Başkan Erdoğan, Asya ziyaretine çıkmadan önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Malezya, Endonezya ve Pakistan’ı içeren 4 günlük bir seyahate çıkacağız. İlk olarak stratejik ortağımız olan Malezya’ya gideceğiz. Ayrıca, 2025 Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin dönem başkanı durumundaki Malezya, önemli bir başlangıç noktası olacak. Hatırlarsanız, Başbakan Enver İbrahim’i en son 2023 yılında ülkemizde ağırlamıştık. Kendisiyle ilerleyen dönemlerde uluslararası toplantılar vesilesiyle bir araya gelme imkanı bulmuştuk.
Malezya ile ekonomik ve ticari iş birliğinin yanı sıra, başta Filistin davası olmak üzere uluslararası platformda yakın işbirliğimiz bulunuyor. Bu ilişkileri ilerleyen dönemde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Malezya’dan sonra, diplomatik ilişkilerimizin 75. yıl dönümünü kutlayacağımız Endonezya’ya geçeceğiz.
Endonezya ile 2022 yılında kurduğumuz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını Cumhurbaşkanı ile birlikte gerçekleştireceğiz. Kendisiyle en son Temmuz ayında bir araya gelmiş ve çeşitli toplantılarda buluşmuştuk.
Turumuzun son durağı olan Pakistan’da, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 6. toplantısı için 2020 Şubat ayında yapmış olduğum ziyaretlerin ardından, bu kez Başbakan Şahbaz Şerif ile 7. toplantıya başkanlık edeceğiz.
Ziyaretim kapsamında Cumhurbaşkanı Ali Zerdani ile de bir araya gelerek, ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel meseleleri de masaya yatıracağız. Bu ziyaretimiz, dostluğumuzu ve kardeşliğimizi ileriye taşıyacak bir adım olacak.
Bu üç dost ülke ile ilişkilerimizi kuvvetlendirmek amacıyla birçok anlaşma da imzalayacağız.
“SİYASİ İSTİKRAR İÇİN UMUTLUYUZ”
Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın liderliği altında, ülkenin en kısa sürede siyasi istikrarı sağlayacağına olan inancımız tamdır. Ülkede ortaya çıkan toplu mezarların varlığı, Esed rejiminin karanlık yüzünü gözler önüne seriyor.
“FİLİSTİN BİZİMDİR”
İsrail’in oyunlarına rağmen, esir ve tutuklu takasları devam ediyor. Hamas’ın verdiği söze sadık kaldığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Ancak, İsrail yönetiminin kalıcı bir ateşkes yerine daha sinsi ve insanlık dışı planlar içinde olduğunu üzülerek izliyoruz.
Filistinli kardeşlerimizin binlerce yıllık vatanlarından çıkarılmalarına kimsenin gücü yetmeyecek. Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile Filistin, Filistinlilerin vatanıdır.
Siyonist yönetimin baskısıyla yeni ABD yönetiminin Gazze üzerine gündeme getirdiği öneriler, bizim açımızdan herhangi bir değere sahip değildir.
ÖZGÜR ÖZEL’E CEVAP: DURUŞUMUZU SORGULAMAK KİMSEYE DÜŞMEZ
Ana muhalefete yönelik bir yanıtım olacak. Genel başkanları ve belediye başkanlarıyla birlikte, Filistin konusundaki hassasiyetimizi sorgulama cüretini gösterenlere hatırlatmak isterim ki, biz Filistin davası için ne kadar çalıştığımızı biliyoruz. Daha dün Hamas’ı terör örgütü olarak nitelendiren siz değil misiniz? Önce bu konudaki hatalarınızdan dolayı özür dileyin, ardından konuşun. Bizim neler yaptığımızı Filistinli kardeşlerimiz ve tüm dünya çok iyi biliyor.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Barış umudumuzu kaybetmedik ve herhangi bir kayıp da yaşamak istemiyoruz. Ancak, son günlerde Zelenski’nin görüşmeye hazır olduğunu duymak umut verici. Trump ve Putin’in olumlu mesajlarını bekliyoruz. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya her an hazırız. Yeter ki taraflar bir araya gelsin.
ŞARA İLE GÖRÜŞME VE TERÖRLE MÜCADELE
Suriye’de terör örgütlerine yer olmadığını biliyoruz. Şara’nın verdiği mücadele, bu terör örgütlerine karşı yürütülen bir mücadelenin ta kendisidir. Terör örgütlerinin Suriye topraklarından silahlarını bırakması gerekmektedir. Şara ile bu konuda görüştük ve Suriye’de kalıcı bir istikrar sağlamanın önemli olduğunu vurguladık. Birçok grup, Suriye Ordusu’na katılmak amacıyla kendilerini feshetmektedir. DEAŞ, PKK ve YPG gibi terör örgütleri, Suriye topraklarında yer bulmakta zorlanacaklardır. Türkiye olarak, Suriye’ye gerekli desteği vermekten çekinmeyeceğiz. Bu tür tehditlerin ortadan kaldırılması, önceliklerimizdendir. Kendi topraklarımızda başardığımızı, Suriye’nin kuzeyinde de gerçekleştirebiliriz.