Esed sonrası dönemde Suriye’deki gelişmeleri dikkatle izleyen İsrail medyasında, “Osmanlı” endişeleri öne çıkmaya başladı. İsrail basınında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de modern bir Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerini mi atıyor?” sorusu gündeme alındı.
Suriye’nin yalnızca Suriye olmadığını, aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun ayrılmaz bir parçası olduğunun altı çizildi.
Şam’daki son olayların, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın bakış açısından değil, Türkiye’nin artan nüfuz ve gücü açısından ele alınması gerektiği vurgulandı.
Bölgede İran’ın yerini Türkiye’nin almakta olduğu ifade edilirken, Türkiye’nin NATO üyeliğinin İsrail’e yönelik tehditleri önemli ölçüde artırdığına dikkat çekildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgede etkili bir aktör haline geldiği belirtilirken, “Türkiye, Suriye’deki son gelişmelerin en önemli kazananı. Bu gelişmelere öncülük eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk devletleri bloğundaki ve Suriye’deki nüfuzunu artırarak, Suudi Arabistan’la yakın ilişkilerini güçlendirerek Batı’ya enerji maliyetlerini düşürecek bir enerji nakil rotası oluşturmayı amaçlıyor. Erdoğan, kendi etkisini pekiştirmeyi ve bölgedeki ülkelerin Ankara’dan daha ucuz enerji almasına bağımlı hale gelmesini hedefliyor. Bu, İsrail-Suudi-Amerikan ortaklığı imzalanmadığı sürece gerçeğe dönüşecektir” şeklinde ifadeler yer aldı.
“SİZ OSMANLI’NIN DEVAMISINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya, Endonezya ve Pakistan ziyaretlerinin dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, bu ülkelerdeki muhataplarının kendilerini Osmanlı’nın bir devamı olarak gördüğünü belirtti. “Gerek Enver İbrahim kardeşim, gerek Prabowo Subianto, gerekse Pakistan’daki temas ettiğimiz kişiler, ‘Siz Osmanlı’nın devamısınız. Biz sizi böyle görüyoruz’ diyorlar. Bu da bizleri farklı bir dünyaya, duygusal bir bağa itiyor. Malezya, Endonezya ve Pakistan’ın bizlere olan teveccühü durduk yere oluşan bir durum değil. Ecdadımızın kıymetli mirası bizim en büyük zenginliğimiz. Bizlere yönelik tüm iltifatlar Osmanlı mirası üzerinden gelmektedir. Türkiye’nin etkinliği arttıkça, hem Doğu hem Batı dünyasında bu yöndeki ilginin de artacağına hiç kuşkunuz olmasın. Türkiye’nin hem bölgesinde hem de global ölçekte söz sahibi olmasından, gönül coğrafyamızda yaşayan kardeşlerimiz de son derece memnun.” ifadelerini kullandı.