Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e resmi bir “Açık Mektup” gönderdi.
Mektubun içeriğinde, 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu’nun 42. maddesi gereği, enflasyon hedefinin sağlanamaması durumunda TCMB’nin bu durumu hükümete yazılı olarak bildirmesi ve kamuoyuna açıklama yapması gerektiği hatırlatıldı.
2024 yılı enflasyon verilerinin, yıllık hedefin belirgin şekilde üzerinde gerçekleştiği vurgulanan mektupta, enflasyondaki sapmanın nedenleri ile hedefe ulaşmak için gerekli önlemler detaylandırıldı.
Mektubun önemli bir bölümünde, “2024 yılında tüketici enflasyonunun seyrinde geçmiş dönemdeki enflasyona bağlı endeksleme davranışının etkisi belirgin olmuştur. Enflasyon beklentileri yıl boyunca düşüş göstermesine rağmen yüksek seyrini korumuştur. Yılın ilk yarısında güçlü talep koşulları ile enflasyonda kaydedilen artışlar, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla azalma göstermiştir. Ayrıca, Türk lirasındaki reel değerlenme de enflasyondaki düşüşü desteklemiştir.” denildi.
Nisan ayına kadar artış gösteren emtia fiyatlarının, yılın geri kalanında genel olarak gerilediği şeklinde bir analiz sunan mektupta, üretici fiyatlarının yıl boyunca azalma gösterdiği ve bu durumun üretici kaynaklı baskıları zayıflattığı ifade edildi. 2024 yılında yurt içi üretici fiyatlarının yüzde 28,5 artarak, TÜFE’deki temel mal enflasyonunu sınırlandırdığı belirtildi. Bu gelişmeler ışığında, 2023’ü yüzde 64,8 oranında tamamlayan yıllık tüketici enflasyonunun, 2024 sonunda yüzde 44,4 seviyesine düşeceği ön görülmektedir.
– “HİZMET FİYATLARI EN YÜKSEK ETKİYİ YARATTI”
Mektupta, tüketici enflasyonuna en fazla katkının hizmet fiyatlarından geldiği vurgulandı.
Özellikle bazı hizmet sektörlerinde, fiyat ayarlamalarının gerçekleşen enflasyona göre belirli bir gecikme ile yapıldığını belirten metinde, “Bu durum, hizmet enflasyonunda ataletin devam etmesine neden olmaktadır. Kira ve eğitim giderleri bu bağlamda öne çıkmaktadır. Kira artış oranları, gerçekleşen enflasyona göre belirlenirken, konut arz-talep koşulları da kira enflasyonunu artırmıştır. Böylelikle, kira enflasyonu, diğer hizmet kalemlerinden hem düzey hem de atalet açısından ayrışmıştır.” ifadesi kullanıldı.
Yılın ikinci yarısında lokanta, otel, eğlence ve kültür hizmetlerinde ise enflasyonun daha ılımlı bir seyir izlediği kaydedilirken, mal grubu enflasyonunun ise hizmet enflasyonuna göre daha düşük seviyelerde kaldığı ifade edildi. Dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere temel mal enflasyonunun döviz kuru ve talep koşullarına duyarlılığı, bu gruptaki fiyatları daha ılımlı hale getirmiştir. Ancak enerji ve işlenmemiş gıda fiyatları, yüksek seyirleriyle dikkat çekmiştir.
Enerji grubunda, konutlara yönelik sağlanan 25 metreküp bedelsiz doğal gaz kullanımı uygulamasının 2023 yılında enflasyonu düşürücü etkisi olduğu belirtildi. Ancak uygulamanın sona ermesiyle birlikte, 2024’te enflasyonda artış yaşandığına dikkat çekildi.
Baz etkisi nedeniyle 2024’te enerji grubunun enflasyonda artış gösteren tek ana harcama kalemi olduğu ifade edilerek, gıda grubunda mevsim normallerinin üstünde artış gösteren taze meyve ve sebze fiyatlarının enflasyonu olumsuz etkilediği kaydedildi.
– “TCMB’NİN TEMEL AMACI FİYAT İSTİKRARIDIR”
Mektupta, TCMB’nin 2024 yılı boyunca yürütülecek para politikasının, aylık enflasyonun ana eğilimi ve enflasyon beklentileri dikkate alınarak belirlendiği vurgulandı. 2023 yılı sonunda yüzde 45 olan politika faizinin, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak 2024 yılı mart ayında yüzde 50’ye çıkarıldığı belirtildi.
TCMB’nin nisan-kasım döneminde ihtiyatlı ve sıkı para politikası duruşunu sürdürerek, politika faizini %50 seviyesinde sabit tuttuğu ifade edilirken, 2024 yılının aralık ve 2025 yılının ocak aylarında politika faizinin 250 baz puan indirimle yüzde 45’e çekildiği kaydedildi. Bu kararda, enflasyonun ana eğiliminde, fiyatlama davranışlarında ve beklentilerdeki iyileşmenin yanı sıra, olan talep koşullarının etkisinin öne çıktığı belirtildi.
Çeşitli makroihtiyati politikaların uygulanmasıyla TCMB’nin sıkı parasal duruşunu desteklediği açıkladı. Türk lirası mevduatın payındaki artış ve KKM hesaplarından Türk lirası hesaplara geçiş hedefleri ile kredi büyümesine yönelik düzenlemeler, para politikası aktarımını güçlendirdi. Menkul kıymet tesis düzenlemesi yürürlükten kaldırıldığında ise likidite yönetimi sağlandı.
Mektupta, TCMB’nin kararlı para politikası duruşunun, yurt içi talepte dengelenme ile Türk lirasında reel değerlenme sağladığı ifade edildi. Ayrıca, bu durumun enflasyon beklentilerinde düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürdüğü ve dezenflasyon sürecini belirginleştirdiği kaydedildi.
TCMB’nin temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğu vurgulandı. Mektupta, “Para politikası, bu temel hedef doğrultusunda oluşturulacaktır. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, politika faiz oranı olmaya devam edecektir. Kalıcı enflasyon düşüşü ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.” denildi.
– “LİKİDİTE KOŞULLARI YAKINDAN İZLENİYOR”
Mektupta, “Likidite koşulları yakından izlenerek sterilizasyon araçları etkili bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir.” ifadesine yer verildi.
Mektupta, sıkı para politikası duruşu altında enflasyonun orta vadeli yüzde 5 hedeflerine kademeli olarak yaklaşacağının öngörüldüğü belirtildi. Enflasyonun, 2025 yılı sonunda orta noktası yüzde 24 (yüzde 19 ile 29 aralığında), 2026 yılı sonunda orta noktası yüzde 12 (yüzde 6 ile 18 aralığında) ve 2027 yılı sonunda ise yüzde 8 (yüzde 2 ile 14 aralığında) gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarını etkileyen risk unsurları bulunduğu kaydedildi.
Dezenflasyon sürecinde para ve maliye politikalarının birlikte yürütülmesinin büyük öneme sahip olduğu ifade edildi. Orta Vadeli Program (OVP) ile kamu politikalarındaki varsayımların TCMB’nin enflasyon tahminlerine dahil edildiği bilgisi paylaşıldı.
Mektupta, “2025 yılında, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların, ücret ve vergi ayarlamalarının OVP hedefleri çerçevesinde belirlenerek, maliye politikasının enflasyonla mücadelede destekleyici olacağı öngörülmektedir.” denildi. Ayrıca, orta ve uzun vadede yapısal reformların ve arz kapasitesini artırıcı tedbirlerin önemine değinilerek, TCMB’nin bu konuda çalışmalar yürüteceği belirtilmiştir. 7 Şubat tarihinde yayımlanan ‘2025 Enflasyon Raporu-I’ ve ‘2025 Para Politikası’ metni, enflasyon politikaları hakkında daha detaylı bilgi sunmaktadır.