Genel Kurul kapsamındaki Siyasi ve Güvenlikle ilgili İşbirliği Komitesi Toplantısı’nda, İsrail heyeti, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlar sırasında hayatını kaybeden ve rehine takası çerçevesinde İsrail’e teslim edilen bir bebeğin fotoğraflarını sergileyerek, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı delegasyonları İsrail’e destek vermekle ve ikiyüzlülükle itham etti. Bu çıkışı takiben, İsrailli bir kadın parlamenterin Türkiye’yi eleştirmesi üzerine Tuba Durgut sert bir karşılık verdi.
Durgut, Gazze’de hayatını kaybeden, sakat kalan ve açlık çeken çocukların durumuna dikkat çekerek, İsrail’in tek taraflı mağduriyet söylemini reddetti ve şu ifadeleri kullandı:
“Ya Gazze’de ampute edilen çocuklar? Ya Gazze’deki kadınlar? Ya Gazze’de aç kalan çocuklar? Gazzeliler insan değil mi? Biz tüm çocuklar için üzgünüz, Gazzelilerin hayatı da diğer hayatlar kadar değerlidir. Bu artık bir siyasi mesele değil, insani bir meseledir; saygı gösterin.”
Durgut’un bu sert yanıtının ardından toplantıda büyük bir hareketlilik gözlemlendi. Filistin dahil birçok delegasyon üyesi, Durgut’u destekleyerek İsrail heyetine yönelik sert eleştirilerini ifade etti. Tartışma esnasında Durgut, bilgisayar kayıtlarından Gazze’de kurşunlanarak öldürülen Hind Receb adlı kız çocuğunun görüntülerini paylaştı ve İsrail’in çocuklara yönelik saldırılarına dikkat çekti.
HİND RECEB’İN TRAJİK ÖLÜMÜ
Hind Receb, akrabalarıyla birlikte şehirden kaçmaya çalışırken, bulundukları araç İsrail tanklarıyla karşılaşmış ve tüm aile üyeleri hayatını kaybetmişti. Küçük kız, İsrail ateşi sırasında saatlerce cansız bedenler arasında kalmış, korkuyla yardım beklemişti. Acil yardım hizmetleri ile yaptığı telefon görüşmeleri uluslararası alanda büyük tepki çekmişti. Receb’in son sözleri, “Beni almaya gelecek misiniz? Korkuyorum.” şeklindeydi.
Tuba Durgut’un cesur çıkışı, uluslararası alanda yankı bulurken, İsrail’in tek taraflı söylemlerine karşı güçlü bir karşı duruş olarak kaydedildi.
Bunun ardından, Akdeniz Parlamentosu 19. Genel Kurulu’nda Gazze’de yaşanan insani kriz ve uluslararası hukuk ihlalleri tekrar gündeme getirildi. Türkiye delegasyonu, Filistinli sivillerin korunması yönünde diplomatik baskının artırılması gerektiğini vurgularken, Durgut’un çıkışı toplantının en çok konuşulan konularından biri haline geldi.
