Bakan Hakan Fidan, güncel bölgesel ve küresel konularla ilgili olarak Al Jazeera mikrofonuna konuştu.
Röportajın ikinci kısmında, Fidan, Suriye’de PKK/YPG’nin kendi yönetim ve güç alanı elde etme çabalarının, yeni hükümetle uzlaşma olasılığını ortadan kaldırdığını belirtti. Barışçıl bir çözüm umudu taşıdığını söyledi.
Türkiye’nin önerisinin, herkesin anayasa gereği eşit vatandaşlık haklarından yararlanması olduğunu ifade eden Fidan, bu durumun toplumsal barışa önemli katkılar sağlayacağını vurguladı.
Barışın sağlanmasında önemli bir diğer unsurun, yasal devlet organları dışındaki hiçbir yapının silah bulundurmamasının gerekliliğini aktaran Fidan, “PKK ve bağlantılı grupların Suriye’nin üçte birini işgal ettiği, bu bölgelerin çoğunluğunun Arap şehirleri olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Ayrıca bu gruplar petrol ve doğal gaz kaynaklarına el koyarak, elde ettikleri geliri Suriye halkına satıyor ve buradan elde ettikleri gelirle PKK’nın diğer operasyonlarına finansman sağlıyor.” şeklinde konuştu.
Fidan, ABD ve Avrupa ülkelerinin PKK/YPG’ye destek vermeye devam etmesinin sebebinin, bu örgütün DEAŞ’lı tutukluların bulunduğu hapishanelerde sağladığı hizmetlerden kaynaklandığını belirtti.
“Suriye, Irak ve Türkiye’ye yönelik tehditler ortadan kalkmalı”
Irak, Türkiye ve İran’dan gelen tüm teröristlerin Suriye topraklarında kümelendiğini aktaran Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve Irak’ın toprak bütünlüğüne tehdit teşkil eden unsurlar var. Bu tehditlerin ortadan kaldırılması gerekli.” dedi.
Fidan, bu sorunun çözümü için belirli inisiyatiflerin bulunduğuna da değinerek, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ile Türkiye arasındaki dostluğun güçlü bir şekilde devam ettiğini vurguladı.
Terörle mücadelede IKBY’deki Kürt kardeşlerle Türkiye’nin dayanışmasının önemli olduğunu belirten Fidan, PKK’nın saldırılarına maruz kaldıklarını hatırlattı.
“Türkiye, başından bu yana Suriye’de muhalefeti destekledi”
Fidan, Türkiye’nin Suriye muhalefetiyle olan ilişkilerinin uzun süredir sürdüğünü, bu süreçteki desteğin daha da önem kazandığını dile getirdi ve milyonlarca Suriyelinin iç savaş nedeniyle Türkiye’ye sığındığını ifade etti.
Muhaelife kontrolündeki bölgelerde 5 milyondan fazla insanın yaşadığını, rejimin kontrolü ele geçirmesi durumunda bu insanların Türkiye’ye yönelmemesi için muhalefetin güçlü olmasının şart olduğunu belirtti.
Suriyelileri Türkiye’de misafir etmekten gurur duyduklarını dile getiren Fidan, onların çalışkan ve dürüst insanlar olduğunu ifade etti.
İdlib’de toplumsal sorumluluk üstlenen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya karşı diğer ülkelerin endişeleri olduğunu kaydeden Fidan, Şara’nın hatalarından dersler çıkardığını vurguladı.
“Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetime telkinleri önemli”
Fidan, devlet yönetiminin ideoloji ile değil, sorumluluk ve hizmetle yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. “Türkiye’nin bu noktadaki telkinleri değerlidir; radikal ifadeler kullanmaktan kaçınılmalı.” dedi.
Şara ile ilişki geliştirme çabalarının, Türkiye’nin tecrübelerini aktardığını söyleyen Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan örnekler vererek bilgi paylaşımı yapıldığını belirtti.
Fidan, Esed rejiminin Suriye’yi tehdit eden bir noktaya geldiğini, bu durumun ortadan kaldırılması için Suriye’nin genelini kapsayan bir yönetim modelinin tercih edilmesi gerektiği mesajını verdi.
“İran, bölgedeki kazanımları için çok daha fazlasını feda etti”
Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, İran’ın bölgedeki milisler üzerinden yürütmeye çalıştığı dış politikanın yüksek maliyetler getirdiğini söyledi.
İran’ın mevcut politikasını gözden geçirmesi gerektiğini belirten Fidan, bu tür yaklaşımların uzun vadede büyük yükler oluşturacağını ifade etti.
“Bölge dominasyon kültüründen kurtulmalı”
Fidan, bölgedeki ülkelerin bir araya gelerek sorunlarını çözmesi gerektiğini vurguladı. Araplar, Türkler, Kürtler ve İranlıların birbirine tehlike oluşturmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.
İran’ın PKK/YPG’yi destekleme arayışının, geçmişteki yanlış politikaların bir devamı olduğunu aktaran Fidan, ülkelerin işbirliği yaparak kazanımları artırması gerektiğini ifade etti.
Bölgedeki ülkelerin ilişkilerini tahakküm üzerine kurmamaları gerektiğini söyleyen Fidan, aksi takdirde tarihi bir hatanın tekrarlanacağını belirtti.
Suriye’deki sorunların artmasına rağmen İran ve Rusya’nın etkisiz kaldığını aktaran Fidan, sorunun yalnızca Suriye tarafından çözülmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Tahakküm kurma yaklaşımı Türkiye’nin vizyonuna aykırı”
Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki milli unsurları destekleyeceğini, ancak tahakküm kurma anlayışının Türkiye’nin vizyonuyla çelişeceğini belirtti.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, ülkesinin kalkınması yolunda hızlı adımlar attığını vurgulayan Fidan, pek çok ülkenin benzer kalkınma hamleleri gerçekleştirdiğini ifade etti.
Fidan, bölgedeki ülkelerin birlikte hareket ederek ortak sorunlara çözümler üretmesi gerektiğini belirtti.
“Kudüs’ün statüsünün giderek yıpratılması kabul edilemez”
Fidan, Kudüs ve Filistin halkının Türkiye için hassas bir konu olduğunu ifade ederek, bu bağlamda Türk halkının duyarlılığını dile getirdi.
Filistinlilerin maruz kaldığı şiddet ve haksızlıkların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Fidan, Türkiye’nin bu tutumunu asla değiştiremeyeceği mesajını verdi.
Fidan, İsrail’in Siyonizm’e dayalı politikalarıyla sorun yaşandığını ve Türkiye’nin her zaman Filistinlilerin yanında duracağını belirtti.
Türkiye’nin bu bağlamda sağduyulu Yahudilerle bir sorunu olmadığını vurgulayan Fidan, stratejik politikaların yanlış kurgulandığına dikkat çekti.
“Suudi Arabistan’ın, normalleşmeyi iki devletli çözüme bağlaması fevkalade önemli”
Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme yaklaşımının önemli olduğunu belirten Fidan, bu durumun bölgedeki diğer ülkeleri de olumlu etkileyeceğine dikkat çekti.
Normalleşmenin iki parçadan oluştuğunu belirten Fidan, birinin Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ilişkiler, diğerinin ise İsrail ile normalleşme süreci olduğunu açıkladı.
“Filistin meselesinin geneline ilişkin Trump’ın oynayabileceği tarihi bir rol var”
Trump’ın Filistin meselesinde tarihi bir rol oynama potansiyeline sahip olduğunu belirten Fidan, bu durumun ciddi bir fırsat sunduğunu ifade etti.
Trump’ın, iki devletli çözüm konusunda Netanyahu’yu etkileme kabiliyetinin bulunduğunu söyleyen Fidan, bu olasılığın bölgede barışı sağlamada önemli rol oynayabileceğini belirtti.
Son olarak, ABD’nin her zaman bölgedeki istikrarsızlığa kaynak ayırmak zorunda kalacağını hatırlatan Fidan, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
“PKK’yı destekleme yönündeki mecburiyetten Amerika’nın çıkması gerekiyor”
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde güvenlik faktörünün her zaman öncelikli olduğunu ancak günümüzde ekonominin de önemli bir bileşen haline geldiğini aktaran Fidan, PKK’nın desteklenmesi konusunun Türkiye için hayati bir milli güvenlik meselesi olduğunu dile getirdi.
PKK’nın desteklenmesi konusunda Amerika’nın pozisyonunu gözden geçirmesi ve bu durumdan çıkması gerektiğini vurgulayan Fidan, Türkiye’nin güçlü bir ülke olarak bölgedeki barışa katkıda bulunabileceğine dikkat çekti.