Bayraktar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilen Güneydoğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesi (GDAÜPA) Ekonomi, Altyapı ve Enerji Genel Komitesi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada önemli hususları dile getirdi.
Türkiye’nin iletim ve dağıtım altyapısını güçlendirmek için yaklaşık 30 milyar dolarlık kapsamlı bir yatırım planı geliştirdiğini belirten Bayraktar, bu süreçte komşu ülkelerle olan entegre kapasitelerinin artırılmasına odaklandıklarını ifade etti. “Komşu pazarlarla daha fazla bağlantı kurmak, Türkiye ile Güneydoğu Avrupa pazarını gaz ve elektrik alanında birleştirmek, Türkiye içindeki ve dışındaki tüm bu yenilenebilir kaynakları kullanmamıza yardımcı olacak.” diye konuştu. Bu bağlamda, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki enerji bağlantı kapasitelerini artırmayı hedeflediklerini vurguladı.
Bayraktar, Türkiye’nin Azerbaycan, Gürcistan, Suriye ve Irak’taki benzer çalışmalarını da hatırlatarak, “Suriye’yi yeniden inşa etmek istiyoruz ve orada hayatı normalleştirmek için temel insani hizmetleri geri getirmemiz gerekiyor. Bu açıdan Suriye’ye elektrik ve gaz ihraç etmeyi planlıyoruz. Bağlantılar bu noktada kritik önem taşıyor.” ifadesini kullandı.
– “TPAO, BULGARİSTAN’IN KARADENİZ’DEKİ PROJESİNE ORTAK OLMAK İSTİYOR”
Doğal gazın Güneydoğu Avrupa için büyük önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, bölgenin yıllık yaklaşık 25 milyar metreküp gaz tükettiğini belirtti. Türkiye’nin Avrupa’da dördüncü en büyük gaz tüketen ülke olduğunu ve yıllık yaklaşık 54-55 milyar metreküp gaz tükettiğini ifade etti. “Yeniden gazlaştırma ve depolama kapasitelerimize önemli yatırımlar yaptık. Şu anda Bulgaristan ile uzun vadeli bir sözleşmemiz bulunuyor. LNG kargoları Türkiye’ye geliyor, burada gazlaştırılıp Bulgaristan’a ulaştırılıyor. Benzer işlemleri Güneydoğu Avrupa’nın diğer bölgeleri için de yapmayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
Bulgaristan’ın Karadeniz’deki keşiflerine de dikkat çeken Bayraktar, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın bu projelerde ortak olma isteğini ifade etti. “Bulgaristan’ın deniz üstünde bazı projeleri var ve Türk devlet şirketimiz bu iş birliğine katılmayı arzuluyor. Ayrıca, Romanya’nın derin denizdeki Neptün sahasında üretim yapmayı planladığını duyuyorum. Bu, Güneydoğu Avrupa ve Türkiye’nin gaz ihtiyaçları açısından önemli bir katkı sağlayacak.” dedi.
Yenilenebilir enerji projeleri için işbirliğinin önemine de değinen Bayraktar, “Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkelerde etkileyici projelerin geliştirildiğini biliyorum. Ancak daha fazla bağlantıya ihtiyacımız var, molekülleri ve elektronları serbestçe doğu-batı ve batı-doğu arasında hareket ettirmemiz gerekiyor. Türkiye’de işleyen bir enerji borsamız mevcut ve tüm bu projeleri birlikte geliştirmeye açığız.” ifadelerini kullandı.
– “TÜRKİYE KRİTİK MİNERALLER AÇISINDAN ZENGİN BİR KAYNAĞA SAHİP VE BUNLARI GELİŞTİRMEYİ PLANLIYORUZ”
Bayraktar, doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerinde yeni yöntemler uygulamak için adımlar atıldığını belirtti. “Yakın zamanda, ABD’li bazı şirketlerle, Türkiye’nin güneydoğusunda konvansiyonel olmayan üretim için bir ortak girişim kurmak üzere anlaşma imzaladık. Bu konvansiyonel olmayan petrol ve gaz üretimini Türkiye’de planlıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerjinin tüm potansiyelini değerlendirmeyi hedeflediğini vurgulayan Bayraktar, her yıl 8 gigavatlık yeni kapasiteyi devreye alma çabası içerisinde olduklarını kaydetti. Ayrıca, Akkuyu nükleer santrali gibi projeleri de kapsayan 2050 yılına kadar toplam 20 gigavatlık nükleer enerji hedeflerini aktardı.
Bayraktar, dışa bağımlılığı azaltmanın bir diğer önemli unsurunun nadir mineraller olduğunu kaydederek, “Enerji dönüşümü ve hedeflerimiz için kritik mineraller şart. Geçmişte altın yarışı varken, bu yüzyıl nadir madenler yarışı olacak. Türkiye, bu açılardan zengin bir kaynak sahibi ve biz bunları geliştirmeyi planlıyoruz. Eskişehir ilinde büyük bir potansiyelimiz var ve bu rezervler için ortaklık arayışındayız.” şeklinde konuştu.
Ayrıca, Bayraktar mevcut küresel ekonomik durum ve jeopolitik gelişmelerin Türkiye ve Güneydoğu Avrupa ülkeleri arasındaki işbirliğini artırmaya yönelik bir eğilim oluşturduğunu belirterek, parlamenterlere seslendi, “Umuyorum ki sizin çabalarınızla bu işbirliğini güçlendirebiliriz.” dedi.
