Haliç Kongre Merkezi’nde, 8 Mart’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen iftar yemeğinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da yer aldı.
Bu buluşmanın ana teması “Kadınlarla Yükselen Türkiye” olarak belirlendi. Konuşmaların yapılmasından önce salonun ekranında 2002 yılından bu yana kadınların durumunu özetleyen etkileyici bir bilanço paylaşıldı.
Hükümetin, Türk kadınlarına yönelik önemli reformları sıralandı. Hepsini burada yazmak mümkün olmasa da birkaçını hatırlatmakta fayda var:
Anayasamıza “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir” ilkesi eklenerek, hukuki eşitlik anayasal güvenceyle sağlandı.
Türk Ceza Kanunu, İş Kanunu ve Medeni Kanun’da yapılan önemli düzenlemelerle, kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçildi.
Eşit işe eşit ücret uygulaması hayata geçirildi.
Kadınların iş yaşamında varlık göstermelerini destekleyen önemli adımlar atıldı.
Doğum izinleri, sigorta ve emeklilik alanında yeni haklar tanındı.
Hamile, yeni doğum yapmış veya emziren çalışanların güvenliğine yönelik tedbirler alındı.
Ağır engelli çocuk sahibi kadınlara erken emeklilik imkanı sunuldu.
Kadınların elde ettikleri gelirlerden vergi muafiyeti sağlandı.
Kreş hizmetlerinin artırılması için işletmelere teşvikler verildi.
Prim ve girişimcilik destekleri uygulamaya geçirildi.
Eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mekanizmalarında eşit fırsat sağlamak amacıyla başörtüsü yasağı kaldırıldı.
2002 yılından günümüze kadınlara yönelik yapılan düzenlemelerin etkisiyle:
Kadın okuryazarlık oranı %96’ya, kız çocuklarının okullaşma oranı ilköğretimde %95’e, ortaöğretimde %89’a ulaştı. Yükseköğretimde kayıtlı kız öğrenci oranı %53 oldu.
Kamu ve vakıf üniversitelerinde kadın akademisyen oranları; profesörlerde %35, doçentlerde %43, öğretim görevlilerinde %52’ye yükseldi.
Kadın milletvekili oranı %20, kadın büyükelçi oranı %27, kadın istihdam oranı %32, kadınların işgücüne katılım oranı %36’ya çıktı.
Kadınların yükselişi, Türkiye’nin de yükselişine katkı sunuyor. Emeği geçen herkesin bu süreçteki katkısı büyük bir teşekkür gerektiriyor.
Belgrad Ormanları’nda, kaybolduktan 4 gün sonra hastaneye kaldırılan mimar Ece Gürel’in ölümündeki sır perdesi giderek daha kapsamlı bir hal alıyor. “Cadılık” eğitimi verdiği iddia edilen bir kadının gözaltına alınması sürece yeni bir boyut kazandırdı. Olayla ilgili benim de ilginç duyumlarım mevcut.
