NEST Kongre Merkezi’nde 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF) etkinliği sürmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliği yaptığı oturumda, Pakistan Pencab Eyaleti Başbakanı Maryam Nawaz Sharif, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Jeffrey Sachs ve UNICEF Eğitim ve Ergen Gelişimi Küresel Direktörü Pia Rebello Britto konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun teması “Ayrışan Dünyada Geleceği İnşa Etmek: Eğitimin Dönüştürücü Gücü” oldu.
Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Mustafa Özdil, programın başlangıcında, vakfın 2016 yılından bu yana Türkiye’nin eğitim alanındaki tecrübelerini dünya genelinde, özellikle çatışma ve eşitsizlikten en çok etkilenen bölgelerde paylaşmak için çaba gösterdiğini dile getirdi.
Özdil, çalışmalarının başarılı olmasının, hizmet verdikleri her ülkenin kültürel çeşitliliğini, tarihini ve toplumsal yapısını ne denli iyi entegre edebildiklerine bağlı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, çeşitliliğin bir sorun değil, aksine farklılıklara nasıl yaklaşıldığının önemli olduğunu vurguladı.
“Ülkelerin sosyal yapısı bizim için çok önemli”
Özdil, vakfın dünyanın çeşitli bölgelerinde aktif bir şekilde hizmet verdiğini ifade ederek, “2016’dan bu yana sürekli bir büyüme gösteriyoruz. Bugün 55 ülkede 583 eğitim kurumu ile farklı kesimlerden toplamda 70 binden fazla öğrenciye eğitim vermekteyiz. Bu öğrenciler çok çeşitli inanç, dil ve ırka sahip. Bu tür bir genişlemenin büyük bir özen ve sorumlulukla gerçekleştirilmesi gerektiğini biliyoruz. Gerçek büyüme, derin köklere sahip olmayı gerektirir ve bu nedenle yerel tarihlere, kültürlere, sosyal yapılara dikkat edilmelidir.” dedi.
Özdil, vakfın çeşitliliğe saygı gösteren yaklaşımının, hem çalışmalarına anlam katmakta hem de vakfın büyümesini kalıcı ve sürdürülebilir kılma konusunda katkı sağladığına inandığını belirtti.
Maarif okullarının uyguladığı tek tip eğitim modelinin olmadığını ifade eden Özdil, şu sözlere yer verdi:
“Maarif okullarını özel kılan, onların yerel toplulukların gerçek ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde tasarlanmış bağlam duyarlı ve ihtiyaç odaklı eğitim anlayışıdır. Eğitim, tek bir model yerine farklı ulusal koşullara uyum sağlayacak kadar esnek ve aynı zamanda güçlü bir müfredat üzerinden şekillendirilmektedir.”
“Eğitim paylaşılan küresel bir iyilik, uluslararası dayanışma”
Özdil, okullarda çok dilli eğitimin önemine vurgu yaparak, öğrencilerin yeni teknolojiler ve sosyal bilimler alanında sağlam bir temel edinmeleri için aktif çalışmalar sürdürdüklerini; ayrıca akademik başarı gösteremeyen yetenekli çocuklar için burs ve destek programları sağladıklarını belirtti.
Eğitimin yalnızca ulusal bir sorumluluk olmadığına dikkat çeken Özdil, “Eğitim, aynı zamanda paylaşılan bir küresel iyilik ve uluslararası dayanışma biçimidir. Bu anlayış doğrultusunda, öğrenimin eşit erişimini daha geniş bir topluluk karşısında bir görev olarak görüyoruz. Bu nedenle okulların, öğrencilerin potansiyelini keşfetmeleri için birer fırsat alanı haline gelmesi gerektiğine inanıyorum; hayal kurma ve ülkelerinin geleceğini şekillendirme konusunda inanç duymaları gereken yerler olmalıdır.” şeklinde konuştu.