1. Haberler
  2. Eğitim
  3. Türkiye’de Dil Eğitimi İçin Yeni Yaklaşımlar

Türkiye’de Dil Eğitimi İçin Yeni Yaklaşımlar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bakan Tekin, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) tarafından, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) desteğiyle düzenlenen “Uluslararası Öğrencilerin Kaleminden Türkiye’de Yaşamak” başlıklı deneme yarışmasının ödül törenine katılım gösterdi.

Törende konuşan Tekin, ana dilin eğitimin temel taşları arasında yer aldığını ifade etti.

Tekin, Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemde bu tür etkinliklerin ne kadar kıymetli olduğunu belirterek, “Bir yanda, ülkesinin siyasi çıkarlarını yabancı medya organlarına şikayet eden siyasilerimiz var; diğer yanda ise Türkiye’de yaşamaktan mutluluk duyanların katıldığı yarışmalar düzenleyen yapılar mevcut. Bu açıdan bakıldığında etkinlik, mevcut koşullar açısından önemli bir yere sahip.” dedi.

Tekin, bir memur sendikasının okullarda LGBT konulu ders vermek istemesi üzerine Bakanlık olarak müdahale ettiklerini belirterek, şu sözlere yer verdi:

“Mart ayının başında, Türkiye’de bir memur sendikası, okullarımızda LGBT ile ilgili ders vermek istedi. Biz de Bakanlık olarak sendikal özgürlükler ile temel hak ve hürriyetler arasındaki dengeleri anlatan bir uyarı yazısı hazırladık. Bu bağlamda, temel hak ve hürriyetlerin Türkiye’de güvence altında olduğunu vurguladık. Kamu kurumları ve otoriteleri olarak, bireylerin bu hakları özgürce kullanabilmeleri için gereken tüm önlemleri alıyoruz. Ancak bu önlemlerin içinde sendikal özgürlükler de bulunsa da, temel hakların kullanılması esnasında bir başkasının hakkının ihlal edilmemesi gerektiği önemli bir noktadır.”

Tekin, sendikal özgürlüklerin yalnızca sendika genel merkezinde veya uygun toplantı salonlarında kullanılabileceğini ilgili sendikaya ilettiklerini fakat çocukların eğitimine dair bilgi aktarımını kendi inisiyatiflerine bırakmalarına izin verilmeyeceğini yazılı olarak ifade ettiklerini aktardı.

Bakan Tekin, “Şu an nadir bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu sendika, bizi uluslararası yapılarına şikayet etmiş. Bugün sabah, uluslararası bir sendikadan bu konuda bir uyarı aldım. İşte bir tarafta bu gibi durumlar, diğer tarafta ise Türkiye’yle ilgili olumlu ifadeler sunan, burada misafir ettiğimiz öğrencilerimize ev sahipliği yapan bir başkanlığın varlığı söz konusu.” şeklinde konuştu.

“Test sistemi çocuklarımızı sınırlıyor”

Tekin, çocukların ifade becerilerinin test sistemleriyle zayıfladığını belirtirken, üniversitedeki döneminden yaptığı bir gözlemi paylaştı; “Gündüz ders aldıkları öğrencilerin klasik testlerine, gece ders alan öğrencilerin de test versiyonlarını sordum. Sonuçlar arasında büyük bir fark oluştu. Çocuklarımız ne yazık ki test üzerinden yetişiyor, ve bu nedenle akademik başarıları kısıtlı kalıyor.” dedi.

“Çocuklarımız soruları doğru bir şekilde anlamakta zorlanıyor. Virgül yerlerini kaybetmekte, kavramları tam anlayamamaktalar. Bu durum, bütün dersleri olumsuz etkiliyor. Ana dili gelişmemiş bir çocuğun akademik başarıları sınırlı olacaktır.” diyen Tekin, “Kendi ana dilinde sadece 100 kelimeyle konuşabilen bir çocuktan, yabancı dilde 500 kelimeyle konuşmasını beklemek, doğaya aykırıdır.” şeklinde ifade etti.

Göreve başladığı tarihten bu yana Türkçe eğitimine öncelik verdiklerini dile getiren Tekin, “Okullarda test değerlendirmesini kaldırdık. Türkçe ve edebiyat derslerinde geçme notunu 70 olarak belirledik. Ayrıca, değerlendirmeleri dört temel beceri üzerinden gerçekleştiriyoruz.” bilgisini verdi.

Uygulanan “Dilimizin Zenginlikleri” projesine de değinen Tekin, bu proje vesilesiyle okul öncesi çocukların Türkçe’de yeni kelimeler öğrenme fırsatı bulduklarını velilerden aldıkları geri dönüşlerle öğrendiklerini belirtti.

“Müfredattan ideolojik kavramları çıkardık”

Müfredatta Türkçe ve Türk kültürüne ait değerlerin içselleştirilmesinin gerekliliğine vurgu yapan Tekin, “Mavi Vatan” gibi kavramların müfredata dahil edildiğini, emperyal unsurlar içeren kavramların ise çıkarıldığını açıkladı.

Tekin, “Orta Asya” yerine “Türkistan” tanımını, 1915 olaylarıyla ilgili olarak da “tehcir” terimi yerine yasal adı olan “iskan kanunu” ifadesini kullandıklarını duyurdu.

Dil meselesinin Türkiye’de ideolojik tartışmaların merkezine konulduğunu belirten Tekin, bu konuda herhangi bir özel agenda taşımadıklarını ifade etti. “Ben bu milletin içinden gelen bir arkadaşınız olarak, bu ülkenin değerlerini gelecek nesillere aktarmayı arzuluyorum. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de özellikle Türkçe ve dil meselesi, birçok ideolojik tartışmanın konusu haline gelmiştir.” dedi.

Bakan Tekin, 1945 yılında 1924 Anayasası’nın dilinin değiştirildiğini, toplumun gündelik hayatta rahatça anladığı kelimeler yerine yeniden üretilmiş kelimelerin konulduğunu, 1952’de ise demokratlar döneminde eski dil haline döndürülmeye çalışıldığını anlattı.

Bu durumların dilin ideolojik gerekçelerle kullanıldığını gösterdiğine dikkat çekerken, kendilerinin böyle kaygılara sahip olmadığını ifade ederek, şunları ekledi:

“Çocuklarımızın ana dillerini doğru şekilde öğrenmelerini ve kendi kültürel değerlerini içselleştirmelerini istiyorum. Ortak değerler kapsamında yetişen bir nesil oluşturmak temel arzum. Milli Eğitim Bakanı olarak bu konuda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bu alanda destek veren sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliğimizi sürdüreceğiz. Ancak, bu sebeplerden dolayı sık sık saldırılara maruz kalıyoruz. Türkiye böyle bir ülke. Her eleştiride doğru bildiklerimizi yapmaktan vazgeçersek, bu doğruları asla inşa edemeyiz. Cesaretle doğru bildiklerimizi uygulamaya devam etmeliyiz.”

Tekin, yarışmanın düzenleyicilerine ve katılımcılara teşekkür ederek, Bakanlık olarak bu süreçte yer almaya devam edeceklerini dile getirdi.

Türkiye’de Dil Eğitimi İçin Yeni Yaklaşımlar
Yorum Yap
Bizi Takip Edin