Azerbaycan’da gerçekleşen 12. Küresel Bakü Forumu’nda konuşan Kılıç, dünya genelindeki mevcut çatışmalara dikkat çekti. Sorunların üstesinden gelmek için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) bünyesinde tüm ülkelerin kabul edeceği bir güven ortamı sağlanması gerektiğini vurguladı.
Kılıç, 180’den fazla ülkenin kaderinin yalnızca 5 ülke tarafından belirlenmesinin adil olmadığını ifade ederek, “Mevcut sistem sorunları çözmekte mi yoksa yeni sorunlar mı yaratmakta?” şeklinde bir sorgulama yaptı.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından inşa edilen sistemlere duyulan güvenin azaldığını belirten Kılıç, özellikle İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi Türkiye’nin yakın çevresindeki çatışmaların, dünya düzeninin ne denli kırılgan olduğunu gösterdiğini hatırlattı.
Fikir paylaşımının ve etkileşimin sadece güven dolu bir ortamda mümkün olduğunu dile getiren Kılıç, uluslararası sorunların, değişen dünya koşullarında daha da içinden çıkılmaz bir hâle gelmeden çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kılıç, “30 yılı aşkın süredir ‘burada bir sorun var, adaletsizlikler yaşanıyor’ diye haykırıyoruz; fakat bu duruma sessiz kalmayı tercih edenler var,” diyerek dünyanın Gazze’deki olaylar karşısında birlik içerisinde olmadığını belirtti.
Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından bu yana tarafları bir araya getirmek için sürekli çaba gösterdiğini anımsatan Kılıç, savaşın üçüncü yılına girdiği bu dönemde taraflar arasında ciddi bir güvensizlik ortamının hâkim olduğunu ifade etti.
“AVRUPA BİRLİĞİ’NİN BİZE ADİL DAVRANDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUZ”
Kılıç, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile 60 yılı aşkın bir süreye dayanan bir ilişkisinin bulunduğunu belirterek, “Avrupa Birliği’nin bize adil davrandığına inanmıyoruz; son 15 ila 20 yıldır doğru bir yaklaşım sergilediklerini düşünmüyoruz, ancak yine de etkileşimde bulunmaya çalışıyoruz,” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye için AB üyeliğinin stratejik bir hedef olduğunu vurguladığı sözlerini hatırlatan Kılıç, AB’nin her konuda haklı olduğuna inanmadıklarını, ancak bu birliğe değer verdiklerini kaydetti.
