1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Ukrayna’nın Varlığı İçin Kritik Seçenekler

Ukrayna’nın Varlığı İçin Kritik Seçenekler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye Araştırmaları Vakfı’ndan Gürkan Demir, Ukrayna’nın geleceği için üç senaryoyu AA Analiz için kaleme aldı.

***

Rusya-Ukrayna Savaşı, etkilerini yalnızca savaşan taraflarla sınırlı bırakmayarak, hızla bölgesel ve küresel bir krize dönüşmüştür. Savaşın başladığı günden bu yana dünya kamuoyunun yoğun ilgisini çeken bu durum, Ukrayna’nın maruz kaldığı büyük yıkımlar ve yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesi ile daha da derinleşmiştir. Rusya, savaşın sürdürülebilirliğini sağlamak için askeri doktrininde ve endüstri politikalarında köklü değişiklikler yapmıştır. 3 yılı aşkın süredir devam eden bu savaşta, açık bir kazanan yoktur ve kayıplar her geçen gün artmaya devam etmektedir.

Ukrayna’nın Rusya gibi nükleer bir güçle yalnız başına savaşa girmesi değerlendirildiğinde, bu durum hiç de sürdürülebilir bir senaryo olamazdı. Savaşın başlangıcına dönersek, eski ABD Başkanı Joe Biden, çatışmanın patlak vermesiyle “kendini gerçekleştiren kehanetlerde” bulunmuştu. Ukrayna’nın NATO ve Avrupa Birliği’ne (AB) katılacağına dair verilen vaatler, Rusya’nın tepkisini tetiklemişti. Dolayısıyla, Rusya’nın bu tür bir gelişmeye müsaade etmesi mümkün olmamıştır. 24 Şubat 2022’de “başlatılan” savaş hala sona ermiş değildir.

ABD’deki Demokratların seçimleri kaybetmesi ve Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ile birlikte, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona ereceği umulmuştu. Trump, bu savaşı 24 saatte bitireceğini vaad etmişti ancak bu sözler gerçekleşmedi. Biden yönetimine güvenen Kiev, bir anda belirsizlikte kalmıştır. Şimdi Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin karşısında birçok seçenek bulunmakta ve kritik bir karar vermesi gerekmektedir: Rusya’ya karşı kiminle ve hangi stratejiyle hareket etmeli?

– ABD’NİN SÖMÜRGE TEKLİFİ

Öncelikle akla gelen seçenek elbette ABD’dir. Ancak Biden yönetimindeki Rusya politikası, Trump döneminde tam anlamıyla değişmiştir. Biden’ın “ulusal kahramanı” konumundaki Zelenski, Trump’ın gözünde “diktatör” olmuştur. Biden’dan yüz milyarlarca dolarlık yardım alan Zelenski, Trump ile masaya oturduğunda bu yardımların karşılığının talep edildiğini görmüştür. Savaşın yıprattığı Ukrayna’nın önceliği, ticaret yapmak değil, savaşın son bulmasıdır. Ancak Trump’ın müzakerelerdeki yöntemi oldukça farklıdır. Bu bağlamda, ABD’nin sağladığı yardımlar, bir anda krediye dönüşmektedir.

Trump ile sağlanacak bir anlaşma halinde, Ukrayna’nın değerli ve nadir elementleri, ABD şirketleri tarafından işlenmeye başlayacaktır. Bu anlaşmanın, Trump için büyük bir önemi vardır çünkü bu elementler, yüksek teknoloji üretiminde kritik rol oynar. Örneğin, bu elementler Elon Musk’ın ürettiği elektrikli araçlar için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, Ukrayna’nın ABD ile yapacağı bir anlaşma, yüz milyarlarca dolarlık ciddi bir ticari karşılığı içerebilir.

Diğer yandan, ABD, Ukrayna’ya herhangi bir güvenlik garantisi sunmamaktadır. ABD’ye göre, Ukrayna müzakere masasında toprak tavizleri vermeye de hazırlıklı olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı şey güncel bir mandacılık örneği oluşturmaktadır. Beyaz Saray’da Başkan Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance tarafından Zelenski’ye yapılan diplomatik skandalda, Ukrayna liderine elinde hiçbir kozu olmadığı ve sadece ABD himayesinde avantaj sağlayabileceği açıkça ifade edilmiştir.

– AVRUPA’NIN GERÇEK DIŞI TEKLİFİ

Ukrayna’nın ABD ile anlaşma dışında başka seçenekleri var mı? Elbette mevcut. Bu seçeneklerden biri de Avrupa ile birlikte hareket etmek olabilir. Ancak Avrupa’nın yaklaşımı, savaşın sürdürülmesi yönündedir. Peki, Avrupa’nın desteğiyle Ukrayna savaşı devam ettirebilir mi? Bu pek mümkün görünmemektedir. Avrupa, içindeki siyasi krizler, göçmen sorunu, ekonomik problemler ve yükselen enerji fiyatları gibi birçok sıkıntıyla boğuşmaktadır. Dolayısıyla, mevcut şartlar altında Avrupa’nın Ukrayna’yı destekleyebilecek ve savaşı sürdürebilerek Rusya’yı yenebilecek bir gücü bulunmamaktadır.

Zelenski, Avrupa’nın desteğiyle savaşı kazanamayacağını çok iyi bilmektedir. Bu nedenle Trump ile her şeye rağmen müzakere yapmak istemektedir. Gerçekten de Zelenski, maden yatakları konusunu ilk olarak Trump’ın önüne getiren kişiydi. Ancak bu öneri, yüksek sesle tehditler savuran bir ABD yönetimini daha da kışkırtmaktan öteye geçememiştir.

– TÜRKİYE’NİN ARABULUCULUĞU

Ukrayna’nın Anglosakson gerilimleri dışında başka bir alternatif seçeneği de bulunmaktadır: Türkiye. Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı boyunca sürdürdüğü diplomatik girişimler, arabuluculuk rolü ve çözüm odaklı yaklaşımları takdir toplamıştır. Belki de bu savaş boyunca her iki tarafla da görüşebilen ve diplomasisini değiştirmeyen tek ülke Türkiye olmuştur. Eğer Ukrayna savaşı sonlandırmak istiyorsa, Türkiye, bulunmaz bir arabulucu konumuna sahiptir. Ayrıca, Türkiye’nin ABD ile Rusya arasındaki denge politikası konusundaki birikimi önemlidir ve bu bağlamda Ukrayna’yı en iyi anlayan ülkelerden biridir.

Savaşın ilk dönemlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde, Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen bir toplantı, taraflar arasında bir uzlaşı sağlanabileceği umudunu artırmıştı. Ancak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sonrasında İngiltere’nin Ukrayna’ya baskı yaparak savaşın devam etmesine neden olduğunu ifade etmiştir.

– UKRAYNA’NIN KADERİ ZELENSKİ’NİN ELLERİNDE

Biden yönetimindeki ABD, Ukrayna savaşıyla birlikte silah lobilerine kaynak sağlarken, Trump yönetimindeki ABD, enerji ve teknoloji şirketlerinin kazanç sağlayacağı bir anlaşma yapmak istemektedir. Diğer taraftan Avrupa, Ukrayna’nın yıkımını göze alarak savaşın sürmesine destek vermektedir. Bu koşullar altında, Ukrayna eğer ABD veya Avrupa ile müzakereye oturursa, savaş devam etse de, bitse de kayıplarını sürdürecektir. Çünkü bu aktörler, Ukrayna’yı masada değil, menüde görmektedirler.

Öte yandan Türkiye, tarihsel jeopolitik tecrübesi ile savaştan itibaren baskılara rağmen değiştirmediği diplomatik duruşuyla, Ukrayna’ya güven veren tek ülke olma özelliğini taşımaktadır. Türkiye, bu savaşta, İstanbul anlaşmasında olduğu gibi, doğrudan müzakerelerle çözüme ulaşabilen nadir ülkelerden biridir.

Ukrayna’nın önünde oldukça zor bir karara ulaşması gerekmektedir. Eğer kazanamayacağı bir savaşa devam etmek istiyorsa Avrupa’yı; ekonomik mandacılığı kabul ederek savaşı durdurmak istiyorsa ABD’yi; Rusya ile doğrudan müzakerelerle süreci ateşkese götürmek istiyorsa Türkiye’yi seçmelidir.

[Gürkan Demir, Türkiye Araştırma Vakfı Araştırmacısıdır.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

            </div>

Ukrayna’nın Varlığı İçin Kritik Seçenekler
Yorum Yap
Bizi Takip Edin