MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TÜSİAD Genel Kurulu’nda gerçekleştirilen konuşmalar ve muhalefet partilerinin olası cumhurbaşkanı adayı hakkında bir değerlendirmede bulundu.
Bahçeli, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Geçtiğimiz günlerde TÜSİAD Genel Kurulu toplanmış ve bu kapsamda derneğin başkanıyla yüksek istişare konseyi başkanının yaptığı eleştiriler, ülke gündemini oldukça meşgul etmiştir.”
TÜSİAD’ın vesayetçi zihniyeti yeniden ortaya çıkmıştır. 1971 yılından bu yana siyaseti yönlendirmeye ve millet iradesini karalamaya yönelik bir strateji izleyen TÜSİAD’ın hükümetlere karşı doğrudan ve basın yoluyla meydan okuduğu karanlık dönemler hâlâ hatırlardadır.
Türkiye’deki demokratik standartlar oldukça yüksektir. Bu bağlamda, demokrasi sisteminin köklü deneyim ve uygulamalarının yanı sıra kurumsal ve kuramsal işleyişi de genel kabul gören bir gerçektir.
Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğü esas alınmıştır. Bu durumu çarpıtan iddialarda bulunanlar ise üstünlerin ve seçkinlerin hukukuna özlem duyan elit bir grup insandır.
Türk yargısının kararlarını eleştirmek hem haksızlık hem de uyumsuz bir muhalefet dilinin bir yansımasıdır. TÜSİAD, iç ve dış çıkar gruplarına hizmet ederek Türk milletinin seçim ve tercihleri etrafında şüphe oluşturma çabası içine girmektedir. Bu durum, art niyetli ve planlı bir siyaset mühendisliği çabasını göstermektedir.
“TÜSİAD muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır”
Muhalefet partilerinde, özellikle CHP’yi etkisi altına almış Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili tartışmalar, her geçen gün yeni bir boyut kazanmaktadır. Ayrıca, “tavşan aday” pazarı da açılarak müzakereler ve tartışmalar ivme kazanmıştır.
CHP ve diğer muhalefet partilerinin TÜSİAD Başkanı’nın çelişkili açıklamalarına verdikleri destek oldukça net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Asıl çalışma alanlarından uzaklaşarak Türkiye’ye karşı beşinci kol faaliyetlerine yönelen; üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme konularında somut bir vizyon sunmaktan yoksun olan TÜSİAD’ın, Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına katılma hevesi bariz bir şekilde gün yüzüne çıkmaktadır.
TÜSİAD, muhalefet cenahını bir araya getirme çabası içindedir. Bu durumda, CHP’nin tavşan adaylarını gündemde tutmasıyla birlikte, yedek kulübesinde beklettiği TÜSİAD Başkanı’nı Cumhurbaşkanı adayı olarak değerlendirmesi, siyasi ve ideolojik duruşuyla tutarlılık gösterecektir. Hiç kimse boş yere tartışmalara dahil olmak için çaba harcamamalıdır.
TÜSİAD’ın hükümeti yıpratma ve muhalefete zemin hazırlama çabalarının hukuksuz, anti demokratik ve etik dışı bir savrulma olduğu açıktır. Üstelik sorunları dile getirip, bu bağlamda sözde çözümler sunan TÜSİAD yöneticilerinin tekrarlarından öteye giden bir sunumları bulunmamaktadır.
Saman altından su yürütme dönemi sona ermiştir. Türkiye’de sistemin iflas ettiğini dile getirmek yerine, siyasi hedeflere yönelmek baştan sona bir tutarsızlıktır.
Nitekim, bu kurnazlıklara ihtiyaç yoktur; buna aldanacak ve güvenecek vicdan sahibi kimse bulunmayacaktır. CHP ve etrafındaki marjinal muhalefet partilerinin potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının profili yavaş yavaş belirmeye başlamış, karikatürü de çizilmektedir.
TÜSİAD Başkanı, eğer kendine güveniyorsa ve cesareti varsa, sadece kapalı diyalogları ve pazarlık süreçlerini açıklayarak ne kadar şeffaf ve demokrat olduğunu gösterebilir.”
