ABD Başkanı Donald Trump’ın aldığı gümrük tarifelerini 90 gün süreyle askıya alma kararı, İsviçre’yi de kapsasa da ülkede büyük bir etki yarattı. Tarihsel olarak “tarafsız” bir ülke olarak bilinen İsviçre’ye, diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla gümrük vergisi uygulanması, ekonominin geleceği açısından belirsizlik yarattı. Reuters haber ajansına göre, bu durum İsviçre’yi Avrupa Birliği (AB) ile daha yakın ilişkiler kurma yoluna itiyor.
Trump, Avrupa Birliği ülkelerine yüzde 20 tarife uygularken, ihracat odaklı İsviçre’ye yüzde 31 vergi getirilmesi kararı aldı. Daha sonra bu tarifeler, her iki taraf için de yüzde 10 seviyesine çekildi. Trump’ın bu tarz bir “ticaret savaşında” yaptığı duraklamalar, Avrupa’daki ülkelerle İsviçre’nin daha fazla etkileşim kurması gerektiği anlamına geliyor.
İsviçre, bu bağlamda AB ile ekonomik entegrasyonu artırma yönünde ilk adımını aralık ayında attı. Bu tarihte Brüksel ile yapılan siyasi anlaşma, ortak ticaret ilişkilerini yeniden gözden geçirme sürecini içeriyor. Ancak, bu anlaşmanın onay sürecinin uzun olacağı öngörülüyor. İsviçre Federal Başkanı ve Maliye Bakanı Karin Keller-Sutter, Neue Zürcher Zeitung’a verdiği röportajda, AB ile ilişkileri derinleştirmeye yönelik kararlılıklarını dile getirdi.
Keller-Sutter, Trump’ın açıklamalarının ardından hızla AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldiğini belirtti. Bu temaslar, nasıl bir yol haritası çizecekleri konusunda iletişim halinde kalmayı amaçlıyor.
Keller-Sutter, bu hafta sonu AB maliye bakanlarıyla gerçekleştirilecek olan bir toplantıya katılacak olan ilk İsviçre Maliye Bakanı olacak. Katılımı, Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenecek gayri resmi Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi (ECOFIN) toplantısında gerçekleşecek. Bu durum, İsviçre ile AB arasındaki işbirliğini artıracak.
Swissmem endüstri derneği başkan yardımcısı Jean-Philippe Kohl, ABD’nin politikalarının yol açtığı şokun, İsviçre’nin AB ile yeni anlaşmayı onaylamasını ve bu büyük pazarla olan bağlarını güçlendirmesini acil bir hâle getirdiğini ifade etti.
Anlaşmanın İsviçre’de onaylanması, zorlu bir süreçle karşı karşıya. Merkez sol Sosyal Demokratlar (SP) milletvekili Franziska Roth, parlamentodan geçmesi durumunda, İsviçrelilerin yüksek yaşam standartlarının korunmasını garanti altına almaması hâlinde referandumda anlaşmanın kabulünün zorlaşabileceğine dikkat çekti. Roth, parlamentoda kabul edilen ve Avrupa’da daha güçlü bir güvenlik rolü öngören kararın çoğu partinin, İsviçre’nin sadece AB ile ortaklıkta güvenli bir gelecek gördüğünü ortaya koyduğuna dikkat çekti.