1. Haberler
  2. Gündem
  3. Fidan’dan Filistin Tehciri Uyarısı: Kabul Edilemez!

Fidan’dan Filistin Tehciri Uyarısı: Kabul Edilemez!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin Televizyonu’na önemli açıklamalarda bulundu. Filistin’deki tehcir olayları ve ABD’nin İsrail’e sağladığı destek gibi konular hakkında dikkat çekici mesajlar veren Bakan Fidan, görüşlerinin ayrıntılarını paylaştı.

SORU:
Sayın izleyiciler, bu özel programımıza hoş geldiniz. Konuğumuz Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan. Sayın Bakanım, öncelikle size hoş geldiniz diyoruz, Filistin Televizyonu ekranlarına hoş geldiniz. Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. İlk olarak şununla başlamak istiyorum. Amerika Başkanı Trump’ın açıklamaları olmuştu. Bizler ve uluslararası toplum diyor ki Türkiye iki devletli çözümü savunan en bariz ülkelerden biri. Fakat Trump’ın son açıklamaları oldukça tehlikeliydi. Filistinlilerin tehcir edilmesiydi söz konusu. Gazze’den Filistinlilerin tehcir edilmesi, yan ülkelere ya da yan bölgelere tehcir edilmesi. Öncelikle bu açıklamaları nasıl buluyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz? İkinci soru olarak da uluslararası toplum sizce bu yönelimlere karşı boyun eğecek mi ve yeni bir tehcirin olmasına müsaade edecek mi? Özellikle birincisi 1948’de yaşanmıştı, ikincisi yaşanacak mı?

FİLİSTİN TEHCİRİ KABUL EDİLEMEZ

Öncelikle programınıza davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Filistin halkına buradan en içten sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Filistin’in tehcir edilmesi asla kabul edilemez. Bu tarz tehditlerin ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyoruz. Tarihi bilmemek ya da anlamamak demektir bu. 1948’de Filistinliler bir kez daha tehcir edildiler. Uluslararası toplum ise bu sorunun çözülmesi için, 1967 sınırlarına dayanan ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulmasını öngörmektedir. Türkiye, İslam dünyası ve uluslararası toplum, bu iki devletli çözümün arkasındadır. Ancak, ne yazık ki bu kadar büyük bir kabul gören çözüm önerisi uygulamaya geçememektedir. Bunu etkileyen çeşitli nedenler var. Tekrar bir tehcir olmasını istemiyoruz. Bölgedeki ülkeler, Arap dünyası, İslam dünyası, Avrupa Birliği, Afrika, Güney Amerika ve Asya Pasifik ülkeleri bu konuya diplomatik yollarla karşı durmaya devam edecek.


SORU:

Sayın Bakanım, biliyoruz ki bizler şu an bir ateşkes süreci içerisindeyiz Gazze’de. Ateşkes anlaşmasına dair beklentileriniz nedir geleceğe dönük olarak ve sizce bu ateşkes devam edecek mi? Özellikle şöyle açıklamalarınız olmuştu, geçen hafta da şu açıklamadan bahsetmiştiniz: Cani Netanyahu’nun, işgal Başbakanının, rehinelerin serbest bırakılması sonra savaşı tekrar devam ettirebilme ihtimalinden bahsetmiştiniz. Sizce bu mümkün bir senaryo mu?

Bu senaryo henüz geçerliliğini koruyor. İnşallah böyle bir şey yaşanmaz. Arzumuz, 7 Ekim’den bu yana devam eden olayların sona ermesi ve sağlanan ateşkesin devam etmesidir. Gazze halkının tekrar yurtlarına dönebilmesi en büyük isteğimiz. Uluslararası toplum olarak bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Ancak Netanyahu’nun niyetleri herkesin malumu. Rehineleri kurtardıktan sonra tekrar savaş başlatacak bir durum söz konusu olursa, bunun önüne geçmek için uluslararası toplumun etkin bir tavır alması gerekiyor. Anlaşmaya garantör olan Amerika, Mısır ve Katar, şartların yerine getirilmesi için baskı yapmalıdır. Eğer bunu yapmazsa, Netanyahu yeniden savaş açarsa, Amerika’nın itibarı daha da zedelenir ve uluslararası sistemdeki çarpıklık bitmek bilmeyen bir krizin sürmesine neden olur.

SORU:
Burada Netanyahu’nun ABD ziyareti öncesi açıklamalarına değinmek istiyorum. Şu ihtimalden bahsetmişti: ABD’ye gidip orada Trump’la yeni Orta Doğu haritasını çizmek için gitmeyi düşündüğünü söylemişti. Bu açıklamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu açıklamalar savaşın yeniden döneceğine dair bir işaret taşıyor mu?

Tarihe baktığımızda şunu görüyoruz: Orta Doğu halkları onurlu ve dirençli. Bu tür problemli kişilerin projeleri tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Belki bir süre etkili oldular ama sonuçta başarısız oldular. Buna benzer birçok projeyle karşılaştık ve bu projeleri aşabileceğimize inanıyorum.

SORU:
Sayın Bakanım, Türkiye, D8 ülkelerinin Gazze için toplanması çağrısında bulunmuştu ve BM’de İsrail’e silah ambargosu uygulanması için bir çağrıda bulunmuştu. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da keza adımları olmuştu ve Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya müdahil olmuştu. Bütün bunları göz önünde bulundurunca, Türkiye’nin bu büyük çabalarını göz önünde bulundururken, Türkiye’nin İsrail’in yargılanmasını sağlamak için yeni diplomatik girişimleri olacak mı sizin düşündüğünüz?


İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN GÜNDEMDEN DÜŞMEMESİ GEREKİYOR
Halen diplomatik girişimlerimize devam ediyoruz. Özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin oluşturduğu Temas Grubu çalışmalarımız aralıksız sürmekte. Ateşkesle elde edilen olumlu gelişmeyi, iki devletli çözümün gündemde tutulması gerekiyor. Çünkü bölge ülkeleri olarak Filistin meselesinin istikrarsızlık kaynağı olduğunu biliyoruz. Kalıcı bir çözüm için hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin güven içinde yaşayabileceği bir iki devletli çözüme ihtiyaç var. Uluslararası toplumun desteği ile bu konusunda çalışmalarımız devam edecektir.

SORU:
Sayın Bakanım, biliyoruz ki bir buçuk senedir uluslararası camia ve uluslararası toplum çok kasvetli ve çok sert, acı sahnelere şahit olmuştu. Çocuklar annelerini arıyorlar, anneler çocuklarını toprağa veriyorlar, camiler, hastaneler bombardımana maruz kalıyor ve bütün bu insani trajedi olaylarının karşısında uluslararası toplumun bir karşı koyması da söz konusuydu ve bir refleksleri olmuştu. Gazze’de olanlar ya da geçmişte olanlar, bu insani trajedi sizce uluslararası toplumun Gazze davasını desteklemesini ve Filistin davasını desteklemesini artırdı mı sizce? Yoksa daha çalışmaya, çabalamaya gerek var mı?

İKİ ŞEYİ ORTAYA ÇIKARDI

Birincisi bu kadar şehit, mazlum kadın ve çocuğun hayatlarını kaybetmesi, Filistin davasına yönelik uluslararası destek ve farkındalıkta modern zamanlarda ulaşabileceği en yüksek düzeye ulaşmıştır. Ancak bu durum bir soykırım sonucunda gerçekleşti. Diğer yandan, uluslararası toplumun, bu kadar yoğun bir şekilde karşı çıktığı bir konunun önlenememesi, uluslararası sistemin zayıflığını ve toplumun acizliğini gözler önüne serdi. Şimdi, uluslararası sistemin bu zayıflıklarını gidermek için adımlar atması şarttır. Filistin meselesinde atılacak her adım önemli bir fırsattır. Türkiye olarak biz, adil ve kalıcı bir çözüm için uluslararası topluma çağrılarda bulunuyoruz. Alınması gereken her türlü inisiyatifi almak için çalışmaya devam edeceğiz. Hem siyasi hem diplomatik alanlarda gerekli desteği sağlamak için çaba göstereceğiz.



Bir yandan, bu kadar insanın acılarının uluslararası toplumda bir etkisi olacaktır. Kardeşlerimiz yaşadığı acıları hissetmemiz mümkün değil ancak bunun yanında insanlığa olan bu destek arttıkça, farklı sonuçların da ortaya çıkacağını göreceğiz. Birçok insan Filistin meselesinin çözülmesi gerektiğinin bilincinde. Birleşmiş Milletler’deki oylamada alınan 145 oyluk destek bunun bir kanıtı. Bu muazzam bir destek. Bunun pratikte de sonuçlanması için çaba harcamalıyız.

SORU:
Burada şunu da eklemek istiyorum Sayın Bakanım, bütün bu uluslararası toplumdaki desteğe rağmen savaş bir buçuk sene devam etti, Filistin halkının acıları devam etti, bir buçuk sene devam etti. Neden uluslararası toplum bu savaş makinesini durduramadı?

ABD’NİN İSRAİL’E KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEĞİ VAR

Bunun sebebi, ABD’nin koşulsuz desteğidir. ABD ve bazı Batı ülkeleri, kayıtsız şartsız destek sağladıkları için, diğer ülkelerin pozitif etkisi sınırlı kalmıştır. Bu durum, adalet meselesinden ziyade güç dengesine dönüşmüştür. Orman kanunu olarak adlandırdığımız durum, güç eşitsizliğini doğurmuş ve kan dökülmesine yol açmaktadır. İnsanlık tarihinin ilerlemesine rağmen, hâlâ bu durumun geçerli olduğunu görmekteyiz.

SORU:
Sayın Bakanım, Kudüs davasına geçmek istiyorum. Bu sadece Filistin davası değil malumunuz; Müslümanların, bütün insanlığın davası. Kudüs ve Mescid-i Aksa ihlallere maruz kalıyor ve bu ihlaller artıyor. Baskınlar olsun, yerleşimcilerin baskınları olsun ya da Kudüs’ü Yahudileştirme projeleri olsun. Kudüs’ün geleceğini mevcut şartları da göz önünde bulundurarak nasıl buluyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizlerin Kudüs’ün kimliğini korumak için sarf ettiğiniz çabalardan bahseder misiniz, Müslüman ve Hristiyanlık kutsalları hakkında?

Kudüs meselesi, Filistin meselesinin önemli bir sembolüdür. Orada hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimizin yanı sıra dinimizden kaynaklanan Kudüs ve Mescid-i Aksa, bizim için çok kıymetlidir. Burada yaşanan olaylar, Kudüs’ün tüm uluslararası kimliğinden, Müslüman ve Hristiyan kimliğinden arındırılmasına yöneliktir. Bu durumu kabul etmek mümkün değildir. Ürdün ile yakın işbirliği içerisindeyiz ve bu konuda İslam ülkeleriyle birlikte ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Ancak maalesef İsrail, sağlanan destekle Kudüs’te provoke edici adımlar atmaya devam ediyor. Medeniyetin başkenti olması gereken Kudüs ne yazık ki şu anda baskı altında. Ama bu döngü bir gün kırılacaktır.

SORU:
Sayın Bakanım, geçen yıl 15 Ağustos’ta Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas Türkiye’ye tarihi bir ziyaret gerçekleştirmişti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir hitapta bulunmuştu. Filistinli Bakanlar sürekli olarak Türkiye’ye ziyaret gerçekleştiriyorlar ve burada tam bir koordinasyonun olduğunu söyleyebiliriz belki; Filistin yönetimi ve Türkiye’deki yönetim arasında bir koordinasyon var. Burada şunu sormak istiyorum: Yakında tarihi bir zirve görmemiz mümkün mü Filistin ve Türkiye yönetimleri arasında, Devlet Başkanları ya da Başbakanlar ya da Dışişleri Bakanları seviyesinde?

Geçtiğimiz Ağustos’ta Sayın Abbas’ın Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki konuşması kansız bir birlikteliğin göstergesidir. Temsilcilerimizin, farklı partilerden oluşan vekillerle birlikte ona destek vermesi tarihi bir andır. İlerleyen günlerde yeni görüşmelerimiz olacak ve iş birliği çabalarımız sürecek. Filistin yönetiminin her türlü desteğe ihtiyacı olduğunda biz yanlarında olacağız.

SORU:
Yakında bir ziyaret beklemeli miyiz Filistin Devleti’ne ya da Filistin topraklarına?

Filistin Devleti’nin topraklarına gelmeyi çok arzuluyorum. Eğer şartlar uygun olursa, bunun için bir engel yok.

SORU:
Sayın Bakanım, sanırım sizin hep Filistin davası hakkında farklı rollerimiz oldu. Gizli müzakerelerde olsun ya da siyasi, diplomatik, açık alanda. Şimdiye kadar karşılaştığımız en büyük zorluk neydi bu alanda? Hayal kırıklığı yaşadığınız oldu mu?


2009 Ocak ayından itibaren bu konunun içindeyim. O dönemdeki gelişmeler, ateşkes sağlamak adına arabuluculuk yapmak durumunda kalmıştım. Geçen sene yaşananlar, sadece ateşkes değil, aynı zamanda iki devletli çözümü de konuşmamız gerektiğini gösterdi. Ateşkes sağlamak kadar kalıcı bir çözüm bulmanın önemi de büyük. Bu açıdan hareket etmekteyiz çünkü yalnızca ateşkes sağlamak bir çözüm sunmuyor. Hukukun üstünlüğü ve adaletin sağlanması şarttır. Sorunun köklerine inmezsek, kalıcı bir barış sağlamak da mümkün olmayacaktır.

SORU:
Sayın Bakanım, son sorum. Uluslararası toplum, dost ülkeler ve çok insan Filistin halkından geleceğe dair hep ümit var olmasını bekliyor. Filistin halkı neden ümitvar olsun ki yaşadığı onca acı ve trajediler var? Filistin halkına mesajınız nedir?

Filistin halkı, ümitvar olmalıdır. Umut, dünyanın birçok bölgesinden, sadece Arap ülkelerinden değil, tüm insanlık aleminin desteği ile birlikte büyümektedir. İncitici zulüm ve haksızlıklar karşısında herkesin gönlü ve zihni bu zulme karşıdır. Filistin meselesi, küresel bir destek bulmuş durumda. Tüm dünya bu haksızlıkların son bulmasını istiyor. Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı acıyı tam anlamıyla paylaşmamız mümkün değil ama bilmeliler ki, biz de benzer sıkıntıları paylaşıyoruz. Bu bilinçle hareket eden birçok insan ve ülke var. Kıyasladığımızda Filistin davasında büyük bir destek ve dayanışma ile karşılarında duracağız.

Çok teşekkür ederim Sayın Bakanım. Bu mülakat ve vakit ayırdığınız için teşekkür etmek istiyorum. Sayın izleyiciler, sizlere de teşekkür ediyoruz. Sağlıkla kalın, görüşmek üzere.

Fidan’dan Filistin Tehciri Uyarısı: Kabul Edilemez!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin