1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye Lojistikte Stratejik Merkez Olma Yolunda

Türkiye Lojistikte Stratejik Merkez Olma Yolunda

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ticaret Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre, Türkiye, küresel lojistik hizmet ihracatında yüzde 2,5’lik payla 11’inci sırada yer alıyor. Türkiye’nin toplam hizmet ihracatının yüzde 34,6’sını lojistik ve taşımacılık sektörü oluşturmakta.

Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin’e yönelik uygulanan yaptırımlar ve Orta Doğu’daki artan güvenlik riskleri, Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor ticaret yolunu öne çıkarmaktadır.

Bu ticaret yolunun merkezinde yer alan Türkiye, kıtalararası geçişteki stratejik konumu sayesinde küresel lojistik ağlarındaki varlığını pekiştiriyor ve aynı zamanda Kuzey Afrika, Avrupa ve Avrasya pazarları için kilit bir ticaret kapısı olarak önem kazanıyor.

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi projelerle, Türkiye konumsal potansiyelini değerlendirerek lojistik altyapısını geliştirmeye devam ediyor.

Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin lojistik üs olma hedefi doğrultusunda lojistik ve taşımacılık sektörüne farklı teşvik mekanizmaları uygulamaktadır.

Bununla birlikte, 2022’de başlatılan Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağları (YLDA) Projesi, ihracatçı firmaların tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla erişimini sağlamayı hedefliyor; ayrıca önemli pazarlardaki ihracat performansının sürdürülebilir bir altyapıyla desteklenmesi amaçlanıyor.

Tüm bu küresel gelişmeler, lojistik ve taşımacılık sektörüne yönelik altyapı yatırımları ve teşviklerle, Ticaret Bakanlığı’nın bu yıl 48 milyar dolar ve 2028’de 78 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedeflerini desteklemekte.

– “HEDEFLER GERÇEKÇİ VE ULAŞILABİLİR GÖRÜNÜYOR”

Dinçer, “2025 ve 2028 için belirlenen lojistik hizmet ihracat hedefleri, sektörün mevcut dinamikleri ve büyük oyuncuların attığı stratejik adımlarla gerçekçi ve ulaşılabilir görünmektedir.” ifadelerini kullanmıştır.

Altyapı yatırımlarının son yıllarda hız kazandığını, lojistik merkezlerin yaygınlaştırıldığını ve yeşil lojistik uygulamalarına yönelik çeşitli teşviklerin devreye alındığını aktaran Dinçer, bu hedeflerin sektörün geliştirilmiş vizyonunu göstermekte olduğunu kaydetti.

Bakanlığın sektöre YLDA gibi kapsamlı teşvikler sağladığını dile getiren Dinçer, şunları ifade etti:

“YLDA Projesi, uçtan uca tüm lojistik süreçlerin tasarlanmasını ve yönetilmesini kapsıyor. Bir ürünün ülke içinden teslim alınarak son alıcıya ulaşması sürecini bütün olarak ele alıyor. YLDA, yalnızca lojistik sektörünün gelişimini hedeflemiyor; aynı zamanda mal ihracatımızın artışını ve ihracatçı firmaların hedef pazarlardaki konumlarının güçlendirilmesini amaçlayan bir mekanizma olarak tasarlandı.”

Lojistik sektöründe uluslararası giderlerin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Dinçer, özellikle önemli şehirlerdeki lojistik merkezlerinde bulunan depolama alanları ile ofis ve dağıtım merkezi kiralama fiyatlarının da yüksek olduğunu belirtti.

– “YLDA SIÇRAMA SAĞLADI”

YLDA ile Ticaret Bakanlığı’nın farklı kategorilerde verdiği desteğin yüzde 70 ile 50 arasında değiştiğini belirten Dinçer, “Uygulamadaki yansımaları oldukça büyük ve sadece hizmet ihracatında değil, ülkemizin mal ihracatında da beklenenden daha fazlasını sağlayan YLDA’da destek üst sınırlarına kolayca ulaşılabiliyor. Destek üst limitlerinin yeniden düzenlenerek daha fazla artış sağlanmasında ve daha önce olduğu gibi döviz cinsinden verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.” diye konuştu.

Dinçer, şirket olarak Avrupa’daki 6 ülkede 9 depolarının bulunduğunu ve toplamda yaklaşık 100 bin metrekarelik bir depolama alanına sahip olduklarını, ayrıca YLDA teşvikini alan sayılı lojistik firmalarından biri olduklarını kaydetti.

Bu teşvikler aracılığıyla rekabetçi fiyatlar sunarak Türk ihracatçısına destek olabildiklerini dile getiren Dinçer, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da yeni yatırımlar yapmayı planladıklarını belirtti. İlgili kurumların bu hedefler doğrultusunda üzerine düşeni yaptığına ve belirli bir planlama içinde olduğuna dikkat çekti.

Lojistik sektöründe yatırımların büyük bir kısmının uzun vadeli ve yüksek maliyetli olduğunu vurgulayan Dinçer, finansmana erişimin kritik bir konu olmaya devam ettiğini söyledi. Kamu destekleri, uluslararası fonlar ve özel sektör işbirliklerinin firmaların kapasitelerini artırmasında önemli rol oynadığını ifade etti.

Yeşil lojistik yatırımları, intermodal taşımacılık projeleri ve dijitalleşme süreçlerine yönelik daha fazla finansal teşvike ihtiyaç duyulduğunu belirten Dinçer, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi düzenlemeler doğrultusunda sürdürülebilir yatırımlara yönelmenin kaçınılmaz bir gereklilik haline geldiğini söyledi. Son dönemde ekonomide kaydedilen iyileşmenin, firmaların gelecek tahminlerini daha olumlu bir şekilde yapabilmelerine olanak tanıdığına da değindi.

– “ÇİN EN ÖNEMLİ RAKİP”

Dinçer, lojistik altyapıları ve ticaret bağlantıları sayesinde Çin, Almanya, Hollanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’nin sektördeki en güçlü rakipleri arasında yer aldığını vurguladı. Ayrıca, alternatif ticaret rotalarının gelişimi ve hızlı gümrük işlemleri gibi konularda Türkiye’nin rekabet avantajına sahip olduğu belirtildi.

Devlet kurumlarının lojistik sektörüne sağladığı destek ve uygulanan teşvik programlarının, sektörde önemli gelişmelere katkı sağladığına dikkat çeken Dinçer, Çin’in son yıllarda ülke içi ve dışında yaptığı atılımlarla Türkiye’nin en önemli rakibi haline geldiğine değindi.

Çin’in yanı sıra, Avrupa Birliği ülkelerinin de lojistik sektörünü geliştirmek amacıyla çeşitli teşvikler sunduğunu belirten Dinçer, “Türkiye’nin lojistik alanında Çin, Almanya gibi güçlü devletlerle rekabet edebilmesi için altyapı yatırımlarına daha fazla ağırlık vermesi ve benzer teşvik stratejileri geliştirmesi şart.” değerlendirmesini yaptı.

Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’ne atıfta bulunan Dinçer, 2018 yılında 47’nci sırada yer alan Türkiye’nin, 2023 itibarıyla 38’inci sıraya yükseldiğini ifade etti. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde, daha fazla entegre lojistik merkezi, dijitalleşmiş gümrük süreci ve genişletilmiş demir yolu hattı sayesinde Türkiye’nin lojistik sektörünün önemli bir büyüme göstereceğine dikkat çekti.

Küresel gelişmelerin Türkiye için avantajlar sunabileceğini söyleyen Dinçer, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Küresel ticaret koridorlarındaki değişimler ve Çin’e yönelik uygulanan ticaret yaptırımları göz önüne alındığında, Türkiye’nin lojistik sektöründeki rolü daha kritik bir hal alacaktır. Türkiye’nin intermodal taşımacılığı yaygınlaştırması, liman kapasitesini artırması ve gümrük süreçlerini hızlandırması, lojistik hizmet ihracatında güçlü bir büyüme ivmesi yakalanmasına katkı sağlayacaktır.”

Türkiye Lojistikte Stratejik Merkez Olma Yolunda
Yorum Yap
Bizi Takip Edin