Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir konuşma yaparak Türkiye’nin havacılık alanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü iradesi ve vizyonuyla tarihsel sıkıntılarını aştığını ifade etti.
Kacır, Türkiye’nin gökyüzünde imzasını atan bir ülke haline geldiğini belirterek, Bayraktar, AKINCI, KIZILELMA, ANKA ve AKSUNGUR gibi silahlı insansız hava araçlarında dünya lideri konumuna çıktığını dile getirdi. Ayrıca, beşinci nesil savaş uçağı KAAN ve kendi jet eğitim uçağı ile helikopterini üretebilen bir ülke olmanın gururunu yaşadıklarını aktardı.
Bakan Kacır, bir yolcu uçağının gövdesindeki tüm parçaları üretme kapasitesine sahip olduklarının altını çizdi. Türkiye, havacılık yapısallarında geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar ihracat hacmine ve 10 milyar dolar sözleşme büyüklüğüne ulaştı. Türkiye’nin savunma ve havacılık ihracatına 7 milyar doları aşan katkı sunduğunu vurguladı. Kacır, yolcu uçaklarının çoğunda Türk mühendislerinin katkılarının bulunmasının kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu ifade etti.
“Birikimimizi uzay sanayine taşımak önceliğimiz”
Bakan Kacır, Türkiye’nin uçak motoru üretiminde önemli ilerlemeler kaydettiğini belirtti ve bu konudaki gelişmeleri şöyle açıkladı:
“Uçak motoru üretimi, bakım, yenilikçi teknoloji geliştirme gibi birçok alanda 5 binden fazla nitelikli insan kaynağımızla küresel ölçekte üretim ve teknoloji geliştirme kapasitesine sahibiz. SOM, ATMACA ve ÇAKIR füze sistemlerinde kullanılan turbojet motorları Kale Havacılık tarafından üretilirken, TEİ tarafından geliştirilen TS1400 turboşaft motoru ilk uçuş testlerini başarıyla tamamladı. Ayrıca, yerli motorumuzla GÖKBEY uçuş gerçekleştirdi. İHA’lara yönelik geliştirilen PD170 turbodizel motoru, seri üretim aşamasına geldi. KAAN ve KIZILELMA gibi platformlar için entegre edilen turbofan motorumuz TF6000’ın prototipini de geliştirdik. Bu başarılar, ekibimizin mükemmel iş birliği sayesinde elde edildi. Kimsenin yadsımadığı bir gerçek: Türkiye, savunma ve havacılıkta Avrupa’nın parlayan yıldızıdır. Yüksek teknoloji alanında hızlanmak isteyen Avrupa için Türkiye, en ideal ortak ve teknoloji işbirlikçisidir. Havacılık sanayindeki birikimimizi, zorlu bir alan olan uzay sanayisine taşımak önceliğimizdir.”
“Uzay ekonomisinden aldığımız payı artıracağız”
Kacır, ülkenin uzay çalışmalarında bağımsızlığı sağlayacak projeler geliştireceklerini, özellikle bölgesel konumlama ve zamanlama sistemlerinde milli çözümler üreteceklerini belirtti:
“Uzay limanı projesini hayata geçirerek, 2035 yılı itibarıyla ulaşması öngörülen 1,8 trilyon dolarlık küresel uzay ekonomisinden aldığımız payı artıracağız. Türkiye, artık gökyüzünde kendi rotasını çiziyor ve havacılık tarihine kendi mührünü vuruyor. Havacılık alanı, kuralları ve prosedürleri kanla yazılmış bir sektördür ve her acı deneyim sonucunda oluşan katı kurallar, yeni güvenlik standartlarını beraberinde getirmiştir. Böylelikle benimsenen sıfır hata prensibi, her uçuşun güvenliğini sağlamada önemli bir kalkan olmuştur.”
SAHA MİHENK’in güvenlik ve operasyonel mükemmellik anlayışıyla uluslararası standartların şekillendirilmesinde rol aldığını hatırlatan Kacır, uluslararası havacılık kalite grubunun Avrupa Bölgesi üyesi olduklarını belirtti. Bu durumun, sadece kurallara uyan değil, sektörün kurallarını belirleyen bir aktör olarak masada yer almalarını sağladığını söyledi.
“4,5 milyar dolarlık yatırımın önünü açtık”
SAHA İstanbul’u havacılık sektörüne sağladığı katkılardan ötürü kutlayan Kacır, Bakanlık olarak havacılık ve uzay sanayisinin rekabet gücünü artıracak her girişimi desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.
Kacır, bugüne kadar düzenlenen 10 TEKNOFEST ile milyonlarca gencin kalbinde ve hayallerinde havacılık tutkusunu yeşerttiklerini bildirdi.
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayisindeki ilerlemelerine değinen Kacır, şu bilgileri aktardı:
“2012 yılından bu yana havacılık ve uzay sektöründe düzenlenen 157 yatırım teşvik belgesi ile 4,5 milyar dolarlık yatırımın hayata geçirilmesi sağlandı. Havacılık ve uzay alanında faaliyet gösteren 387 firma ve 20 AR-GE merkezi, kapsamlı AR-GE teşviklerinden faydalanmaktadır. TEKNOHAB Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin devreye alınmasıyla Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi daha farklı bir yapıya kavuşacaktır. Bu alanda Türkiye’nin en nitelikli havacılık lisesini burada kurmayı planlıyoruz, proje şimdiden Ankara’ya hayırlı olsun.”
