1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete 'Suriye' tepkisi: İç cephemizde gedik açtırmayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete 'Suriye' tepkisi: İç cephemizde gedik açtırmayız

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Hamdolsun gerek belediyelerimiz, gerek kamu kurumlarımız, gerek vakıf ve derneklerimiz, gerekse hayırseverlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında Ramazan’ın ruhuna uygun faaliyetler gerçekleştiriyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Ramazan-ı Şerif’i ülkemiz ve gönül coğrafyamızda bir iyilik seferberliğine dönüştüren herkesi siyasi parti ayırmaksızın tüm yerel yönetimlerimizi, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı içtenlikle tebrik ediyorum.

Suriye’deki eski rejim artıkları mezhep çatışması çıkarmak için mücadele ediyor

Türkiye olarak Suriye’nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz

Komşumuz Suriye’de 14 yıllık zulmün ardından kardeşlerimiz ilk kez Ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçiriyorlar. Aynı şekilde geçen Ramazan’ı İsrail’in vahşi saldırıları altında idrak eden Gazzeli kardeşlerimiz ateşkesin sağladığı kırılgan ortamda, yıkıntıların arasında bile olsa 471 gün sonra rahat birer nefes alıyor. Suriye ve Gazze’deki kardeşlerimize bir kez daha muhabbetlerimizi, dayanışma mesajlarımızı yolluyoruz. Bu Ramazan’ın ülkemizle birlikte tüm bölgemizde ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ediyoruz.

“GÜÇ ODAKLARI BOŞ DURMUYOR”

Burada şu noktayı da ifade etmeden geçemeyeceğim. Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Balkanlara kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını ancak sahadaki durumun hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz. Öncelikle burada şunu açık açık söylemek isterim. Türkiye olarak Suriye’nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz.

“SÜNNİLER VE ALEVİLER OLARAK BİRBİRİMİZİN HAMİSİYİZ, DOSTUYUZ, KADER ORTAĞIYIZ”

Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz. 8 Aralıktan beri Sayın Şara rovanşizm tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlemektedir.

Bunun güçlenerek devam etmesi Suriye’ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye’nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum. Şu hakikatin altını bugün tekrar çiziyoruz. Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanlarız. İnşallah ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız.

“KİMSENİN İNANCI VE MEZHEBİYLE İLGİLENMİYORUZ”

Şayet biz tefrikayı kapımıza yaklaştırmazsak, Müslümanların kanından ve gözyaşından beslenenler hiçbir şey yapamaz. Ama birbirimize düşersek, o zaman da bizi kimse koruyamaz. Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir. Acımızın da, sevincimizin de ortak olduğunun şuuruna varmaktır.

Birlik ve beraberliğimiz ne kadar sağlamsa, kardeşlik kalemiz de o derece muhkem, o derece aşılmaz olacaktır. Aziz milletim, Suriye’deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum. Biz ne Irak’ta, ne Suriye’de, ne Lübnan’da, ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa olsun, hiç kimseye farklı gözle bakmıyoruz.

Tüm insanları Hazreti Ali Efendimiz’in buyurduğu üzere ya dinde kardeşimiz ya da yaratılışta eşitimiz olarak görüyoruz. Her kim Suriye’ye baktığında sadece mezhep, köken görüyorsa, kör bir taassuba hapsolmuş demektir.

Her kim sırf mezhebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa, insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete 'Suriye' tepkisi: İç cephemizde gedik açtırmayız
Yorum Yap
Bizi Takip Edin