CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dışarıdan destek ararken, Ekrem İmamoğlu da içerden baskı yapmaya çalıştı. Batılı medyada röportajlar vererek uluslararası arenada görünür olmak istediler.
Türk yargısına müdahaleyi talep eden CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının yargı süreciyle değil, Batı’nın etkisi ve şantajıyla üzerinin örtülmesini umdu.
PEKİ İSTEDİKLERİ OLDU MU?
Alman medyasındaki haberleri dikkate alarak, kamuoyuna bu gelişmeleri sunmaya ve sanki gerçekten olmuş gibi bir tutum sergilemeye başladılar.
Almanya merkezli bir gazete, İmamoğlu’nun durumu gerekçe göstererek, Türkiye’ye Eurofighter satışını veto ettiğini iddia etti.
DENİZİNDE YILANA SARILIR GİBİ BU HABERE SARILDILAR
CHP, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile boğuştuğu bu süreçte, tavrını belirleyerek bu habere adeta bir yılan gibi sarıldı.
İlk önce İmamoğlu sosyal medya paylaşımı yaparken, ardından CHP kendi mahfuzunda bu konuyu çözebilecekleri vaadinde bulundu.
Batılı başkentler ile olan ilişkilerini eleştirip yalnız bırakıldıklarını söyleyen CHP’nin bu tutumu, ‘Kelin merhemi olsa kendi başına sürer’ atasözünü akıllara getiriyor.
CHP’nin kapı kapı dolaşarak Türkiye’yi şikâyet etmesi, vatandaşı milli hassasiyetler bakımından rencide etti.
Artık Türkiye’nin ortak çıkarları için çaba gösteriyormuş gibi bir görünüm çizen CHP, bu haberler üzerinden de hükümete karşı bir baskı oluşturmaya çalışıyor.
İmamoğlu’nun tutukluğunun bedelini Batı’nın politikaları ile sormaya kalkışan CHP’nin tutumu dikkat çekici.
EUROFIGHTER’DA GERÇEKLER FARKLI
Ancak Eurofighter meselesinde gerçeklerin çok farklı olduğu ortaya çıkıyor. Veto iddiaları, kaynak belirtilmeden yazılan haberlerden ibaret ve doğruluğu sorgulanıyor.
Mevcut Almanya hükümetinin önümüzdeki iki hafta içinde değişmesi bekleniyor. Ayrıca, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü yeniden gündeme gelmeye başladı.
Eurofighter’a olan ihtiyaç hâlâ tartışma konusu olarak değerlendiriliyor.