Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir market gezisi gerçekleştirdiğimde, pek çok farklı armut çeşidi ile karşılaştım. Armut, her mevsim tüketilebilen bir meyve olarak bilinir. Örneğin, yaz aylarının sonlarına yaklaşırken yaz armutlarının pazarlarda yerini alması oldukça sevindiricidir.
Pazar gezilerimde armutların varlığı beni her zaman mutlu etmiştir. Elma ve armut arasında bir seçim yapmam gerektiğinde, tercihini her zaman armuttan yana kullanan biri oldum. Belki de armutun farklı çeşitleri, lezzeti ve bol suyu, bu tercihi etkileyen unsurlardı. Ayrıca, Ankara’nın armut çeşitliliği de bu aşkın bir parçasıydı; zira her mevsimde pek çok lezzetli armut bulmak mümkündü.
Yaz armutları pazara düştüğünde, ardında tereyağlı gibi yağ armutları da kendini göstermeye başlardı ki, bu meyvenin botanik ismi “Williams armudu”dır. Ankara’da Sakarya Caddesi’nde bulunan Deveci çiftliği dükkanı, benim için özel bir yerdi. Oradan, egzotik meyve gibi tek tek kağıda sarılmış Deveci armutları almak büyük bir keyifti.
Deveci armutları benim favorimdi. Hem lezzeti hem de sulu, gevrek dokusu ile farklı bir deneyim sunuyordu. Özellikle o diri doku, her lokmada bir zevk veriyordu. Bununla birlikte, Ankara’nın diğer armut çeşitlerinin de kendine has bir yeri olduğu aşikar. Lise yıllarımda sık sık kayak takımları ile Elmadağ’a çıkardık.
Elmadağ köyü yolunda, yerel satıcılar tarafından satılan armutlar, genelde şekilsiz ve taş gibi görünmesine karşın, tadı ile büyük bir sürpriz oluşturuyordu. Sert yapısına rağmen, bu armutlar ağızda sanki çeşme suyu gibi akarak ballı bir lezzet bırakıyordu. Bu deneyimler, armut sevgimi daha da derinleştiren unsurlar arasında yer alıyor.