1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Çocuk Aşıları: Sağlıklı Geleceğin Temeli

Çocuk Aşıları: Sağlıklı Geleceğin Temeli

featured

Bir damla aşı, yaşam boyu süren koruma sağlamaktadır. Aşılar, modern tıbbın en etkili savunma yöntemlerinden biri olarak, zamanında ve doğru dozda uygulandığında bulaşıcı hastalıklara karşı görünmeyen bir zırh oluşturmaktadır. Bu koruma, özellikle çocukluk döneminde büyük önem taşımaktadır. Zira bu dönemde, çocuklar kızamık, çocuk felci, zatürre ve menenjit gibi ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalma riski taşımaktadır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen aşı takvimi, toplum sağlığının korunmasında kritik bir rol oynamaktadır.

Aşıların hangi hastalıklara karşı koruma sağladığı ve hangi yaş grubunda hangi aşıların uygulanacağına dair soruları, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Çocuk Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Vefik Arıca’ya yönelttik.

Aşılar, vücuda hastalığa neden olan mikropların zayıflatılmış ya da inaktive edilmiş formlarını tanıtarak bağışıklık sisteminin bu mikropları tanımlamasını ve hafızasında yer etmesini sağlamakta; bu sayede doğal enfeksiyon olmaksızın bağışıklık kazanılmakta.

“En etkili koruyucu sağlık uygulaması”

Prof. Dr. Arıca, “Çocuklarda aktif bağışıklık geliştirmek için yeni doğan döneminden itibaren çocukluk aşılamaları çok önemli” diyerek aşılamanın önemine vurgu yapıyor. İlgili ifadelerine devam eden Prof. Dr. Arıca, aşılamanın hastalıklara karşı en etkili koruyucu sağlık uygulaması olduğunu belirtiyor. UNICEF verilerine göre tüm çocukların aşılanması durumunda, önümüzdeki 10 yıl içinde en az 25 milyon hayatın kurtarılabileceğini ifade ediyor.

Prof. Dr. Arıca, aşıların bağışıklık sistemine sağladığı katkıyı ve toplumu hastalıklardan koruma biçimini şu şekilde özetliyor: “Aşılar, vücuda hastalık yapıcı mikrobun zayıflatılmış ya da öldürülmüş halini tanıtarak bağışıklık sisteminin bu mikrobu hafızaya almasını sağlıyor. Bu başvuruyla çocukların gelişmekte olan bağışıklık sistemleri güçlendiriliyor, böylece toplumun bağışıklık düzeyi artıyor.”

Aşı takviminde önemli güncelleme

Türkiye’de çocuklar doğar doğmaz Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen takvim çerçevesinde aşılanmaya başlanıyor. Bilimsel gelişmelere göre oluşturulan bu aşı takvimi büyük bir titizlikle uygulanmaktadır.

1985-1987 yılları arasında sistemli bir yapıya kavuşturulan çocukluk çağı aşılamaları, bu tarihten itibaren sürekli olarak güncellenmektedir. Prof. Dr. Arıca, en son güncellemeyi 14 Nisan 2025 itibarıyla geldiğini belirtiyor. Bu değişiklik oldukça önemli; zira Hepatit B aşısı, beşli karma aşıya dahil edilerek altı bileşenli karma aşı (Hexavalent aşı) şeklinde uygulanmaya başlanacak.

[Grafik: TRT Haber]

Hangi aşı, ne zaman yapılıyor?

Aşılar, çocuklara belirli aralıklarla ve birkaç doz halinde uygulanmaktadır. Hepatit B’nin ilk dozu doğumdan hemen sonra yapılır. Bebek iki aylıkken, altı bileşenli karma aşı (DaBT-İPA-Hib-HepB), Konjuge Pnömokok ve BCG (Verem) aşıları devreye girer.

Bebek 4 aylık olduğunda, altı bileşenli karma aşının ikinci dozu ile Konjuge Pnömokok aşısının ikinci dozu uygulanır. 12. ayda ise Konjuge Pnömokok aşısının üçüncü dozu, kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) ve suçiçeği aşıları yapılır. 18. ayda, altı bileşenli karma aşının pekiştirme dozu ile birlikte oral polio (çocuk felci) aşısı ve Hepatit A aşısı da yapılmaktadır. 24. ayda Hepatit A’nın ikinci dozu, 48. ayda ise kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşılarının ve beş bileşenli karma aşılarının pekiştirme dozu uygulanır. Çocuk 13 yaşına geldiğinde ise erişkin tipi tetanos-difteri aşısı ile aşı takvimi tamamlanır.

[Grafik: TRT Haber]

Hangi aşı, hangi hastalıktan koruyor?

Aşıların çocukları hangi hastalıklara karşı ne kadar süre koruduğu, sıkça merak edilen konulardan biridir. Prof. Dr. Arıca, “Hepatit B aşısı, karaciğer enfeksiyonu ve siroza karşı genellikle ömür boyu korur; nadiren tekrar doz gerekebilir” diyerek diğer aşıların koruma sürelerini de şu şekilde sıralıyor:

“BCG aşısı, tüberküloz (verem) hastalığına karşı koruma sağlar. Genellikle tek dozu ömür boyu yeterlidir. DaBT-İPA-Hib aşısı, difteri, boğmaca, çocuk felci, menenjit ve zatürreye karşı bağışıklık kazandırır. DaBT aşısının bağışıklığı 10 yıl sürer; 13 yaşından itibaren tekrar doz gerekmektedir. Konjuge Pnömokok aşısı, pnömokok bakterilerinin yol açtığı menenjit ve zatürreye karşı koruma sağlar. Oral polio aşısı çocuk felcini önler. Hepatit A aşısı, Hepatit A virüsünün neden olduğu karaciğer iltihabına karşı uzun süreli bağışıklık sağlar. Suçiçeği aşısı, suçiçeği ve komplikasyonlarına karşı koruma sağlar ve genellikle ömür boyu korur; tekrar doz genellikle gerekmez. Kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) aşısı, bu hastalıklara karşı uzun süreli koruma sağlamakla birlikte, tekrar doz uygulanabilir.”

[Grafik: TRT Haber]

“Aşılanmamış çocuklar hastalıklara daha açık hale geliyor”

Aşı takvimine uyum, toplumda bağışıklık zincirinin oluşması açısından önemlidir. Ancak son yıllarda, bazı ailelerin çocuklarına aşı yaptırmaktan kaçınmasının, bireysel ve toplumsal sağlık açısından ciddi riskler yarattığı gözlemlenmektedir. Prof. Dr. Arıca, bu konuda kaygı verici bir uyarıda bulunuyor: “Aşılanmamış çocuklar hastalıklara karşı daha hassas hale gelmektedir. Aşısız çocuklar enfeksiyonu yayarak bağışıklığı olmayan bireyler için risk oluşturmakta ve hastalığı başkalarına bulaştırabilmektedir.”

Toplum bağışıklığını sağlamak ve salgınları önlemek adına, aşı takvimine tam uyum sağlamak hayati önem taşımaktadır. Ebeveynlerin çocuklarını zamanında aşılatması, hem kendi çocuklarının hem de toplum sağlığını koruma noktasında kritik bir rol oynamaktadır. Çocuklarımızı sağlıklı bir geleceğe taşımak için aşı takvimine tam uyum sağlamak önemli bir gerekliliktir.

Aşıların yan etkileri ise ebeveynleri sıkça endişelendiren unsurlar arasında yer alıyor. Prof. Dr. Arıca, bilimsel verilerin rutin çocukluk aşılarının güvenli olduğunu ve ciddi yan etkilerin son derece nadir olduğunu gösterdiğini vurguluyor. En sık görülen yan etkileri şu şekilde açıklıyor:

“Aşıdan sonraki ilk 24 saat içinde hafif ateş görülebilir; genelde 38-38.5 dereceyi geçmez. Aşı yerinde kızarıklık, şişlik ve hassasiyet olabilir; ancak bu belirtiler birkaç gün içinde kendiliğinden geçmektedir. Huzursuzluk, uykusuzluk veya geçici iştahsızlık gözlemlenebilir. Özellikle karma aşılardan sonra yorgunluk ve halsizlik hissi yaşanabilir.”

Bu belirtilerin, bağışıklık sisteminin aşıya verdiği normal ve beklenen tepkiler olduğu ifade ediliyor. Hangi durumlarda hekime başvurulması gerektiğine dair ise Prof. Dr. Arıca, “Ateş 39.5 derecenin üzerine çıkarsa veya 3 günden uzun sürerse, aşı yerinde şiddetli ağrı, sertlik veya yaygın kızarıklık oluşursa, aşıdan sonra bilinç değişikliği, nöbet (havale) ya da solunum güçlüğü meydana gelirse ve çocuğun genel durumunda belirgin bir bozulma fark edilirse mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” şeklinde yanıtlıyor.

Aşı takvimine uyum önemli

Türkiye’de aşılar, ücretsiz, etkili ve yüksek güvenlik standartlarına uygun bir şekilde uygulandığının altını çizen Prof. Dr. Arıca, “Aşılar, çocukları ölümcül ve sakat bırakan hastalıklardan koruyan en etkili ve güvenli yöntemlerden biri” ifadesinde bulunarak ebeveynlere uyarıda bulunuyor: “Aşı takvimine tam uyum, toplum bağışıklığını sağlamak ve salgınları önlemek için kritik bir öneme sahiptir. Ebeveynler, çocuklarını zamanında aşılatarak hem kendi çocuklarının hem de toplumun sağlığını korumada büyük bir sorumluluk üstlenmiş olmaktadır. Çocuklarımızı sağlıklı bir geleceğe taşımak için aşı takvimine tam uyum, elimizdeki en güçlü silahıdır.”

Çocuk Aşıları: Sağlıklı Geleceğin Temeli
Yorum Yap
Bizi Takip Edin