Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Helal Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu’na katılan Bakan Kacır, burada önemli açıklamalarda bulundu.
Kacır, konuşmasında, günlük yaşamda kullanılan birçok ürün ve hizmetin, çeşitli ülkelerin dahil olduğu geniş bir değer zincirinin ortaya çıktığını vurgulayarak, “Bu durum, tüketicilerin satın aldıkları ürünlere güven duymalarını sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası ölçekte mekanizmaların oluşturulmasını zorunlu kılıyor. Şeffaf üretim süreçleri ile insan sağlığını önceliklendiren yaklaşımlar, adil ve sürdürülebilir ilkelerle helal sektörünün, Müslümanların inançları çerçevesinde yaşamlarını sürdürmelerine olanak tanıdığına dikkat çekti,” dedi.
Ayrıca Kacır, şeffaf üretim süreçlerinin finans, gıda, ilaç ve turizm gibi birçok alanda güvenilir ürün ve hizmetlere erişimi sağladığını ifade etti.
Helal ürün ve hizmetlerin yalnızca Müslümanlar için değil, farklı inançlara sahip bireyler tarafından da rağbet gördüğünü belirten Kacır, bu konuda şunları kaydetti:
“Küresel helal ekonomisi, ölçeği ve kapsamı itibarıyla her geçen gün daha geniş bir tüketici kitlesine hitap eden, dinamik ve hızlı büyüyen bir ekosistem haline geliyor. Helal sertifikalı kozmetik sektörünün büyüklüğü 80 milyar doları aştı. Helal turizm pazarının değeri ise 250 milyar doları geçti. Hızla büyüyen 2 trilyon dolarlık küresel helal gıda pazarının 2033 yılı itibarıyla 5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Ülkemizi küresel helal ekonomisinde lider konumuna taşıma konusunda kararlıyız; bu anlamda büyük avantajlara sahibiz. Dünyanın 11. büyük ekonomisi ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasında 2. büyük ekonomiyiz. Güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapımızla helal sektörünün farklı alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunabilecek kapasitemiz mevcut.”
– “TÜRKİYE’NİN ROLÜ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR”
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde inşa edilen ticaret köprüleri arasında, özellikle İslam ülkeleriyle kurulan ilişkilerin önemine dikkat çekerek, “Dost ve kardeş İslam coğrafyasıyla her geçen gün artan ticari ve ekonomik bağlar, Türkiye’nin küresel helal ekonomisindeki rolünü güçlendirmekte,” dedi.
Helal ekonomisinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için helal sertifikasyonunun önemine vurgu yapan Kacır, “Bu çerçevede, Helal Akreditasyon Kurumu’nu (HAK) Ticaret Bakanlığı’nın öncülüğünde kurduk. Ürün ve hizmetlerin sürdürülebilir ve standart ölçekte yürütülmesi adına önemli adımlar attık,” diye belirtti.
Kacır, TSE’nin vatandaşların helal ürün ve hizmetlere ulaşmasını sağlamak için önemli bir görev üstlendiğini ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği içinde hareket eden TSE’nin bugüne dek 572 helal uygunluk belgesi düzenlediğini belirten Kacır, “Enstitümüz, helal ürün ve hizmet ticaretinin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmaya devam edecektir. Bunun yanı sıra, global anlamda helal uygunluk değerlendirme alanında faaliyet gösteren pek çok kuruluşun akreditasyon kurallarının yetersizliği, pazarda haksız rekabete yol açmakta ve helal belgesinin güvenilirliğini sarsmaktadır. Bizler, ‘helale halel gelmesin’ ilkesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye olarak, helal sertifikasyonunun küresel olarak standartlaştırılması ve karışıklıkların ortadan kaldırılması yönünde destekçi ve öncü olmaya devam edeceğiz,” dedi.
Kacır, ayrıca yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Malezya, Endonezya ve Pakistan’a gerçekleştirdikleri ziyaretleri hatırlatarak, bu ziyaretlerin helal standardizasyonu, sertifikasyonu ve akreditasyonu alanlarındaki işbirlikleri için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.
– “TSE, HELAL SEKTÖRÜNDE KÜRESEL ÖLÇEKTE ÖNCÜ ROL ÜSTLENİYOR”
TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin ise, dünya genelinde 2 milyara yaklaşan Müslüman nüfusun inançlarıyla uyumlu mal ve hizmetlere erişiminin bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Müslüman bireylerin gönül rahatlığıyla gıdalarını tüketmeleri ve hizmetlerini alabilmeleri gerektiğini vurguladı.
Helal sektörünün sadece Müslüman toplumlar için değil, kalite, güvenilirlik ve etik standartlar açısından tüm dünya tüketicileri için bir seçenek haline geldiğine dikkat çeken Şahin, 1970’lerde küçük çaplı başlayan helal uygunluk değerlendirme çalışmalarının bugün trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaştığını ifade etti. Helal sertifikasyonunun, üretim sürecinden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamaları kapsadığını, bu süreçte kalite ve hijyen standartlarının da titizlikle değerlendirildiğini belirtti.
Konuşmalar sonrası Bakan Kacır, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a Türksat 6A maketini takdim etti, Erbaş ise Kacır’a “Hayat Rehberi Kur’an” konulu bir tefsir hediye etti.