Atilla Demir Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan’a yapacağı ziyaretin, Türkiye ve Pakistan arasındaki derin tarihi, güçlü kültürel ve ekonomik ilişkilerin bir yansıması olduğunu belirtti.
Türkiye ve Pakistan’ın uzun yıllardır kardeşlik bağıyla hareket ettiğini, her iki ülkenin refah, istikrar ve ekonomik işbirliği hedeflerini paylaştığını vurgulayan Yerlikaya, Türkiye-Pakistan İş Forumları’nın, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini artırmak için önemli birer platform olarak işlev gördüğünü ifade etti.
Yerlikaya, bu bağlamda her iki ülkenin iş dünyasını DEİK Türkiye-Pakistan İş Konseyinin etkinliklerine katılmaya teşvik ettiklerini iletti.
İki ülke iş dünyasının buluşup B2B toplantıları gerçekleştireceği etkinliklerin, üst düzey liderler ve bakanlar eşliğinde düzenlenmesine büyük önem verildiğini aktaran Yerlikaya, “Türk şirketlerini Pakistan’ı sadece bir pazar değil, aynı zamanda uzun vadeli büyüme için stratejik bir ortak olarak görmeye ikna etmek ana hedefimizdir.” dedi.
Yerlikaya, Türkiye ve Pakistan arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceğinin umut verici olduğunu, artan ticaret, yatırım ve ortak girişimlerin ikili ilişkileri genişletip derinleştireceğine dikkat çekti. Altyapı, madencilik, enerji, savunma ve tarım gibi sektörlerin de bu süreçte hızla büyüyeceğini belirtti.
Sağlık, medikal hizmetler, ilaç sanayi, teknoloji, yazılım ve IT alanlarında da işbirliği fırsatlarının mevcut olduğunu vurgulayan Yerlikaya, “Bu alanlarda karşılıklı heyet ziyaretlerini planlamayı hedefliyoruz. Türkiye, 1 milyar doları aşan doğrudan yatırımla Pakistan’daki en büyük yabancı yatırımcılardan biri konumundadır. İkili ticaret hacmimizi 5 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyoruz ve bu hedef doğrultusunda Türk iş dünyası ile Pakistan arasında köprüler inşa etmeye devam ediyoruz.” sözlerini kaydetti.
“Jeostratejik avantajları Pakistan’ı yatırım açısından büyük potansiyele sahip bir pazar haline getiriyor”
Atilla Demir Yerlikaya, Pakistan’ın Asya’nın en önemli ticaret, enerji ve ulaşım koridoru olma potansiyeline sahip stratejik konumuyla birlikte, enerji zengini Orta Asya, güçlü finansal kaynaklara sahip Körfez ülkeleri ve ekonomik olarak gelişmiş Uzak Doğu pazarlarına açılmak için önemli bir kapı olduğuna dikkat çekti.
Jeostratejik avantajlarının Pakistan’ı yatırım açısından cazip bir pazar haline getirdiğini belirten Yerlikaya, “Nüfusunun yüzde 55’inin 19 yaşın altında olduğu Pakistan, büyüyen bir orta sınıfa ve İngilizceyi iyi bilen, eğitimli, çalışkan bir iş gücüne sahiptir.” dedi.
Yerlikaya, Pakistan ekonomisinin küresel krizlere karşı direnç gösterdiğini ve birçok bölge ülkesinden daha iyi bir performans sergilediğini ifade etti. Yatırımcılar için liberalleşme, özelleştirme, düzenlemelerin kaldırılması ve yatırım kolaylaştırma politikalarının ön planda bulunduğunu aktardı.
Özel Ekonomik Bölgeler (SEZ) Yasası’nın, yatırımcıların üretim verimliliğini artırmalarını ve iş yapma maliyetlerini azaltmalarını sağlamak adına altyapı, teşvikler ve yardım hizmetleri sunarak Pakistan’ı dahada cazip hale getirdiğini ifade etti.
“Otomotiv, tekstil ve hızlı tüketim malları üretimi alanlarında yatırım fırsatları değerlendirilebilir”
Yerlikaya, kurumsal tarım, meyve-sebze üretimi ve hayvancılık alanlarında büyüyen iç pazar ve ihracat fırsatlarının bulunduğu Pakistan’da, soğuk zincir lojistiği ve yenilenebilir tarım teknolojileri ile helal et ihracatında yüksek getiriler olabileceğini kaydetti.
Ülkede 600 binden fazla bilişim uzmanı ve 300 bin serbest çalışanın bulunduğu hızlı büyüyen bir teknoloji ekosisteminin oluşturulduğunu açıklayan Yerlikaya, “Yazılım geliştirme, yapay zeka, bulut bilişim ve e-ticaret gibi sektörlerde yatırım alternatifleri mevcut.” dedi.
Yerlikaya, güneş ve rüzgar enerjisi projelerinde de genişlemeye uygun fırsatlar olduğunu vurgulayarak, Pakistan’ın bölgesel ticaret merkezi olma potansiyelini artıracak gelişmiş ulaşım ve lojistik yatırımlarının değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.
Otomotiv, tekstil ve hızlı tüketim malları üretimi alanlarında da yatırım fırsatlarının mevcut olduğunu belirten Yerlikaya, “Bakır, altın ve krom gibi değerli maden yataklarına sahip Pakistan, madencilik teknolojisi ve maden işleme yatırımları aracılığıyla sektör potansiyelini gerçekleştirmek için büyük fırsatlar sunuyor.” şeklinde konuştu.
“Türk şirketleri Pakistan’ın altyapı gelişiminde önemli bir rol oynuyor”
Atilla Demir Yerlikaya, Türk şirketlerinin Pakistan’ın ekonomik kalkınmasına önemli katkılarda bulunduğunu ve çeşitli sektörlerde başarılı yatırımlar gerçekleştirdiğini ifade etti.
Türk şirketlerinin enerji, altyapı, üretim ve hızlı tüketim malları sektörlerinde faaliyet gösterdiğini ve yatırımlarını etkin bir şekilde yönettiğini aktaran Yerlikaya, bu durumun Pakistan’ın yatırım dostu politikalarının bir temsili olduğunu belirtti.
Yerlikaya, Türk şirketlerinin altyapı gelişiminde kritik bir rol oynadığını vurgularken, “Pakistan Su ve Enerji Geliştirme Otoritesi (WAPDA) ve Ulusal Otoyol Otoriteleri, en önemli baraj, hidroelektrik santrali, sulama ve karayolu projelerine mühendislik ve taahhüt hizmetleri sağlıyor. Bu projeler arasında Diamer Basha Barajı, Dasu Barajı, Havelian-Thakot Otoyolu gibi büyük yatırımlar yer alıyor. DEİK Türkiye-Pakistan İş Konseyi olarak ekonomik işbirliğimizi güçlendirip, ticari ortaklıkları teşvik etmeye kararlıyız. Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile iki ülke arasında ticaret ve yatırımda yeni fırsatlar doğacağına inanıyoruz.”
