İddialara göre, Doç. Dr. M.A, doktor öğretim üyesi pozisyonuna başvuran adayların jüri raporlarının değerlendirildiği bir toplantıda, başörtülü bir adaya ve başörtülülere yönelik hakaretlerde bulundu. Ayrıca, AK Parti’ye yönelik ağır ifadeler sarf ettiği belirtiliyor.
Toplantıya katılanların ifadesi doğrultusunda, olayla ilgili tutanak tutuldu.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörlüğü, iddiaları incelemek amacıyla M.A hakkında idari bir soruşturma başlattı ve Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
3 ay görevden uzaklaştırıldı
M.A’nın emniyete verdiği ifadeden sonra, suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Üniversite, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için M.A’nın 3 ay süreyle görevden uzaklaştırılmasına karar verdi.
“Sözlü uyarıda bulundum, üzerime doğru yürüdü”
ADÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal İyem, olayla ilgili açıklamalarda bulundu. İyem, “Fakültemde başörtülü istemiyorum” şeklinde bir ifade kullandığını belirterek, “Bunun üzerine, toplantıyı koordine eden dekan vekili olarak ‘Nasıl konuşuyorsunuz hocam?’ dedim. Bunun ardından daha da hiddetlenerek, ‘Bu başörtülü arkadaş buraya küfürlü bir şekilde gelsin, bakın ona neler yapacağım. Tüm başörtülüler bu şekilde’ gibi ifadelerde bulundu. Sözlü uyarıma rağmen, üzerime doğru yürüyüp AK Parti’ye küfür etmeye başladı. Tüm yönetim kurulu üyeleriyle birlikte emniyete giderek konuyu anlattık ve ifademizi verdik.” dedi.
Tepkiler
AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem, yaptığı yazılı açıklamada M.A’yı kınadı. Erdem, “Başörtülü bacılarımıza ve AK Parti’mize yönelik yaptığı hakaretlerden dolayı kınıyor ve lanetliyoruz. Bu hakaretleri aynen kendisine iade ediyoruz. Devlet kurumlarımız, bu konuda adli ve idari yönden gerekeni yapacaktır. Partimize yapılan bu hakaretler nedeniyle adli başvurularımız olacaktır.” şeklinde görüş belirtti.
ADÜ İslam Araştırmaları Topluluğu da sosyal medya üzerinden yaptığı duyuruda M.A’yı kınadı. Yapılan paylaşımla Türkiye Cumhuriyeti’nin, tüm bireyler için inanç ve yaşam tarzı özgürlüğünü güvence altına alan bir hukuk devleti olduğu ifade edildi.
Ayrıca, “Başörtüsü, milyonlarca kadının inancı çerçevesinde tercih ettiği bir yaşam biçiminin sembolüdür ve bu tercihten dolayı herhangi bir bireyin akademik, sosyal ve kamusal yaşamdan dışlanması kabul edilemez.” denildi.