Burada konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Gazze’de 500’ü aşkın gündür soykırım devam ediyor. Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’nin bütün unsurları Filistin ve Gazze’de ihlal edilmeye devam ediliyor. Dünya’nın gözü önünde çocuk ve kadın katliamı yapılıyor ama çocuk haklarından bahsedenler, ‘Kadın hakları savunucusuyum’ diye ortalıkta gezenler Filistin ve Gazze söz konusu olduğunda ortalıkta yoklar. Bu soykırımın hesabı mutlaka sorulacak. Uluslararası Adalet Divanı’nda görülmekte olan dava devam ediyor. Türkiye olarak biz de dilekçemizi verdik. Uluslararası mahkeme, ‘Burada bir soykırım var, insani yardımlar engellenmesin’ diyor ama bu kararları uygulayacak olan BM Güvenlik Konseyi, bir oyla bu kararlar yok sayılıyor. Türkiye olarak bir hep insan haklarını savunmaya devam edeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin davasını savunmaya ve onlara sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
“SINIRLARIMIZIN GÜVENLİĞİ NE KADAR ÖNEMLİYSE ELEKTRONİK SİSTEMLERİMİZ VE SAKLANAN VERİLERİN GÜVENLİĞİ DE O KADAR ÖNEMLİ”
Kişisel verilerin korunması konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, “Bugün Kişisel Verileri Koruma Günü dolayısıyla düzenlenen ve son yapılan düzenlemeler ışığında tartışma ve değerlendirmelerin yapılacağı bir panel nedeniyle sizlerle beraberiz. Bugünün gündemi Kişisel Verilerin Korunmasına yönelik mevzuat, 2010 yılında hak arama yollarının arttırılması kapsamında yapılan düzenlemeler de bu konuda yer alıyordu. 1882 Anayasasından yıllar sonra 2010 tarihinde anayasamıza bu konu girmiş oldu. Bu düzenlemelerden sonra alt düzenlemelerle beraber bu mevzuat sürekli geliştirilmektedir. Özellikle bizim 8’inci Yargı Paketinde de gerçekleştirmiş olduğumuz önemli düzenlemeler var. Kişisel veriler dediğimiz zaman kişinin mahremiyetinin korunması dolayısıyla kişisel verilerin korunması meselesini temel bir insan hakkı ve sorumluluk olarak değerlendirmek mümkün. Son zamanda Siber Güvenlik Başkanlığı kuruldu. Özellikle vatandaşlarımızın verilerinin bir takım casusluk faaliyetlerine karşı güvenli olması lazım. Her bir kurumumuzun bu konuda koruması gereken veriler var, her bir bakanlığımıza düşen ayrı ayrı görevler var. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerimizin ve bu sistemlerimizde saklanan verilerin güvenliği de o kadar önemlidir. Çünkü kendi verisini koruyamayan bir toplum, geleceğini başkasının insafına teslim etmiş olur” ifadelerini kullandı.
“BU SENE İLK 100 BİNE GİRENLER SADECE HUKUK FAKÜLTESİNE GİREBİLECEKLER”
Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada çıkacak görüşler mevzuatımızın geliştirilmesine ışık tutacaktır. Ben şimdiden akademisyenlerimize çok çok teşekkür ediyorum. Biz Bakanlık olarak dijital adalete önem veriyoruz. Kişisel verilerle ilgili olarak kurumsal kapasitenin daha da güçlendirilmesiyle alakalı hususlara önem veriyoruz. 23 milyon UYAP kullanıcısı olduğunu biliyoruz. 3 milyon 49 bin 396 elektronik duruşma yapılmış olduğunu biliyoruz. UYAP’ta işlem gören verilerin güvenliği için verilerin şifrelenmesi işlemleri yaparak sızıntı ve veri çalınma durumlarına karşılık en üst düzeyde güvenlik önlemleri almaya devam ediyoruz. Ağ trafiğini sürekli olarak inceleyerek yetkisiz kullanımları engelliyoruz. Çıkan ‘UYAP sistemi çöktü’ haberlerine de itibar etmemek lazım, bazen bakımlar oluyor ve kısa süreli erişim engelleniyor, hiç endişelenmemek lazım. Bizim adalette insan kaynağımız; hukuk fakültelerimiz. Bu nedenle hukuk fakültesindeki eğitim kalitesini çok önemsiyoruz. Hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasını yükselterek kontenjanı biraz daha azalttık. Bu sene ilk 100 bine girenler sadece hukuk fakültesine girebilecekler. Akademik kadrolarımızda ve hukuk fakültelerimizde güçlendikçe ülkemizin gelecekte adaletin tecellisinde görev alacak olan hukukçularımız çok daha güçlenecek. Hakim ve savcı yardımcılığı sistemiyle usta çırak ilişkisi içerisinde geçecek sürecin ardından kürsüye daha güçlü çıkılmış olacak.”
Panele Bakan Tunç’un yanı sıra Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir, İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı ile akademisyen ve öğrenciler katıldı. Panel 2 gün sürecek.
