Adalet Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğiyle Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’na katılan Bakan Tunç, gündeme dair gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Tunç, sempozyumun iş ve yargı alanlarını bir araya getirdiğini vurgulayarak, iş dünyasının yargı ile ilgili sorunlarını ortak bir platformda tartışmasının öneminden bahsetti.
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığının, kendilerini derinden üzdüğünü ifade eden Tunç, acil şifalar diledi.
Tunç, doktorların Önder’in sağlık durumunun önceki güne göre daha iyi olduğunu ilettiklerini belirtirken, sözlerine şöyle devam etti:
“Umarım bir an önce sağlığına kavuşur. Biz aslında yarın saat 14.00’te DEM Parti heyeti ile Adalet Bakanlığında bir görüşme planlamıştık. Terörsüz Türkiye süreci hakkında paylaşacakları konular vardı, fakat Sırrı Süreyya Bey’in rahatsızlığı dolayısıyla bunu ertelemek zorunda kaldık. Şu anda bütün dikkatimizi Sırrı Süreyya Önder’in sağlığına odaklamış durumdayız. Kendisi uzlaşmacı kişiliğiyle bu süreçte önemli katkılarda bulunuyordu. Terörsüz Türkiye’ye inanan birisi olarak, ciddi çalışmalar başlatmıştı.”
DEM Parti heyetiyle yapılacak görüşmenin detaylarının sürekli sorulduğunu belirten Tunç, bu konuda şu an bir açıklama yapmanın mümkün olmadığını ifade etti.
Tunç, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin şartlarıyla ilgili zaman zaman taleplerin geldiğini kaydederek, bu taleplerin yasalar çerçevesinde değerlendirileceğini de sözlerine ekledi.
“55 bin kişinin affedileceği şeklindeki değerlendirme doğru değil”
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yapılması öngörülen düzenlemelere dair bir soruya yanıt veren Tunç, belirlenen 264 hedefin varlığını aktardı. Bu hedefleri belirli bir takvime bağladıklarını ve yasal düzenleme gerektiren konuları milletvekilleriyle paylaşacaklarını belirtti.
Tunç, uygulamadan kaynaklanan bazı konuları idari kararlarla çözme çabasında olduklarını vurguladı. Ceza adaletine yönelik reform belgesinin ilk paketi hakkında bilgi vererek, özellikle trafik suçlarıyla ilgili düzenlemelerin olacağını ifade etti.
Tunç, kamuoyunda af olarak değerlendirilen bazı konuların yanlış anlaşıldığını belirterek, af gündeminin bulunmadığını ve Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin kesinlikle af içermediğini vurguladı. “55 bin kişinin affedileceği yönündeki değerlendirme kesinlikle doğru değil,” dedi.
Kovid-19 sürecinde, açık cezaevindeki hükümlülerin izne, kapalı olanların da erken tahliye edilmesine yönelik düzenlemenin Mecliste yapıldığını hatırlatan Tunç, 31 Temmuz 2023 itibarıyla kararı kesinleşenlerin bu durumdan yararlanabileceklerini dile getirdi.
Yargılamaların uzun sürmesinden dolayı Bunu gerekçe göstererek yararlanamayan kişilerin bulunduğunu ifade eden Tunç, bu talebin değerlendirileceğini ve çözüm önerilerini milletvekillerine sunacaklarını söyledi.
Tunç, 4’te 4 infaz yerine 4’te 3 gibi alternatiflerin değerlendirilmesi hususunda teknik bir taslak hazırladıklarını kaydetti. Bu düzenlemenin, yararlanan kişi sayısından ziyade ceza adaleti sisteminin iyileştirilmesi amacını güttüğünü vurguladı.
“Yargı, kendi mecrasında yürür”
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin yürütülen soruşturmaya dair bir soruya yanıt veren Tunç, suçlamaların bazı CHP’li delegeler tarafından yapıldığını hatırlattı.
Soruşturmanın devam ettiğine dikkat çeken Tunç, “Bu gibi iddialar varsa tespit edecek olan Cumhuriyet Savcılığıdır,” dedi.
Ayrıca, CHP’li delegeler tarafından kongre iptaline yönelik açılan davaların devam ettiğini belirten Tunç, bazı sosyal medya paylaşımlarının dezenformasyon amaçlı olduğunu söyledi. “Yargı, kendi mecrasında yürür ve sosyal medyada kişilerin yaptığı spekülatif paylaşımlar halkı yanıltmaya yöneliktir,” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararının okunmasına dair soruya da yanıt veren Tunç, Meclisin çalışma usulünün belirli kurallara tabi olduğunu vurguladı.
“Bu kurallara aykırı bir şekilde farklı çalışmalara girmek, Meclisin saygınlığına zarar verebilir,” diyen Tunç, Anayasa Mahkemesi’nin kararının tekrar okunmasının sonuç üzerinde etkisi olmadığını belirtti.
Sosyal medya üzerinden suç oranlarının artması
Tunç, sosyal medya üzerinden işlenen suçların artışıyla ilgili soruya yanıt vererek, bu durumun yargının iş yükünü etkilediğini, hakaret ve tehdit suçlarının bu noktada önemli bir yer tuttuğunu belirtti.
Dolandırıcılık, yasa dışı bahis ve kumar gibi internetten işlenen suçların arttığına da işaret eden Tunç, bu konularda yargı paketlerinde bilişim suçlarına yönelik düzenlemelerin yer alacağını ifade etti.
Sosyal medyanın bir özgürlük alanı olduğunu ancak bu özgürlüğün de sınırları olduğunu vurgulayan Tunç, gerçek hayatta suç teşkil eden bir eylemin, aynı şekilde internette de suç olduğunu belirtti.
Tunç, çocuk hakları ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını, çocukların internetin zararlı etkilerinden korunmasına yönelik de ilgili bakanlıklarla işbirliği içinde olduklarını söyledi. Bu taslağın tamamlanmasının ardından milletvekillerine sunulacağını ekledi.