Bakan Yumaklı, “Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği” başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, tarım sektörünün savunma sanayi kadar kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Tarım ve orman sektörlerinin gıda arzı ve güvenliğine katkılarının, bu sektörleri stratejik kılmaya devam ettiğini belirtti.
Dünyada kriz dönemlerinde karşılaşılan bazı zorlukların, gıda arz güvenliğini sağlamış ülkeler tarafından başarıyla aşılabildiğini vurgulayan Yumaklı, “Her gün yeni bir gündemle karşılaşıyoruz. Gün içerisinde yaşanan değişimler gözlemleniyor. Özellikle son günlerde bu durumun somut örneklerini görmekteyiz. Böyle zamanlarda kendimizi tarımsal üretimde ve gıda arz güvenliğimizi sağlamayı öncelikli hedef haline getirmeliyiz. Bu hususun altını özellikle çizmek isterim.” dedi.
Bakan Yumaklı, Birleşmiş Milletler’in (BM) yayımladığı bir raporda 2050 yılına kadar gıda üretiminin yüzde 65-70 oranında artırılması gerektiğinin vurgulandığını aktardı. “Bakanlık olarak bu meselelerin sorumluluğunu üstleniyoruz. 165 bin çalışanımızla, ülkemizin gıda arz güvenliğine yönelik gerekli her türlü adımı atarken, ürünlerimizi talep eden diğer ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
– “186 ÜLKEYE 2 BİNİN ÜZERİNDE TARIM VE GIDA ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORUZ”
Yumaklı, “Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi, ‘Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ anlayışıyla hareket ediyoruz.” diyerek, çiftçi ve tüketici koruma politikalarına odaklandıklarını yineledi. Tarımsal desteklerin, araştırma-geliştirme projelerinin ve sulama yatırımlarının devam ettiğini belirtirken, “Ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’nın birincisi, dünya genelinde ise ilk 10 ülke arasında yer alıyor. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı itibarıyla 32,6 milyar dolarlık tarım ürün ihracatı bekliyoruz.” dedi.
Bakan, önümüzdeki süreçte tarımsal üretimin 5 ana temel üzerine inşa edildiğine dikkat çekerek, bu unsurları şu şekilde sıraladı:
“Birincisi, gerçekleştirdiğimiz üretimin sürdürülebilir olması. Sürdürülebilir üretim verimlilik göstermeli. Ayrıca, elde edilen çıktının kalitesi de önemli. Tüm bu süreçlerin kayıt altına alınması, en fazla mücadele ettiğimiz alanlardan biridir. Son olarak, elde edilen gelirlerin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi gerekmektedir. Bu beş eksen etrafında ilerliyoruz. Son iki yıldır gerçekleştirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlaması, 2024 itibarıyla hayata geçiyor. Bu yıl hasat edeceğimiz ürünler, bu planlamanın ilk meyvelerini temsil ediyor.”
Yumaklı, Türkiye’nin kendi ürünlerini üretip katma değerli hale getirerek pazarlamasının önemine değinirken, tarımsal üretimin teknolojik ihtiyaçlarına da dikkat çekti.
2025 yılına dair tarımsal teknoloji projeleri geliştirerek farklı bir perspektif sunmayı hedeflediklerini belirtti.
Yumaklı, ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonominin zarar görmemesi gerektiğine vurgu yaparak, şunları ifade etti:
“Ekonomimizin bu tür çağrılarla kurban edilmesine izin verilmemeli. Emek harcayarak elde ettiğimiz kazanımları, bu çağrılar uğruna feda etmemeliyiz. Gıda arz güvenliğinde sorunlar yaşandığında, tüm dinamiklerin etkilenebileceğini unutmamak gerekir. Bu durumu göz önünde bulundurarak dikkatlice değerlendirmeler yapmalıyız.”
