Bolat, Japonya Milli Günü Resepsiyonu’nda gerçekleştirdiği konuşmasında, Türkiye ve Japonya’nın coğrafi olarak iki farklı uçta yer alsa da, aralarındaki dostluğun ve müttefikliğin kalplerinin yakınlığını sağladığını vurguladı.
Türkiye ile Japonya’nın ilişkilerini 2013 yılında stratejik ortaklık seviyesine yükselttiklerini hatırlatan Bolat, bu işbirliğinin temelinin ticaret, bilim, teknoloji, enerji ve afet yönetimi gibi alanlarda ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi olduğunu ifade etti.
Bolat ayrıca, günümüzde karşılaşılan tehditlerin arttığı ve küresel ile bölgesel sorunların iç içe geçtiği bir ortamda, ortak yaklaşımlara sahip ülkelerin işbirliklerini güçlendirmelerinin önemine dikkat çekti.
“TÜRKİYE’NİN YATIRIMLARDAN DAHA BÜYÜK BİR PAY ALMASI GEREKİR”
Japonya ile işbirliği konusundaki kararlılığını yineleyen Bolat, günümüz dünyasında ekonomik işbirliğinin ülkeler arasındaki ilişkilerin en önemli belirleyicisi olduğunu belirtti. 2014 yılında 3,8 milyar dolar olan Türkiye-Japonya ticaret hacminin 2024 itibarıyla 5,5 milyar dolara yaklaşmasının önemli bir gelişme olduğunu söyledi. Ayrıca, Türk Hava Yolları’nın Japonya’ya sefer sayısını artırmasının yanı sıra, ‘All Nippon Airways’in İstanbul seferlerine başlamasını da kayda değer bulduğunu ifade etti. Türkiye’de 257 Japon şirketinin 3,1 milyar dolarlık yatırımı, Japonya’nın Türkiye’ye olan güvenini göstermekte olduğuna dikkat çekti.
Bolat, iki ülke arasında müzakereleri devam eden Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın, ticaretin çeşitlendirilmesi ve dengeli hale gelmesi ile yatırımların artırılmasına yönelik stratejik bir mekanizma oluşturduğunu söyledi.
Türkiye’nin güçlü üretim alt yapısının, yenilikçi teknolojilerinin ve Asya ile Avrupa arasındaki stratejik konumunun, Japon yatırımcılar için önemli fırsatlar sunduğunu belirterek, enerji, altyapı, yenilenebilir kaynaklar, otomotiv, sağlık ve ileri teknoloji alanlarındaki işbirliklerinin öncelikleri arasında olduğuna değindi.
Bolat, Japon yatırımcılarıyla Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’daki başarılı projelerin, küresel ölçekte değer yaratma potansiyelini gösterdiğini belirterek, Ukrayna ve Suriye’nin yeniden inşası süreçlerinde de işbirliği yaparak önemli projelere imza atma fırsatını değerlendirilebileceğini ifade etti.
“MEDENİYETLERİN MİRASI TÜRKİYE’NİN MODERN YÜZÜYLE HARMANLANARAK SERGİLENECEK”
Bolat, bu yıl Japonya’nın Osaka kentinde 13 Nisan’da başlayacak EXPO 2025 Fuarı’na Türkiye’nin 900 metrekarelik pavilyonu ile katılacağını hatırlattı. Türkiye’nin, “Medeniyetlerin Altın Çağı” teması ile EXPO’ya katılacağının altını çizen Bolat, bu temanın Anadolu’nun farklı kültürler için bir buluşma noktası olduğu gerçeğini vurguladığını ifade etti. Göbeklitepe’den Selçuklu’ya, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar uzanan medeniyet mirasının, Türkiye’nin modern yüzüyle birleştirilerek sergileneceğini ifade etti.
EXPO kapsamında Türkiye’nin milli gününün, 23 Nisan 2025 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak belirlendiğini kaydeden Bolat, Türk ve Japon çocukların geleceği birlikte tasarlamalarının EXPO ruhuna uygun bir mesaj olacağını vurguladı. Tarihi bağlar üzerine kurulu ilişkilerinin, karşılıklı güven ve dostluk çerçevesinde derinleştirilerek, politik ve kültürel düzlemde gelişmiş olan bu bağı ekonomik ve ticari alanlara yaymayı hedeflediklerini belirtti.
