1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Şimşek: Enflasyonla Mücadelede Güçlü Politika Vurgusu

Şimşek: Enflasyonla Mücadelede Güçlü Politika Vurgusu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bakan Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Suudi Arabistan iş birliğiyle El Ula şehrinde düzenlenen Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu.

Şimşek, enflasyonla mücadele ve mali disiplinin öncelikli hedefleri arasında yer aldığını aktararak, enflasyonun hala yüksek olduğunu fakat düşüş gösterdiğini ifade etti. Özellikle hizmet sektöründeki fiyatların yapışkanlık göstermesi, kira ve eğitimle ilgili geriye dönük endekslemelerin sık yaşandığına dikkat çekti.

Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların da zorluklar yarattığını belirten Şimşek, enflasyon beklentilerinin ise hanehalkları ve işletmeler arasında piyasalara göre daha yavaş bir şekilde iyileştiğini vurguladı.

“İyi politikaların yerini hiçbir şey tutamaz. Önemli olan sağlam politikalar ve bunların etkin bir şekilde uygulanmasıdır.” diyen Şimşek, bu yıl sıkı para ve maliye politikalarının yanı sıra destekleyici bir gelir politikası üzerinde de uğraşacaklarını aktardı.

Şimşek, enflasyonun düşüş sürecinin bu yıl da devam edeceğini ve bunun beklentileri olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti.

Bütçe disiplini konusuna da değinen Şimşek, Türkiye’nin son iki yılda deprem ve yeniden inşa çalışmaları için 74 milyar dolarlık bir harcama yaptığını hatırlattı. Bu harcamanın, gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 6’sının üzerinde olduğuna vurgu yaparak, sürecin yalnızca konut inşaatından ibaret olmadığını, tüm altyapıyı kapsayan zorluklarla dolu bir süreç olduğunu dile getirdi.

Geçtiğimiz yıl bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 5 civarında yüksek bir seviyede gerçekleştiğine dikkat çeken Şimşek, bu yıl için bütçe açığını yüzde 3’e düşürmeyi hedeflediklerini, kamu borcunun GSYH’ye oranının da yüzde 25 seviyelerinde seyrettiğini belirtti.

“Bu disiplini sağlamak yalnızca borç sürdürülebilirliği ile alakalı değil; aynı zamanda enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla Merkez Bankası’na destek olmak açısından da kritik bir öneme sahiptir.” şeklinde konuştu.

Gelişmekte olan piyasalar için güçlü dolar ve yüksek uzun vadeli ABD hazine tahvili getirilerinin olumsuz bir durum yarattığını aktaran Şimşek, Türkiye’nin bu durumdan etkilenme olasılığının bulunduğunu dile getirdi.

Ancak Şimşek, Türkiye’nin bu dönemde güçlü dolar ve yüksek ABD tahvil getirisine karşı daha dayanıklı olduğunu, yabancı yatırımcıların son dönemde Türkiye’ye geri dönüş yaşadığını ancak hala yabancı payının görece düşük kaldığını belirtti.

Türkiye’nin geçen yıl cari açığı GSYH’nin yaklaşık yüzde 0.7’sine düşürmeyi başardığını hatırlatan Şimşek, bu yıl da cari açığın biraz genişleyeceğini ancak yönetilebilir kalacağını kaydetti.

Merkez Bankası’nın net rezervlerinin geçtiğimiz 18 ayda yaklaşık 125-130 milyar dolar arasında iyileştiğini belirten Şimşek, yatırım iklimini iyileştirmeye ve dalgalı sermaye girişlerine bağımlılığı azaltmaya odaklanacaklarını ifade etti. “Türkiye önemli bir pazar. Kişi başına düşen GSYH yaklaşık 15 bin dolar seviyesinde ve 1.3 trilyon dolarlık bir iç pazara sahibiz.” diye ekledi.

“Doğrudan yabancı yatırımları tekrar çekmeye başlamayı umuyoruz”

Şimşek, “Anlamlı doğrudan yabancı yatırımları tekrar çekmeyi umuyoruz çünkü bunlar borç üretmeyen girişlerdir.” değerlendirmesini yaptı.

Enflasyonun düşürülmesi ve mali alandaki ilerlemeyle portföy yatırımcılarını daha uzun vadeli yatırımlara teşvik edeceklerini anlatan Şimşek, “Hükümet olarak gelecek yıldan itibaren net dış borç ödeyicisi olmak istiyoruz.” dedi.

Borç yönetim stratejileri üzerine çalışmalara devam edeceklerini açıklayan Şimşek, Türkiye’nin iç tahvil piyasasını geliştireceklerini ve lira cinsinden, daha az değişken faizli, sabit kuponlu borçlanmayı planladıklarını belirtti.

Güçlü doların Türkiye üzerinde ticari anlamda olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çeken Şimşek, Türkiye’nin ham maddeleri dolar cinsinden satın aldığını, ihracatını büyük ölçüde Avro Bölgesi ve Avrupa’ya gerçekleştirdiğini hatırlattı. Ayrıca dolar cinsinden borç servis maliyetinin yüksek olduğunu aktardı.

“Yapay zeka, dönüştürücü bir teknoloji”

“Yapay zeka, dönüştürücü bir teknolojidir ancak aynı zamanda yıkıcı da olabilir.” diyerek bu konudaki endişelere değinen Şimşek, küresel gelir eşitsizliği ve yapay zekaya hazır ülkelerde servetin yoğunlaşması gibi sorunların bulunduğunu anlattı.

Şimşek, yapay zekanın üretkenlik artışı için büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak bazı yönlerinin iyi yönetilmemesi durumunda problemler doğurabileceğini de belirtti.

Şimşek: Enflasyonla Mücadelede Güçlü Politika Vurgusu
Yorum Yap
Bizi Takip Edin