Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan noktalar ise şöyle:
Eğilmeden, bükülmeden ve zorbalıklar karşısında geri adım atmadan, milletimizin haklarını ve hukukunu en güçlü şekilde savunmaya devam ediyoruz. Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü gözler önüne sermesi açısından yeni bir fırsat sunmuştur. Bu forum, toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcının yer aldığı bir etkinlik haline geldi. Çok sayıda konu, alanında uzman kişiler tarafından ele alındı.
Gazze ve Suriye’ye dair düzenlenen oturumlar, ülkemizin zulüm karşısındaki insani duruşunu sergilemek açısından büyük bir önem taşıyordu. Açılış konuşmamızda, Türkiye’nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net duruşunu ifade ettik. İnsanlığın beşten büyük olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattık.
“Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik”
Filistin halkı ile dayanışmamızı tüm dünyaya duyurduk. Suriye’deki çıkarlarımızı koruma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguladık. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu belirtirken, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğimizi söyledik.
Ayrıca forum çerçevesinde 15 ikili görüşme gerçekleştirdik ve dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının yer aldığı bu uluslararası etkinliği başarılı bir şekilde tamamladık. Aylar süren titiz hazırlıklarıyla bize bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve foruma katkı sağlayan tüm kuruluşları bir kez daha tebrik ediyorum.
Forumdan bir gün önce, 10 Nisan’da Endonezya Cumhurbaşkanı ve heyetini misafir ettik. Sağlık, enerji ve gıda sektörlerinde yeni ortaklıklar kurarak hedeflerimize ulaşmayı umuyoruz. Orta Doğu’daki her gelişme, ülkemizi ve milletimizi doğrudan ilgilendirmektedir.
Proaktif ve cesur bir anlayışla olayları takip etmeli ve politikalarımızı buna göre güncellemeliyiz. Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz ve ülkemizin sert ve yumuşak güç unsurları dış politikada daha önce hiç olmadığı kadar etkin bir rol üstleniyor.
Sabırlı, soğukkanlı ve stratejik bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üzerini örtmek için batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye’nin global ölçekteki itibarını artırmaya gayret ediyoruz.
“Türkiye sınırları zorlanacak bir ülke değildir”
Mandacılık anlayışından kurtulamayan ana muhalefetin, Türkiye’nin vizyonunu ve 23 yılda nereden nereye geldiğini anlaması mümkün değildir. Onlar, dünyayı okumayı bırakın, etraflarındaki durumu bile görme yeteneğine sahip değillerdir. Ülkemizde son 23 yılda yaşanan büyük değişimi kavrayacak bilgi ve donanımdan mahrumdurlar.
Gerçek herkesin gözleri önünde; Türkiye, çok kutuplu dünyada kendini hissettiren bir kutup başı haline gelmiştir. Yeniden şekillenen küresel sistemde, Türkiye’nin hak ettiği yeri alması kaçınılmazdır. Türkiye, her komşusunun, dostunun ve kardeşinin güvendiği bir ülke olmakla birlikte, sınırlarının zorlanmasına ya da dostluğunun ya da düşmanlığının test edilmesine müsaade etmeyecek bir devlettir.
“Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır”
Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına engel olacak her kim olursa, onları Suriye hükümetiyle birlikte biz de karşılarında bulacağız. Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek, başka koridorlarla da bu ülkenin bölünmesine izin vermeyeceğiz. Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş artık imkansızdır.
8 Aralık itibarıyla bu ülkede yeni bir dönem başlamıştır. Suriye, toparlandıkça ve istikrara kavuştukça, tüm bölge kazanacaktır.
“Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır”
İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle giderek daha fazla karşı karşıya kalıyoruz. İnsanlıktan devraldığımız ve çocuklarımıza bırakacağımız tabiatı hoyratça kullandığımız için yüksek bedeller ödüyoruz. İklim değişikliği, kimi zaman kuraklık, kimi zaman dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendini gösteriyor.
Tarımsal üretim de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanlar arasında yer almaktadır. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler nedeniyle, ülkenin bazı bölgelerinde don, kar yağışı ve dolu olaylarıyla karşılaşılmıştır. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tarım ve Orman Bakanlığımız süreci yakından takip etmektedir. Gıda arz güvenliğimizin tehdit altında olduğu konusunda uyarılarda bulunuldu.
Tarım Bakanlığımız, dün yaptığı açıklamayla karşılaştığımız ilk tabloyu ortaya koymuştur. Öncelikli olarak hububat, baklagiller ve tohumlar dahil, stratejik tarım ürünlerinde yurtiçi gıda arzını olumsuz etkileyecek bir risk bulunmamaktadır.
Ancak bazı meyve çeşitlerinde sorun yaşanabileceği yönünde tespitlerimiz var. Özellikle kayısı, elma, şeftali ve nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Üretimin devamlılığı ve arz güvenliğini sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır. Bu durum, TARSİM’in önemini bir kez daha gündeme getirmiştir. Sel, kuraklık gibi olaylardan etkilenmemek için tarım sigortası yaptırmanın önemi büyük olup, prim bedelinin yüzde 70’i devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Çiftçi kayıt sistemine kaydın yapılması da kritik bir husustur. Bugünkü kabine toplantımızda üreticilerimizin zararlarını telafi etme yollarını kapsamlı bir şekilde değerlendirdik.
Çiftçi kayıt sistemine dahil olan ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerin zarar gören mahsullerinin üretimi için harcadıkları bütçelerin hasar oranına göre karşılanması adına çalışmalar yapılmaktadır. Tarım Bakanımız, konuyu çiftçilerimizle sıkı iş birliği içerisinde yürütmesi için gerekli talimatları vermiştir. Biz de yapılan bu çalışmaları hassas bir şekilde takip edeceğiz.
Bir bayramı daha geride bıraktık. Bayram süresince tek bir can kaybı yaşanmaması adına 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında trafik güvenliğimizi en yüksek seviyede tutmaya çalıştık. Trafik kazalarının önlenmesi için bayramlarını görev başında geçiren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Geçen yıla göre denetim sayımızı yüzde 30 oranında artırdık.
Alınan önlemler sayesinde, bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6’lık bir azalma yaşandı. Ancak yine de 74 vatandaşımızın maalesef hayatını kaybetmesine engel olamadık. Bu kazaların en büyük sebebinin aşırı hız olduğunu açıkça ifade etmeliyim. Bayram boyunca otoyol ve köprülerden toplam 25 milyon 715 bin araç geçiş yaptı.
Artık yollardaki araç sayıları milyonlarla ifade edilirken, yolcu sayıları da 100 milyonları bulmaktadır. Yollarımızdaki bu yoğun trafik hareketliliği, ülkemizi yüksek standartta bir yol ağı ile donatmamızla direkt ilişkilidir.
Farklı tedbirler ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Trafik kazalarını daha da minimize etmek için, sürücü kaynaklı ihlallerin önüne geçmemiz şarttır. Trafik güvenliğini tehdit eden ihlaller arasında, yasadışı çakar kullanımının en başta geldiğini belirtmeliyim.
Cezaların artmasıyla birlikte yasadışı çakar kullanım oranında yüzde 80 oranında bir düşüş yaşandı. Bunu sıfıra indirmek için denetimlerimizi sürdüreceğiz. Trafikte kural ihlallerinin caydırıcılığının artırılması hedefi doğrultusunda İçişleri Bakanlığımız bir çalışma başlatmıştır.
25 bin yeni öğretmen atanacak
10 bini Türkiye Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen atama sürecini başlattığımız müjdesini gençlerimizle paylaşmak istiyorum.