1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Avrupa’nın Enerji Krizi: Çözüm Nükleerde Mi?

Avrupa’nın Enerji Krizi: Çözüm Nükleerde Mi?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Birol, Brüksel’deki temasları sırasında Belçika Kralı Philippe, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Son günlerde Avrupa’da aşırı soğuk hava koşullarının doğal gaz fiyatlarını önemli ölçüde yükselttiğine dikkat çeken Birol, Avrupa’nın bu konuda kalıcı bir çözüm üretemediğine değindi.

Birol, “Avrupa’daki enerji maliyetleri, ABD, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomik güçlerle kıyaslandığında oldukça yüksek. Avrupa’da doğal gazın ortalama fiyatı Amerika’nın beş katı, elektrik fiyatları ise Çin’in dört katı seviyesinde.” ifadelerini kullandı.

Yüksek enerji maliyetlerinin Avrupa ekonomisi üzerindeki etkilerini vurgulayan Birol, “Avrupa ekonomisinin ana taşıyıcısı ihracattır. Avrupa Birliği (AB), dünyanın en büyük ihracatçı ekonomisi konumundadır ve ABD ile Çin’den daha fazla ihracat gerçekleştirmektedir. Ancak enerji fiyatları çok yüksek olduğunda Avrupa’nın rekabet gücü ciddi ölçüde azalıyor. Bu nedenle Avrupa sanayisi büyük bir krizle karşı karşıya. Eğer bu soruna bir çözüm bulunamazsa, Avrupa ekonomisi önemli bir çöküntü yaşayabilir ve istihdam açısından ciddi sorunlar doğabilir. Şu an Avrupa’nın karşılaştığı en önemli ekonomik mesele, sanayi sektörünün savaş öncesi günlerine dönebilmesi için ne yapması gerektiğidir.” şeklinde konuştu.

– LNG DALGASI, ALICI ÜLKELERİN LEHİNE

Birol, 2026’dan itibaren 3 yıl boyunca dünya genelinde devreye girecek yeni sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kapasitesinin Avrupa için olumlu bir gelişme olduğunu bildirdi.

Özellikle ABD ve Katar’da pek çok LNG projesinin meyvelerini vermeye hazırlanmasına değinen Birol, “Piyasalara büyük bir LNG dalgası gelecek. Bu durum LNG fiyatlarının ve genel gaz fiyatlarının düşmesine yardımcı olacak. Özellikle gaz ithal eden ülkeler olan Avrupa ve Türkiye için bu son derece önemli. Piyasalardaki dengeler satıcı odaklı olmaktan alıcı odaklı hale dönüşecek. Bu da alıcıların konumunu güçlendirecek.” dedi.

– NATO TEMASLARINDA GÜNDEM ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ

Birol, son dönemde dünyada artan korumacı ticaret politikalarının enerji üzerindeki etkileri konusunda ise, ABD, Çin, Avrupa ve Hindistan arasında ticaret savaşlarının olabileceğine dair işaretler gördüğünü ancak bunun enerjiyi nasıl etkileyeceği konusunda yorum yapmanın şu an için erken olduğunu belirtti.

Enerji ve siyasetin daha önce hiç olmadığı kadar iç içe geçebileceğine dikkat çeken Birol, “Enerji arz güvenliği, hızla çok daha önemli bir konu haline geliyor.” ifadelerini kullandı.

Birol, NATO çerçevesinde bu konunun kapsamlı şekilde ele alındığını da sözlerine ekledi.

– NÜKLEER ENERJİDE 30 YILIN EN BÜYÜK İNŞA HAMLESİ

Enerji arz güvenliği ve temiz enerji dönüşümünün yanısıra nükleer enerjinin de ülkeler açısından önemli bir gündem maddesi haline geldiğini dile getiren Birol, “Enerji arz güvenliği kaygılarının artmasıyla birlikte nükleer alanda ciddi bir geri dönüş yaşıyoruz. Dünya genelinde şu anda 60’tan fazla nükleer santral inşaat halinde ve bu son 30 yılın en büyük inşa hamlesi.” dedi.

Bu yıl nükleerden elektrik üretiminin tarihsel bir zirveye ulaşacağına işaret eden Birol, Brüksel’deki görüşmelerde bu konunun öneminin vurgulandığını belirtti. Ayrıca, Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde nükleer santrallerini kapatmayı planlayan Belçika’nın, yeni bir nükleer santral inşa etmeyi düşündüğünü de sözlerine ekledi.

Birol, nükleer alanda küçük modüler reaktörlerin de 2030 sonrası dikkate alınabileceğini ifade etti.

– TÜRKİYE VE AVRUPA ARASINDA ENERJİDE İŞBİRLİĞİ POTANSİYELİ YÜKSEK

Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve nükleer enerji projelerini değerlendiren Birol, “Türkiye bu konuda önemli adımlar atmış ve enerji ithalatını çeşitlendirmiştir. Türkmenistan da dahil olmak üzere pek çok ülkeden gaz alımı gerçekleştiriyor, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji alanında da büyük ilerlemeler kaydediyor. Umuyorum ki nükleer enerji teknolojilerinde de birkaç adım daha atarak bu alandaki kapasitesini artıracaktır.” ifadelerini kullandı.

Birol, Türkiye’nin Azerbaycan, Türkmenistan ve diğer ülkelerden gelen gazı Avrupa ülkelerine ulaştırarak kıtaya önemli bir çeşitlilik ve arz güvenliği sağladığını vurgulayarak, Türkiye ile Avrupa arasında rüzgar enerjisi türbini imalatı gibi konularda önemli bir işbirliği potansiyelinin bulunduğunu kaydetti. Bu ilişkilerin geliştirilmesinin hem Avrupa hem de Türkiye için önemli kazanımlar yaratacağını düşündüğünü belirtti.

– KÜRESEL LNG GÖRÜNÜMÜ

Özellikle Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasında Rus enerji kaynaklarına bağımlılığını azaltmayı hedefleyen AB ülkeleri, enerji açıklarını kapatmak amacıyla yoğun bir şekilde LNG alımına yöneldi. Bu durum, küresel bazda doğal gaz ve LNG fiyatlarının tarihi zirvelere tırmanmasına neden oldu.

IEA’nın verilerine göre, küresel LNG arzı geçen yıl yaklaşık yüzde 2 oranında artış gösterdi. Bununla birlikte, 2024 yılında LNG arzındaki artışın son 4 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşerek 10 milyar metreküpe ulaşması bekleniyor.

Bu yıl, özellikle Kuzey Amerika’da birkaç büyük LNG projesinin devreye girmesiyle birlikte LNG arzında yüzde 6 seviyesinde bir artış bekleniyor ve toplamda 30 milyar metreküp seviyesine ulaşması öngörülüyor.

Katar’ın bazı LNG projeleri ve inşaat halindeki sıvılaştırma tesislerinin, 2030 yılına kadar LNG pazarına yıllık 270 milyar metreküpten fazla ihracat kapasitesi eklemesi bekleniyor.

Avrupa’nın Enerji Krizi: Çözüm Nükleerde Mi?
Yorum Yap
Bizi Takip Edin