Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, şubat ayında ilkokul 4. sınıf öğrencileri arasında gerçekleştirilen “Dijital Dünyada Ekran Kullanımı Araştırması”nın sonuçları paylaşıldı. Bu araştırma, öğrencilerin telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar gibi dijital cihazlarla etkileşimlerinde dikkat çeken eğilimleri gözler önüne serdi.
İlki 17 büyükşehirdeki bilgisayar laboratuvarı bulunan okullarda eğitim gören 3 bin 230 ilkokul 4. sınıf öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiş olan bu araştırma, öğrencilerin dijital cihazları hangi amaçlarla kullandığını belirlemeyi hedefledi.
Araştırma, öğrencilerin dijital cihaz kullanım alanlarının en yüksek oranla araştırma yapmak (%15,2), ödev yapmak (%13,9) ve bilgisayar oyunu oynamak (%12,1) olduğunu ortaya koydu.
Öğrencilerin yüzde 60’ı tekrar erişim isteği duyuyor
Günlük dijital cihaz kullanım sürelerine dair yapılan inceleme, öğrencilerin cihazları bıraktıktan hemen sonra tekrar kullanma isteği hissettiklerini gösterdi.
Verilere göre, 4. sınıf öğrencilerinin yüzde 60’ı, “her zaman” ya da “bazen” dijital cihazlarını kapattıktan sonra yeniden erişim arzusuna kapıldıklarını bildirdi.
Buna ek olarak, öğrencilerin yüzde 40,8’i, cihazlarını kapattıktan sonraki bir saat içinde tekrar cihazlarına yönelme eğiliminde olduklarını belirtti.
Tek bir gün dijital cihazsız kalmak zorlaşıyor
Araştırmada, öğrencilerin yüzde 64,3’ünün, “her zaman” ya da “bazen” dijital cihazlar olmadan bir gün geçirmekte zorlandıklarını ifade ettikleri görüldü.
Ayrıca, öğrencilerin sosyal medyada geçirdiği sürenin kayda değer boyutlara ulaştığı tespit edildi. Öğrencilerin yüzde 36,1’i sosyal medyayı hiç kullanmadığını belirtirken, geri kalan çoğunluğun günlük düzenli sosyal medya kullanıcısı olduğu belirlendi.
Öğrencilerin yüzde 27,9’u günde bir saatten az, yüzde 25,5’i 1-2 saat, yüzde 7,8’i ise 3-4 saat sosyal medyada vakit geçirdiklerini ifade etti. Günlük kullanım süresi 5 saat ve üzeri olan öğrencilerin oranı ise yalnızca yüzde 2,7 olarak tespit edildi.
Dijital cihaz kullanımının olumsuz etkileri
Araştırma, dijital cihazların öğrencilerin fiziksel, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimleri üzerinde önemli etkiler yarattığını gösterdi.
Cihazları ellerinden alındığında öğrencilerin yüzde 64,6’sı mutsuzluk, yüzde 48,5’i ise öfke hissettiğini ifade etti. Ayrıca, dijital cihaz kullanımının ardından öğrencilerin yüzde 64,5’i yorgunluk belirtti.
Öğrencilerin yüzde 13,6’sı her zaman, yüzde 53,9’u ise bazen telefon, tablet, televizyon ya da bilgisayar karşısında uykuya daldıklarını aktardı. Sadece yüzde 32,5’i dijital cihaz karşısında hiç uyumadığını ifade etti. Bu durum, onların uyku kalitesinin bozulmasına ve fiziksel gelişimlerinde olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Dijital ortamda sosyalleşme eğilimi
Araştırma, öğrencilerin büyük bir kısmının telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar gibi dijital platformlarda akranlarıyla sosyalleşmeyi tercih ettiğini gösterdi.
Bulgulara göre, öğrencilerin yüzde 40,5’i dijital ortamda arkadaşlarıyla “her zaman” vakit geçirdiklerini, yüzde 45,9’u ise bunu “bazen” yaptıklarını ifade etti. Öte yandan, öğrencilerin yüzde 13,6’sı dijital platformlarda akranlarıyla hiçbir zaman vakit geçirmediklerini belirtti.
Öğrencilerin önemli bir kısmının yemek yerken veya başka işle meşgulken dijital cihaz kullandığı görüldü. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 64,2’si, “her zaman” ya da “bazen” yemek yerken dijital cihaz kullandıklarını ifade etti.
Dijital teknolojinin etkileri ve geliştirilmesi gereken stratejiler
Araştırma verileri, öğrencilerin dijital cihaz kullanım alışkanlıklarının günlük yaşam becerileri, psikososyal gelişimleri ve eğitim süreçleri üzerinde önemli etkiler yarattığını açıkça ortaya koydu.
Bu doğrultuda, bilinçli teknoloji kullanımını teşvik edecek stratejilerin geliştirilmesi, aile eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve dijital farkındalık çalışmalarının artırılması amacıyla koruyucu-önleyici sistemlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için etkin bir çok paydaşlı işbirliklerinin oluşturulması önerilmektedir.