1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Fırsatlar Yolda!

Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Fırsatlar Yolda!

featured

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Erzurum’da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’na video mesaj ile katıldı.

Şimşek, forumun ticaret savaşlarının yarattığı yüksek belirsizlikler arasında yapıldığını ifade ederek küresel ekonomik sistemin uzun dönemli yapısal sorunlarla baş başa kaldığına dikkat çekti.

Küresel düzeyde korumacılığın yanı sıra yaşlanan nüfus, yapay zeka ve iklim krizi gibi zorlukların da bulunduğunun altını çizen Şimşek, bu faktörlerin dünya ekonomisindeki büyüme için aşağı yönlü riskler oluşturduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisi için olumlu bir bakış açısı geliştiren güçlü unsurların mevcut olduğunu belirten Şimşek, “Mayıs 2023’ten bu yana uyguladığımız istikrar ve reform programları ile dış kırılganlıkları azalttık, şoklara karşı dayanıklılığımızı artırdık ve makro finansal istikrarı güçlendirdik. Sürdürülebilir yüksek büyüme için daha sağlam bir zemin oluşturma yolundayız. Programın kazançlarına ek olarak küresel yapısal sorunlara karşı da kayda değer avantajlarımız var.” dedi.

Korumacılığın, küresel ticaret üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu kaydeden Şimşek, 2008’deki finans krizinden bu yana bu eğilimin sürekli artış gösterdiğini aktardı.

Ticaret kısıtlamalarının kriz öncesine göre 11 kat arttığına dikkat çeken Şimşek, bu politikaların büyük ölçüde ABD ile Çin arasındaki rekabetten kaynaklandığını açıkladı.

Şimşek, “Türkiye, artan korumacı tedbirlere karşı benzer ülkelerle kıyaslandığında daha dayanıklı bir konumda. Bunun iki ana nedeni var. Öncelikle, ihracata bağımlılığımız nispeten düşük ve ekonomimizin motoru iç talep. Mal ihracatının GSYH içindeki payı yaklaşık yüzde 20. Yatırımlar ve özel tüketim harcamaları burada belirleyici unsurlardır. İkincisi, dış ticaretimizin büyük bir kısmını dost ve komşu ülkelerle yapıyoruz. Avrupa Birliği dahil 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşmamız mevcut. İhracatımızın yüzde 62’si ticaretteki ayrışmalardan etkilenmiyor. 30 trilyon dolarlık bir pazara entegreyiz ve bazı Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika ülkeleriyle de güçlü ilişkilerimiz var. Bu yapı, bizi küresel ticaretteki ayrışmalara karşı daha dirençli hale getiriyor. Bu dönemi, bölgesel entegrasyonları derinleştirmek için bir fırsat olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Avantajları büyük ölçekli altyapı ve lojistik projeleriyle güçlendiriyoruz”

Türkiye’nin hizmet ihracatında güçlü bir konumda olduğunu ifade eden Şimşek, turizm, uluslararası müteahhitlik ve eğitim alanlarında bölgesinin lider ülkelerinden biri olduğuna dikkat çekti.

İmalat sanayisinde Türkiye’nin bölgedeki ana üretim üssü konumunda bulunduğuna vurgu yapan Şimşek, “Bu avantajları büyük ölçekli altyapı ve lojistik projeleriyle daha da güçlendiriyoruz. Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projeleri bu çerçevede büyük bir öneme sahip. Türkiye, Çin’i Avrupa’ya bağlayan Orta Koridor’un ana omurgasında yer alıyor. Ayrıca bölgesel entegrasyona katkı sağlayacak Kalkınma Yolu Projesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

Artan borçluluğun başka bir yapısal risk olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin toplam borçluluğunun milli gelirin sadece yüzde 93’ü olduğunu, benzer gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranın yüzde 245 seviyelerinde bulunduğunu kaydetti.

Türkiye’nin büyümesine borç kaynaklı bir engel olmadığını belirten Şimşek, “Düşük borç stokumuz nedeniyle piyasalardaki dalgalanmalar sona erdiğinde Türkiye’nin güçlü temelleri yatırımcıların dikkatini yeniden çekecek.” ifadelerini kullandı.

Küresel yatırımcıların temkinli davrandığını ve riskten kaçındığını dile getiren Şimşek, gelişmekte olan ülkelerin yatırımcılar için riskli görünmesine rağmen bu durumun geçici olduğuna inandığını söyledi. “Zamanla yatırımcıların güçlü makroekonomik temellere sahip ülkelere yönelmesini bekliyoruz. Türkiye de bu noktada pozitif bir şekilde ayrışacak.” şeklinde ekledi.

“Dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızı artırıyoruz”

Demografik dönüşüm ve yaşlı nüfus oranının küresel düzeyde önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin önünde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi bulunduğunu, çalışma çağındaki nüfusun artmaya devam ettiğini ifade etti.

Kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 36 seviyesinde olduğunu ve burada büyük bir potansiyel bulunduğunu aktaran Şimşek, kadınların işgücüne katılımını artırmak için reformları hızlandırdıklarını belirtti.

Üretken yapay zeka ve robot teknolojilerinin küresel ekonomiyi ciddi şekilde etkileyeceğini kaydeden Şimşek, IMF tarafından geliştirilen yapay zeka hazırlık indeksinde Türkiye’nin gelişmekte olan ülke ortalamalarının üzerinde olduğunu söyledi.

Gelişmiş ülkelerle aradaki farkın kapatılması için çalışmaların sürdüğünü aktaran Şimşek, “Yapay zeka ve ileri teknolojileri öncelik alanımız olarak değerlendiriyoruz. Özellikle dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızı artırıyoruz. En büyük avantajımız ise nitelikli insan kaynağımız.” dedi.

Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla altyapıyı güçlendireceklerini belirten Şimşek, “Önümüzdeki dönemde fiber kapasitemizi genişletmeyi, 5G sonrasına yatırım yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca büyük veri merkezleri, ulusal GPS’in oluşturulması ve nükleer enerji gibi alanlarda yatırımlarımızı hızlandıracağız.” ifadelerini kullandı.

“Dış dengede güçlü bir iyileşme var”

Şimşek, iklim değişikliğinin küresel yapısal sorunlardan biri olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin de bu tehditle karşı karşıya kaldığını belirtti.

Bu tehditleri azaltmak için enerjiden sulamaya kadar birçok alanda yatırımlar yapıldığını söyleyen Şimşek, “Bulunduğumuz küresel ortamda Türkiye önemli avantajlara sahip. Uyguladığımız program ile bu avantajları kalıcı kazanımlara dönüştürmeyi hedefliyoruz. Dünyadaki türbülansı ve sorunları Türkiye için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Programımızın temel hedefi olan dezenflasyon süreci başarılı bir şekilde devam ediyor; yıllık enflasyon 10 aydır düşüyor. Mart ayındaki enflasyon yüzde 38,1 olarak gerçekleşti ve geçen yıl mayıs ayındaki zirvesinden 37 puandan fazla azalma kaydedildi. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteklemesi ve arz yönlü reformlarla enflasyon düşmeye devam edecek. Maliye politikasındaki disiplinli duruşu sürdüreceğiz. Geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da devam ettireceğiz. Dış dengede güçlü bir iyileşme mevcut, brüt dış finansman ihtiyacımız azalıyor.” diye konuştu.

Mayıs 2023’te 55 milyar doların üzerinde olan cari açığın, şubat itibarıyla 12,8 milyara gerilediğini vurgulayan Şimşek, altın ithalatı hariç Türkiye’nin artık ılımlı büyüme ile cari fazla vermekte olduğunu da söyledi.

Cari açığı kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşümü hızlandırdıklarını belirten Şimşek, petrol fiyatlarındaki gerilemenin Türkiye’nin lehine olduğunu ve cari açığı düşüreceğini ifade etti.

Makroekonomik istikrar ve reform programlarının uygulandığı bir dönemde 1 milyona yakın yeni istihdam sağlamanın büyük bir başarı olduğuna değinen Şimşek, “Küresel belirsizliklerin, iç ve dış talepteki yavaşlamanın ekonomik aktivite üzerinde geçici etkiler yaratması muhtemeldir. Ancak biz, kısa vadeli dalgalanmaların ötesinde sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için sağlam temeller inşa etmeye devam edeceğiz. Bu nedenle ülkemiz açısından iyimser olunması için yeterli gerekçemiz var. Her küresel kriz, aynı zamanda fırsatlar da barındırır. Ülkemizin potansiyeline inanıyoruz ve bu potansiyeli gerçekleştirmek için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu dönemi sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümü hayata geçirmek için de bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.” şeklinde konuştu.

Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Fırsatlar Yolda!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin