1. Haberler
  2. Gündem
  3. Marmara Denizi’nde Müsilaj Riski Artıyor!

Marmara Denizi’nde Müsilaj Riski Artıyor!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından hazırlanan harita, Marmara Denizi’ndeki müsilaj durumunun 2021 yılındaki yoğun müsilaj dönemi ile büyük benzerlik gösterdiğini ortaya koyuyor.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden 15 bilim insanı, Bilim-2 araştırma gemisi ile Marmara Denizi’nde 10 gün boyunca 60 farklı istasyonda araştırma gerçekleştirdi.

Bu kapsamlı çalışma, enstitünün gerçekleştirdiği en detaylı müsilaj seferi olarak kaydediliyor ve geçen hafta sona erdi. Bu süreçte, çeşitli derinliklerden numuneler toplanarak gemideki laboratuvarlarda analizler yapıldı.

Gemi seferinden önce, yüksek çözünürlüklü otonom deniz araçlarıyla 1 ay süreyle veri toplandı.

Toplanan veriler analiz edildikten sonra, Marmara Denizi’ndeki müsilajın nedenleri açısından kirlilik, tuzluluk, sıcaklık, klorofil, fitoplankton, zooplankton, oksijen ve ışık miktarıyla bulanıklığın etkileri değerlendirildi.

3 AYRI HARİTA HAZIRLANDI

Elde edilen bulgular, 2021 yılındaki müsilaj çalışmalarındaki verilerle karşılaştırıldı. Bu analizler neticesinde, 2021’den günümüze evreleri gösterecek şekilde 3 ayrı harita oluşturuldu. İlk harita, Haziran 2021’de müsilajın en yoğun şekilde görüldüğü dönemi yansıtıyor.

İkinci harita ise Eylül 2021’i göstererek, müsilajın azaldığını ve temizlik çalışmalarının etkisini ortaya koyuyor.

Nisan 2025’i simgeleyen üçüncü harita ise müsilajın tekrar yoğunlaşmaya başladığını ve 2021 Haziran ayına benzer bir dağılım gösterdiğini ortaya koyuyor.

– “KARADENİZ’DEN GİRECEK SU BELİRLEYİCİ OLACAK”

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, kapsamlı müsilaj haritalandırması yaparak bu dönem ile 2021’deki yoğun müsilaj dönemini ve sonrasını karşılaştırdıklarını ifade etti.

Salihoğlu, 2021’deki müsilajdan önce Karadeniz suyu girişinde 10 aylık bir düşüş gözlemlediklerini, mevcut tablonun da benzerlikler taşıdığını dile getirdi. Kirlilik yükü ve oksijen eksikliğinin hala yüksek seviyelerde olduğunu belirtti.

Çanakkale’den itibaren Marmara Denizi’nin her bölgesinde müsilaj bulgularına rastladıklarını ifade eden Salihoğlu, 2021 yılındaki gibi yoğun bir müsilaj yayılımı olmadığını; müsilajın yüzeye henüz çıkmadığını ve daha çok 20-30 metre derinliklerde bulunmakta olduğunu açıkladı.

Salihoğlu, “Şu an başlangıç evresi gibi görünüyor. Çünkü fitoplankton isimli organizmaların yoğun ürediğini gözlemliyoruz. 2021 Haziran’ında da aynı durumu tespit etmiştik. Şu an bir tüketim süreci gözlemlenmiyor. Dolayısıyla, bu üretimin devam edeceği aşikar. Ancak bu üretim, daha fazla müsilaj oluşumuna yol açabilir. Bizim hipotezimize göre bunun belirleyicisi, Karadeniz’den gelecek su olacak.” dedi.

Karadeniz’in daha fazla yağış ve nehir girişi almasının iki deniz arasındaki su değişimini sağladığını vurgulayan Salihoğlu, iklim değişikliği ile birlikte artan kuraklık nedeniyle bu değişimin azaldığını ve bunun kendileri için kaygı verici olduğunu ifade etti.

Marmara’nın üst su değişimi için Karadeniz’den su girişinin gerekli olduğunu belirten Salihoğlu, bunun azalması durumunda Marmara’nın üst su değişiminin de olmayacağını, Çanakkale’den su çıkışının yavaşlayacağını kaydetti.

– “KURAK DÖNEMLER MÜSİLAJI ETKİLER”

Müsilajın tetikleyici sebepleri arasında durağanlığın gösterildiğini belirten Salihoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Asıl durağanlık, bizim hipotezimize göre, Karadeniz’den gelen suyun azalmasıyla Marmara üst suyunun Akdeniz yönüne itilmesinin zayıflamasıdır. Bu durumun müsilaj öncesi dönemlerde de sürekli olarak düştüğünü gözlemledik. Şu anda kurak dönemlerden geçiyoruz ve belki de önümüzdeki yıllar boyunca bu kuraklığın süreceği öngörülüyor. Dolayısıyla, Marmara’daki müsilaj riski, düşündüğümüzden daha fazla artmış durumda. Müsilaj riski, artık her zamankinden daha yüksektir çünkü kuraklık dönemleri müsilajı tetiklemektedir.”

Müsilajın 2021 yılındaki kadar yoğun olabileceğine dair endişelerde bulunan Salihoğlu, en büyük riskin oksijen eksikliği ve yüksek kirlilik değerleri olduğunu vurguladı.

Salihoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Haziran ayında daha net bir tablo görmek mümkün olacak. Ancak müsilaj su altında kaldığı sürece pek dikkat çekmiyor. Yüzeye çıktığında ise sorun daha belirgin hale geliyor. Müsilajın yüzeye çıkış koşulları farklıdır; özellikle uzun süreli durağan dönemlerden sonra, boğazdan hızlı bir su akışı bu derin suyun yüzeye çıkmasını sağlar ve bu fiziksel etmenler müsilajın toplanıp yüzeye çıkmasına yol açabilir. Eğer yoğun bir müsilaj oluşursa, o zaman yüzeyde de müsilajı gözlemlemeye başlama olasılığımız artar.”

– “DAHA DÜŞÜK OKSİJEN, DAHA KIRILGAN BİR MARMARA DEMEK”

Bilimsel Seferler Koordinatörü Dr. Hasan Örek, müsilajın oluşumunun sebeplerinden birinin deniz içindeki üretim olduğunu ve buna en fazla etki eden faktörün ışık ve besin elementleri olduğunu kaydetti.

Örek, aşırı alg üretimi sonrasında genellikle müsilaj oluştuğuna dikkat çekerek, “Şu anda alg üretimi, hemen hemen tüm deniz yüzeyinde çok yüksek düzeyde. Bulduğumuz veriler, Marmara’nın her yerinde müsilaj olduğunu ortaya koyuyor; ancak bu durum 2021 yılındaki kadar dramatik değil. Yine de hedeflenen seviyeye ulaşacak mı, bunu kesin olarak bilemeyiz. Hava sıcaklıklarının artması ile bu üretimin de artacağını düşünüyoruz. Eğer üretim artar ve stres faktörleri müsilajı tetiklerse, müsilajın ölçeği büyüyebilir.” uyarısını yaptı.

Marmara’daki koşulların her zaman müsilaja uygun olduğunu ifade eden Örek, Karadeniz kıyılarında son yıllarda gözlemlenen müsilajın Marmara’yı olumsuz etkileyebileceğine dair endişelerini dile getirdi.

Örek, “Marmara’ya giren her organik yükün sonucunda oksijen azalması gerçekleşir. Daha düşük oksijen seviyeleri, daha zayıf ve kırılgan bir Marmara demektir. 2022 yılında Marmara Denizi’ndeki müsilaj etkisi kaybolmuştu. Ancak şimdi, Nisan 2025 itibarıyla yaptığımız taramalarda, Marmara’nın her bölgesinde yeniden müsilaj bulgularına rastladık. Üstelik bu sefer, yalnızca körfezler ve kapalı alanlar değil, açık denizler de müsilaj içermekte.” sözlerine yer verdi.

– “SU SICAKLIĞININ ARTMASIYLA MÜSİLAJ TÜM YÜZEYE YAYILABİLİR”

Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Mantıkcı, şu anda 15-25 metre derinlikler arasında müsilajın aktif olduğunu ve su sıcaklığının bu derinliklerde 10-11 derece civarında bulunduğunu aktardı.

Marmara’nın yüzeyinde oksijen durumunun bu dönemde iyi görünmekte olduğunu ancak yüzey sularının ısınmasının oksijen tüketimini hızlandıracağını vurgulayan Mantıkcı, “2021 yılındaki gibi haziran ayında su sıcaklıklarının artmasıyla müsilaj tüm yüzeye yayılabilir. Şu anda bir değişim sürecinin arifesindeyiz; müsilaj Marmara’nın her yerinde mevcut ancak soğuk suyun içinde. Bunun gelecekte nasıl bir değişim göstereceğini göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Marmara Denizi’nde Müsilaj Riski Artıyor!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin