Bakan Fidan, son dönemdeki bölgesel ve küresel gelişmelere dair Al Jazeera’ye detaylı açıklamalarda bulundu.
Röportajın ikinci bölümünde Fidan, Suriye’de PKK/YPG’nin bağımsız bir yönetim ve etki alanı oluşturma çabalarının yeni yönetimle diyalog kurma ihtimalini zorlaştırdığını ifade etti. Bu süreçte barışçıl çözümlerin önemine değindi.
Fidan, Türkiye’nin önerdiği eşit anayasal vatandaşlık uygulamasının toplumsal barışa katkı sağlayacağını savundu.
Barışın sağlanması adına yasal devlet organları dışında hiç kimsenin silah taşımaması gerektiğini vurgulayan Fidan, şu açıklamaları yaptı:
“PKK ve bağlı unsurlar, Suriye topraklarının üçte birini işgal altında tutuyor; bu durum Arap şehirlerindeki yerleşimlerini kapsıyor. Bu işgal, petrol ve doğal gaz kaynaklarının kontrolünü de içeriyor. Buradan elde edilen gelirler, Suriye halkına satılarak, PKK’nın faaliyetlerini finanse ediyor. Bu bağlamda, PKK’nın lider kadrosunun 2 bine yakın üyesinin şu anda SDG yönetiminde yer aldığını belirtmekte fayda var.”
Fidan, ABD ve Avrupa ülkelerinin hala PKK/YPG’ye destek vermesinin temel sebebinin, bu grupların hapishanelerde DEAŞ tutuklularını barındırma karşılığında bir yalan üzerinden Suriye topraklarının önemli bir kısmını işgal etmeleri olduğunu ifade etti.
“SURİYE, IRAK VE TÜRKİYE’YE YÖNELİK TEHDİTLER ORTADAN KALKMALI”
Irak, Türkiye ve İran’dan gelen teröristlerin Suriye’de barındırıldığını belirten Fidan, “Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerin ortadan kalkması gerekiyor. Umarım bu süreç huzurlu bir şekilde gerçekleşir.” dedi.
Bu konuda bazı inisiyatiflerin bulunduğunu ifade eden Fidan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ile Türkiye’nin dostluğunun oldukça derin olduğunu vurguladı.
Terörle mücadelede IKBY’deki Kürt kardeşleriyle Türkiye’nin büyük bir dayanışma içinde olduğuna dikkat çeken Fidan, “PKK’nın saldırılarına ve suçlarına maruz kalanlar arasında IKBY de bulunmaktadır.” diye konuştu.
“TÜRKİYE, BAŞINDAN BU YANA SURİYE’DE MUHALEFETİ DESTEKLEDİ”
Fidan, Türkiye’nin Suriye muhalefetiyle ilişkilerine de değinerek, bu sürecin başlangıcından itibaren muhalefeti desteklediklerini aktardı. Özellikle iç savaş nedeniyle milyonlarca insanın Suriye’den Türkiye’ye yöneldiğini söyledi.
Fidan, muhalefet kontrolündeki bölgelerde 5 milyondan fazla insanın yaşadığı, rejim ilerlediği takdirde bu kişilerin Türkiye’ye gelmesini engellemek için muhaliflerin güçlü olması gerektiğini belirtti.
Türkiye’ye gelen Suriyelilere büyük bir şevkle ev sahipliği yaptıklarını vurgulayan Fidan, “Onlar, gerçekten çalışkan ve dürüst insanlardır. Umuyorum ki yeni Suriye’de hepsi güvenle kendi ülkelerine dönebilir.” dedi.
Fidan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya ilişkin uluslararası arenada endişeler olduğunu, ancak Şara’nın zamanla yanlışlarından ders çıkardığını belirtti. İdlib’de 4 milyon insanın temel ihtiyaçlarını karşılama adına önemli bir adım attığını ifade etti.
“TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ YENİ YÖNETİME TELKİNLERİ ÖNEMLİ”
Devlet yönetiminin sadece ideoloji ile değil, aynı zamanda toplumsal hizmetle sağlanması gerektiğini ifade eden Fidan, “İdlib’deki geçiş süreleri de bu noktada fayda sağladı. Türkiye’nin telkinleri büyük önem taşıyor. Eğer radikal bir dille devam ederseniz, diğer örgütlerin başına gelenleri görmeniz kaçınılmaz.” dedi.
Fidan, Şara ile ilk tanışmasının İdlib’deki yıllara uzandığını, Türkiye’nin deneyimlerini paylaşma konusunda yoğun bir iletişim içinde olduklarını da dile getirdi.
Esed rejimi döneminde Suriye’nin tehdit oluşturacak bir noktaya geldiğini belirten Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyan, milletle barışık bir yönetim gereklidir.” açıklamasını yaptı.
“İRAN, BÖLGEDEKİ KAZANIMLARI İÇİN ÇOK DAHA FAZLASINI FEDA ETTİ”
Fidan, İran’ın bölgedeki milisler üzerinden yürüttüğü dış politikanın riskler taşıdığını belirtti. İran’ın elde ettiği kazanımlar için harcadığı maliyetin, kayıplarından daha fazla olduğunu vurguladı.
Bu politikanın değişmesi gerektiğine dair belirttiği görüşleri ise İranlı yetkililere ilettiğini ifade etti.
Bakan Fidan, yeni dönemde İran’ın öğrendiği dersler ile bölgesel dayanışmanın artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
“BÖLGE DOMİNASYON KÜLTÜRÜNDEN KURTULMALI”
Fidan, “Bölgenin bir ülke tarafından domine edilmesi kültüründen” kurtulması gerektiğinin altını çizdi. “Hiçbir etnik grup, diğerine baskı yapmamalıdır.” ifadesini kullandı.
Ülkelerin kendi sorunlarını çözme yetisini kazanması, işbirliği içinde ve güvenlik sağlaması gerektiğini belirten Fidan, ülkelerin birbirine dostça yaklaşması gerektiğini vurguladı.
Fidan, İran’ın SDG adı altında PKK/YPG’yi desteklemesinin yanlış bir politikaya dönüşeceğini vurgulayarak, ülkeler arası destek temelli çatışmaların zarar vereceğini dile getirdi.
İran’ın Suriye ve Irak konusunu kayıplar üzerinden değerlendiren bazı grupların bunu yapmaması gerektiğini de belirtti. Her ülkenin egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Aynı şekilde diğer ülkelerin de ilişkilerini çatışma ve tahakküm üzerinden tanımlamaktan kaçınması gerektiğini belirten Fidan, işbirliğinin önemli olduğunu dile getirdi.
Fidan, bölgedeki sorunların çözümüne ilişkin bir ülkenin kendi iradesi ile hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
“TAHAKKÜM KURMA YAKLAŞIMI TÜRKİYE’NİN VİZYONUNA AYKIRI”
Suriye’nin yeni hükümetinin kurulduğunu ve Türkiye’nin bu oluşuma sadece destek verebileceğini belirten Fidan, başka bir ülkeyi yönetme ve üzerinde tahakküm kurma anlayışının Türkiye’nin bölgedeki vizyonuna ters olduğunu ifade etti.
Fidan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiğini belirtti ve bunun önemini vurguladı.
Altyapı ve sosyal projelerin elle tutulur şekilde hayata geçirildiğini ifade eden Fidan, bölgedeki kalkınma hamlelerinin olumlu sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Fidan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Kuveyt ve diğer ülkelerdeki önemli kalkınma çabaları ile halkların temel sorunlarını çözmek için çalışan liderlere dikkat çekti.
Bunu tarihi bir fırsat olarak değerlendiren Fidan, “Sadece kendi çıkarlarımızı düşünmek yerine, birlikte hareket etmenin ve dayanışmanın önemine vurgu yapmalıyız.” dedi.
“KUDÜS’ÜN STATÜSÜNÜN GİDEREK YIPRATILMASI KABUL EDİLEMEZ”
Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerine büyük bir dikkatle yaklaştığını, Müslüman ülkelerle sıkıntı yaşamama çabasının önemine değindi.
Filistin meselesinin Türk halkı için büyük bir hassasiyet taşıdığını belirten Fidan, her Türk hükümetinin halkın duygularına kulak vermesi gerektiğini vurguladı.
Kudüs’ün durumu ve Filistinlilerin maruz kaldığı saldırılara dikkat çeken Fidan, bu durumların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Fidan, “Türkiye’de halkın hassasiyetlerine duyarsız kalacak bir iktidar söz konusu olamaz.” ifadelerini kullanarak, uluslararası sistemin ve Siyonist politikaların yarattığı haksızlıklara karşı durduklarını aktardı.
İsrail’in yayılmacı politika ve saldırgan tutumlarına karşı da tepkisiz kalamayacaklarını belirten Fidan, önemli bir yaklaşım sergilediklerini ifade etti.
Bakan Fidan, Netanyahu’nun askeri stratejilerinde başarılı bir lider olduğunu, ancak bu başarının büyük bir stratejik kayba yol açabileceğini ifade etti.
“SUUDİ ARABİSTAN’IN, NORMALLEŞMEYİ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME BAĞLAMASI FEVKALADE ÖNEMLİ”
Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme sürecindeki kararlı duruşunu değerlendiren Fidan, bu tutumun önemli olduğuna ve desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Normalleşmenin iki ana unsuru olduğunu belirten Fidan, bir sembollerinin Suudi Arabistan ve ABD’nin yürüttüğü ilişkiler olduğunu aktardı.
Fidan, “İki devletli çözüm kabul edilmediği sürece devam eden normalleşmelerin sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim.” dedi.
“FİLİSTİN MESELESİNİN GENELİNE İLİŞKİN TRUMP’IN OYNAYABİLECEĞİ TARİHİ BİR ROL VAR”
ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin meselesinde önemli bir rol üstlenebileceğine dikkat çeken Fidan, iki devletli çözümün kabul edilmesi yönünde önemli adımlar atılabileceğini ifade etti.
Fidan, bu durumu sadece Filistin için değil, bölgedeki istikrar için de önemli bir fırsat olarak görmekte olduğunu belirtti.
Fidan, “Amerika’nın sürekli kaynak ayırdığı bir bölge haline gelmemek için ortak çabaların büyük önem taşıdığına inanıyorum.” diye ekledi.
Fidan, başka bir ülkenin desteği ile kalıcı bir çözüm bulmanın imkansız olacağını ifade etti.
“PKK’YI DESTEKLEME YÖNÜNDEKİ MECBURİYETTEN AMERİKA’NIN ÇIKMASI GEREKİYOR”
Türkiye’nin Amerika ile olan ilişkilerinin, güvenlik ekseninin yanında ekonomik boyutlarının da önem kazandığını vurgulayan Fidan, bu ilişkilerin derinleştirilmesi gerektiğini aktardı.
Fidan, Türkiye için kritik bir güvenlik meselesi olan PKK’nın desteklenmesinin sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Fidan, “Bu, sadece Türkiye’nin değil, ABD’nin de daha sağlıklı bir ilişki geliştirmesi adına önemli bir adım olacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı.