28 Şubat kararları, tarihi bir siyasi krize ve bunun yanında önemli insan hakları ihlallerine neden oldu. Bu süreçte, halkın yaşam tarzı nedeniyle fişlenmesi, iş kayıpları gibi durumlar yaşandı. Hem siyasi hem de ekonomik olarak ciddi sonuçlar doğuran bu kriz, 2001 yılında 28 Şubat’ın etkileyici figürleri tarafından 21 bankanın içinin boşaltılmasıyla büyük bir ekonomik çöküşle sonuçlandı. Bankaların usulsüz işlemler nedeniyle faaliyet gösteremez hale gelmesiyle kapanmaları ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmeleri kaçınılmaz oldu.
TMSF, bu kapanan bankalardaki kaybolan paraları Hazine’den aldığı borçlarla vatandaşa geri ödedi. Başka bir deyişle, bu bankalara parasını yatıran bireylerin kayıpları, halkın ödemeleriyle telafi edildi.
Ekonomik çöküşün neden olduğu hasar, yeminli banka murakıbı ve bilirkişi raporlarıyla belgelendi. Mahkeme kararlarıyla tespit edilen zarar, bankaların “hâkim ortakları” ve sorumluluğu bulunan diğer kişilerin etkin bir şekilde kaçındıkları ödemelerle daha da derinleşti. Bu durum karşısında TMSF, sorumluların mal varlıklarına el koyarak işletmelerinin yönetimini üstlendi. Kamuoyu, TMSF’nin varlığını bu süreçle birlikte öğrendi.
28 Şubat’ın anısı: “Banka hortumlamak” terimi Türkçeye girdi
İçi boşaltılan bankaların sorumlularından 24 milyar dolarlık tahsilat
TMSF, 111 avukat ve yurtiçi ve yurtdışındaki anlaşmalı hukuk büroları ile hukuksal mücadelesini sürdürmekte. Bu çabalar neticesinde halktan çıkan yaklaşık 24 milyar dolar geri kazanılmış durumda.
Tasarruf göreviyle kurulmuş olan TMSF, vatandaşların bankada emanet ettikleri paraları koruma amacı taşımaktadır. Küresel ölçekte benzer kuruluşlar, bireylerin yatırımlarını sigorta altına alırken, Türkiye’de bunun limitleri her yıl güncellenmektedir. 2025 yılı için bu limit 950 bin TL olarak belirlenmiştir, detaylar ise resmi internet sitesinde (www.tmsf.org.tr) yer almaktadır.
Cem Uzan, Fransız bankalarından para çekemiyor
Öte yandan, birçok bankanın sorumluları hapis cezası aldı. Erol Aksoy ve Cem Uzan gibi isimler, cezalarının kesinleşmesinin ardından yurtdışına kaçtılar. Uzan’ın Türkiye’ye dönüşü, yurt dışındaki süreçler nedeniyle mümkün olmamakta ve sosyal medya üzerinden yaptığı “yakında döneceğim” açıklamaları çaresiz kalıyor.
TMSF, yurt dışındaki davalarda da etkili sonuçlar alarak, Cem Uzan’a karşı Fransa’da açılan çok sayıda davayı kazanmıştır. Bu süreçte, alınan ihtiyati tedbir kararları nedeniyle Uzan, Fransız bankalarından para çekememekte ve gayrimenkullerini satamamaktadır.
Uzan Ailesi, Paris’te bulunan Dünya Bankası Binası’ndaki Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde açtıkları “Libananco Davası”nı da kaybetmişti. Türkiye’nin 20 milyar dolar tazminatına hükmedilen davada, mahkeme Türkiye’yi haklı bulmuştur.
TMSF, Erol Aksoy’un New York’taki dairesine de el koydu
Bir diğer önemli gelişme, eski banka patronu Erol Aksoy’un mal kaçırmaya yönelik girişimlerine karşı başlatılan hukuksal süreç oldu. TMSF, New York’ta Aksoy’un çocuklarına satın aldığı lüks daireyi tespit ederek yasal işlem yaptı. New York mahkemesi, satışa karar vererek elde edilen gelirin TMSF hesaplarına aktarılmasına ve Aksoy’un borcundan düşülmesine hükmetti. Mahkeme, Aksoy’un güvenilir olmadığını belirterek “paranın kaynağını açıklayamayan ve çelişkili açıklamalar yapanların” ifadelerini dikkate almadı.
Paris’teki mahkeme “Türk mahkemelerinin kararları siyasi” iddiasını reddetti
TMSF, Türkiye’deki mahkeme kararlarının Fransa’da da kabul edilmesi için Paris’te açtığı davada, Erol Aksoy, Türk yargısının bağımsız olmadığını ileri sürdü. Ancak, Türk mahkemelerinden lehine çıkan kararları referans gösterdiği için mahkeme bu iddiayı değerlendirip, 6 Temmuz 2022’de Türkiye’deki mahkeme kararının Fransa’da da geçerli olduğuna hükmetti.