Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank, Türkiye’nin dolarizasyon sürecine dair analizinde, sıkı para politikasının, reel faizlerin cazip seviyelerde kalmasının ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerindeki güçlenmenin, Türk Lirası’na (TL) olan güveni artırdığını ifade etti. Ancak banka, faiz indirimlerinin başlaması durumunda TL’den kaçış riskinin artabileceğine dikkat çekiyor.
Deutsche Bank Ekonomisti Yiğit Onay ve Stratejist Christian Wietoska tarafından hazırlanan 5 Mart tarihli raporda, TCMB’nin faiz indirimi döngüsüne girmesiyle birlikte, yerel yatırımcıların dolarizasyona yönelmelerinin mümkün olabileceği ve bunun TL üzerinde baskı yaratabileceği vurgulandı.
YAPISAL DEĞİŞİM YOK
Akşam Gazetesi’nin haberine göre, raporda, yerel yatırımcıların döviz alımlarında son dönemde görülen artışın, Mart 2024’ten bu yana gözlemlenen ters dolarizasyon eğiliminin değişebileceğine dair bazı endişelere yol açtığı ifade edildi. Deutsche Bank analistleri, bu artışın büyük ölçüde geçici ve mevsimsel faktörlerden kaynaklandığını, TL’ye duyulan güvenin kalıcı olarak azaldığını gösteren yapısal bir değişim olmadığını belirtti. Ancak Deutsche Bank, TL pozisyonlarının genellikle kısa vadeli olduğuna ve yerel yatırımcıların beklentilerinin kırılganlığına dikkat çekerek, faiz indirimlerinin sürmesi halinde döviz talebinin artabileceği riskine de vurgu yaptı.
Banka ekonomistlerine göre, enflasyonun kalıcı hale gelmesi ve reel faizlerde düşüş beklentisi, TCMB’nin gevşeme döngüsünü yavaşlatma veya duraklatma ihtimalini artırabilir. Bu nedenle raporda, piyasa fiyatlamasına göre TCMB’nin faiz politikasında daha temkinli bir yaklaşım izleyebileceği değerlendirmesi yapıldı.
BAKAN ŞİMŞEK: DESTEKLER SÜRECEK
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabında şubat ayı dış ticaret verilerini değerlendirdi. Şimşek, şubat ayında ihracatın, parite etkisi, gün eksikliği ve olumsuz hava koşulları nedeniyle yıllık yüzde 1.5 daraldığını, ilk iki aydaki artışın ise yüzde 2.1 olduğunu bildirdi. Bu dönemde ithalatın yıllık yüzde 3.8 artarken, altın ve enerji hariç ithalatın yüzde 3.1 azaldığını kaydetti.
Şimşek, bu bulgular ışığında altın ve enerji hariç dış ticaret dengesinin iyileştiğine dikkat çekti ve şu yorumlarda bulundu: “Küresel ticarette artan belirsizlikler, korumacı politikalar, AB’nin zayıf büyüme görünümü, doğalgaz fiyatları ve ekonomik aktivitemizdeki toparlanmanın etkisiyle bu yıl dış ticaret açığında artış öngörmekle birlikte, sürdürülebilir cari dengenin devam etmesini bekliyoruz. Mevcut koşulların üretim ve ihracat üzerindeki etkilerini sınırlandırmak için desteklerimizi artırmaya devam ediyoruz.”