1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Kırmızı Et Üretiminde Yerli Seferberlik Başladı!

Kırmızı Et Üretiminde Yerli Seferberlik Başladı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarım ve Orman Bakanlığı, kırmızı et arzını artırmak ve ithalatı azaltmak amacıyla çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor.

Bu doğrultuda, “Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi” kapsamında, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, işletmelerinde bulunan gebe büyükbaş hayvanları uygun fiyatlarla küçük ölçekli işletmelere temin edecek. Bu uygulama sayesinde, etçi anaç hayvan sürüleri oluşturulması ve kırmızı et üretiminin artırılması hedefleniyor.

Proje kapsamında, Ziraat Bankası’ndan iki yıla kadar ödemesiz, ardından üç veya beş yıl geri ödemeli sübvansiyonlu krediler kullanabilecek üreticilere bir yıl boyunca bakım ve besleme desteği sağlanacak. Ayrıca, satın alınan hayvanların bir yıl boyunca sigortası Bakanlık tarafından karşılanacak.

Etçi anaç büyükbaş hayvan üretimi özel sektörde ve çiftçiler arasında yaygınlaşmaya başlamışken, bu alandaki örneklerden biri Adana’da yer alıyor.

Adana’daki çiftlikte, angus cinsi buzağılar satışa sunuluyor ve mezat yoluyla gebe angus satışları gerçekleştiriliyor.

Anaç varlığındaki artışla birlikte, yurt dışından gelen kaliteli besilik yerli dana üreticilere sunuluyor.

Besilik angus çiftliğinde üretilen hayvanlarla üretimin artırılması amaçlanıyor

Dost Ziraat İşletmeleri Direktörü Ali Oğuz, Bakanlık tarafından başlatılan bu girişimlerin yerli üretime ve gıda güvenliğine önemli katkılar sağlayacağını belirtti.

Oğuz, etçi anaç büyükbaş hayvan üretimi ile Türkiye’deki et arzının artmasına yardımcı olmayı hedeflediklerini ifade ederek, bu alanda yetiştiricilerin yerli üretim seferberliğinin parçası olduklarının altını çizdi.

Satışların aracısız olarak mezat yöntemiyle yapıldığını dile getiren Oğuz, mezatlara katılımın oldukça yoğun olduğunu ve özellikle angus ırkı anaç hayvanların ilgi gördüğünü kaydetti.

Angusların Türkiye’de uygun maliyetlerle yetiştirilebileceğini gören ve dışa bağımlılıktan kurtulmak isteyen üreticilerin bu hayvanları satın aldığını belirten Oğuz, şu görüşlere yer verdi:

“Ana husus, damızlık etçi anaç yetiştiriciliği ile Türkiye’deki besilik dana yetersizliğini kapatacak bir model oluşturmak. İnsanlar bu modeli beğeniyor ve yaygınlaştırmak için çaba gösteriyoruz. Yıldan yıla değişmekle birlikte, her yıl ortalama 600 bin besilik dana ülkeye giriyor. Bunlar 6-8 ay içinde kesiliyor ve bir yıl sonra yeniden ithal edilmek zorunda kalınıyor. Bunun önüne geçmek için anaç varlığını artırmak gerekiyor. Ancak, çoğu zaman sütçü hayvanların yavrularıyla besi yapıldığı için verimsizlik yaşanıyor. Et ırkı hayvanlar, besi performansı açısından yüzde 30 daha verimli. Bu yüzden son yıllarda besiciler, özellikle angus, limuzin ve hereford gibi et ırkı hayvanlarla besiciliğe yöneliyorlar.”

Oğuz, Bakanlığın genç ve kadın yetiştiricilere öncelik vermesinin önemine dikkat çekerek, değerlendirmelerini sürdürdü:

“Öncelikle aile tipi işletmelerin bu alanda faaliyet göstermesi gerekiyor. Bu işletmelerin üretim kapasitesini artırmaları ve pansiyon işletmeciliğinden üretime yönelmeleri gerekiyor. Türkiye’deki besilik dana üretimini genç ve kadın yetiştiricilerle artırmayı hedefliyoruz. Biz de mezat etkinliklerinde gelen yetiştiricilere özel destekler sunuyoruz. Anaç hayvanları cazip hale getirmek için alternatifler geliştiriyoruz, böylece daha fazla kişinin bu işe girmesini sağlıyoruz. Eğer Türkiye’de 600 bin etçi damızlık üretimi yapılırsa, bu hayvanlardan elde edilecek besilik danalar kısa sürede ülkedeki et sorununu çözebilir.”

Oğuz, Angusların, diğer ırklara göre et kazancı açısından daha avantajlı olduğu bilgilendirerek, şu şekilde devam etti:

“Büyük besi işletmeleri, açığını kapatmak için sürekli besi danası ithalatına başvurmak zorunda kalıyor ve bu süreçte gemi sırası bekliyorlar. Biz bu işletmelere, gemi sırası beklemek yerine anaç hayvan alımına yönelmeleri gerektiğini söylüyoruz. Elde edilecek yavrularla geleceği planlayarak, bu açığı yalnızca bu yöntemle kapatabiliriz.” dedi.

Oğuz, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden hayvan almak için gelen üreticilerin bulunduğunu, satılan hayvanlara teknik destek sağladıklarını da ifade etti.

“Hem üreticilerimiz kazanacak hem de gıda güvenliğine katkı sağlanacak”

Verimsiz sütçülük yapmak yerine kaliteli et ırkı hayvan yetiştirmenin, hem daha az maliyetli hem de daha avantajlı olduğunu vurgulayan Oğuz, “Ülkemizde süt açığımız yok, ancak besilik dana konusunda kaliteli hayvan ihtiyacımız var. Küçük üreticiler bu boşluğu hızlı bir şekilde dolduracaklar. Özellikle meralardan faydalanan illerdeki üreticiler için et ırkı anaç yetiştiriciliği oldukça anlamlı.” ifadesinde bulundu.

Oğuz, Anadolu’da özellikle yerli hayvanları et ırkı melezleme yöntemi ile üretim seferberliğine katkı sağlayan kıymetli işletmelerin bulunduğunu da belirtti.

“Uşak’ta Rahmi Konkur, bu alanda oldukça başarılı bir aile işletmesi. Yıllardır ithalata bağımlı kalmadan besiciliğin nasıl yapılacağını gösterdi. Bakanlık, bu başarılı örnekleri inceleyerek bu üretim seferberliğini tüm ülkeye yaymak için çalışmalar yapıyor. Daha çok çalışarak daha fazla üretim yapacağız. Et ırkı anaç büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin tek kaybedeni ithalat lobileri olacaktır. Üreticiler kazanacak, verimliliğimiz artacak ve gıda bağımsızlığı hedefine yaklaşmış olacağız.”

Kırmızı Et Üretiminde Yerli Seferberlik Başladı!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin