dönem içerisinde hizmet sektör PMI ise 51,3’ten 50,7’ye geriledi.

ZEW Ekonomik Güven Endeksi, Avro Bölgesi’nde ocakta 18 puanda iken şubatta 24,2 puana çıktı ve böylece endeks bir önceki aya göre 6,2 puanlık artış gösterdi.

İngiltere’deki yıllık enflasyon ise ocakta yüzde 3’e yükselerek son 10 ayın zirvesine tırmandı. Ülkede perakende satışlar da ocakta yüzde 1,7 ile beklentilerin üzerinde bir artış kaydedildi.

Tüm bu gelişmeler sonucunda, haftalık bazda Fransa’nın CAC 40 endeksi yüzde 0,29, Almanya’nın DAX 40 endeksi yüzde 0,96 ve İngiltere’nin FTSE 100 endeksi yüzde 0,80 değer kaybederken, İtalya’nın MIB 30 endeksi yüzde 1,17 artış gösterdi.

Gelecek hafta, pazartesi Avro Bölgesi’nde enflasyon, Almanya’da IFO İş Ortamı Güven Endeksi, salı günü Almanya’da büyüme, perşembe günü Avro Bölgesi’nde ECB toplantı tutanakları ve Tüketici Güven Endeksi, cuma günü ise Almanya’da enflasyon ve işsizlik oranı verileri takip edilecek.

Asya borsaları Japonya hariç yükseldi

Asya piyasalarında Japonya hariç genel olarak alış ağırlıklı bir seyir gözlemlenirken, yeni haftada Güney Kore Merkez Bankası’nın faiz kararı ile Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yakından izlenecek. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in güven mesajları ise risk iştahını destekleyen gelişmeler arasında yer aldı.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, tahvil piyasasında müdahale niyetinde olduklarını sinyalini verdi.

Çin’de, gösterge faiz niteliğindeki 1 ve 5 yıllık kredi faiz oranları (LPR) sabit bırakıldı. Ulusal Bankalar Arası Fon Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, 1 yıllık kredi faiz oranı yüzde 3,1’de kalırken, 5 yıllık kredi faiz oranı ise yüzde 3,6’da sabitlendi.

Çin’deki bankaların, Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) borçlanma faizi üzerine koyduğundan belirlenen LPR, 2019’dan bu yana ülkenin gösterge faiz işlevini görmekte. 1 yıl vadeli kredi faiz oranı kurumsal krediler için, 5 yıllık oranı ise emlak kredileri için referans kabul edilmekte.

Çin Ticaret Bakanı Vang Vıntao, ABD’nin Çin’den ithal ürünlere koyduğu yüzde 10 ek gümrük vergisinin ikili ilişkileri olumsuz etkilediğini vurguladı ve ekonomik ve ticari anlaşmazlıkların tek taraflı adımlar yerine diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Vang, yeni atanan ABD’li mevkidaşı Howard Lutnick’e yazdığı mektupta, ABD’nin tek taraflı tarifelerinin Çin’in normal ekonomik ilişkilerini olumsuz etkilediğini belirterek, “Sorunları eşit temel üzerinden diyalog ve müzakere ile çözmeyi umuyoruz.” dedi.

Bu arada, Alibaba, mali üçüncü çeyreği için güçlü sonuçlar açıkladı. Şirketin net geliri, 48,9 milyar yuana (6,7 milyar dolar) ulaşarak beklentileri geride bıraktı.

Bu gelişmeler ışığında, geçtiğimiz hafta Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,79, Çin’de Şanghay Bileşik endeksi yüzde 0,97 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,45 artış gösterirken, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,93 değer kaybetti.

Gelecek hafta, salı günü Güney Kore Merkez Bankası’nın faiz kararı ile cuma günü Japonya’da Tokyo TÜFE ve sanayi üretimi takip edilecek. Ayrıca, Japonya’da pazartesi günü borsa tatil nedeniyle kapalı kalacak.

Yurt içinde büyüme verileri takip edilecek

Yurt içinde, geçen hafta düşüş eğilimi gözlemlenirken, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2,79 değer kaybederek 9.602,16 puandan kapandı. Yatırımcıların gözleri büyüme verilerine çevrildi.

AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) 2024’ün 4. çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2,98 artacağını öngörüyor.

Ekonomistlerin 2024 yılı için büyüme beklentilerinin ortalaması yüzde 3,12, 2025 sonuna ilişkin büyüme tahminlerinin ise yüzde 2,96 olduğu yönünde.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 14 Şubat haftasında bir önceki haftaya göre 5 milyar 660 milyon dolar artarak 173 milyar 152 milyon dolara, swap hariç net rezerv ise 71 milyar 498 milyon dolara ulaştı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine gelmiş oldu.

Ayrıca, Morgan Stanley, “2025 Döviz Kuru Tahminleri Güncellemesi” raporunu açıkladı. Raporda, Türk lirasının CEEMEA bölgesinde en iyi performans gösteren para birimlerinden biri olacağı tahmin ediliyor.

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,6 üzerinde 36,4560 seviyesinden tamamladı.

Yurt içinde gelecek hafta, pazartesi günü Reel Kesim Güven Endeksi, kapasite kullanımı, perşembe günü Ekonomik Güven Endeksi, dış ticaret dengesi, cuma günü ise büyüme ve işsizlik oranı verileri takip edilecektir.

Trump’ın Ekonomi Politikaları Piyasaları Sarsıyor
Yorum Yap
Bizi Takip Edin