1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. 2 Yılda 630 Bin Hasar İhbarı: DASK’ın Raporu

2 Yılda 630 Bin Hasar İhbarı: DASK’ın Raporu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’nin merkezinde derin yaralar açan ve yüzyılın en büyük felaketi olarak kayıtlara geçen 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti.

Bu süreçte Türkiye genelinde sağlanan dayanışma ile sarsıntının etkilediği 11 ilin yeniden inşa edilmesi üzerine çalışmalar sürmektedir.

DASK, sigorta şirketleri, acenteler ve bankalar ile işbirliği yaparak, Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) poliçelerinin oluşturulmasını sağlamakta ve bu süreçte tüm sigorta şirketleri, acenteleri ve banka şubeleri ile koordineli bir şekilde çalışmaktadır.

630 bin hasar ihbarı alındı

DASK’tan alınan bilgilere göre, 2023 yılında meydana gelen depremler sonrasında, bu yılın şubat ayı itibarıyla kuruma ulaşan yaklaşık 630 bin hasar ihbarı için toplamda 39,7 milyar lira üzerinde tazminat ödemesi yapılmıştır.

Bu miktarın hemen hemen %90’ı altı ay içerisinde ödenirken, 2023 yılında tazminat ödemelerinin büyük bir kısmının tamamlandığı belirtildi. Ancak belgelerinde eksik veya hatalı beyan bulunanların tazminat işlemlerinin 2024 yılına kaydırıldığı ifade edilmiştir.

Deprem sonrası poliçe üretiminde artış

Depremler sonrası yaşanan olumsuz tecrübeler, toplumda sigortalı olma bilincini artırmakta ve sigortalılık oranlarının yükselişine neden olmaktadır. Marmara Bölgesi özelinde incelendiğinde, depremin ardından İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde toplam sigortalılık oranında yaklaşık %1’lik bir artış görülmüştür.

Ülke genelinde, depremin ardından günlük poliçe üretimi %55 oranında artış göstermiştir.

Ancak her büyük depremden sonra olduğu gibi, bu eğilim bir süre sonra normal seviyesine dönerken, DASK, herhangi bir afet yaşanmadan önce tüm konutların Zorunlu Deprem Sigortası kapsamına alınması ve toplumda sigortalılık bilincinin kalıcı hale getirilmesi için çalışmalarına devam etmektedir.

DASK’ın kuruluşundan bu yana geçen 25 yıl boyunca, Türkiye genelinde ZDS poliçe sayısı yaklaşık 12 milyona ulaşmıştır.

Marmara Bölgesi sigortalılıkta öncü

Türkiye genelinde sigortalılık oranı %56 civarında bulunurken, coğrafi bölgelere göre en yüksek oran %64 ile Marmara Bölgesi’nde yer almaktadır. Bu bölgeyi sırasıyla %61 ile Doğu Anadolu, %56 ile Ege, %55 ile Akdeniz, %51 ile Güneydoğu Anadolu ve %50 ile İç Anadolu izlerken, sigortalılık oranı en düşük olan bölge %45 ile Karadeniz’dir.

Büyükşehirlerde sigortalılık oranlarına baktığımızda, İstanbul %63 ile ilk sırada yer alıyor. Bu şehirleri, %61 ile Eskişehir, %60 ile İzmir, %59 ile Mersin, %58 ile Antalya ve Bursa takip ederken, Ankara’da %54 olarak kaydedilmiştir.

Depremden etkilenen 11 ilin sigortalılık oranları incelendiğinde, en yüksek sigortalılık oranına sahip şehir %74,5 ile Elazığdır.

Elazığ’ı %70,8 ile Gaziantep, %67,8 ile Malatya, %63 ile Osmaniye, %60,4 ile Kahramanmaraş, %59,3 ile Kilis, %56,5 ile Adana, %51,4 ile Adıyaman, %46,7 ile Hatay ve Şanlıurfa izlemekteyken, %39,9 ile Diyarbakır son sırada yer almaktadır.

Sigortalılık oranı en yüksek il ise %90 ile Bolu olurken, onu %89 ile Düzce, %84 ile Yalova ve Bingöl takip etmektedir.

Zorunlu deprem sigortası finansal güvence sağlıyor

Konutlar için geliştirilmiş kapsamlı bir sigorta sistemi olan ZDS için, konutun tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi olması yeterli olmaktadır. Kamuya ait Hazine arazilerinde bulunmayan konutlar için de ZDS düzenlenebilmektedir. Olası hasar durumunda, tazminat ödemesi tapuda kayıtlı hak sahibine yapılmaktadır.

ZDS kapsamına, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde inşa edilen meskenler dahil olmaktadır. Ayrıca, bu binalar içinde bulunan ve ticarethane, büro gibi farklı amaçlarla kullanılan mülkler de sigorta kapsamına alınmaktadır.

Ancak tapuda “ticarethane” olarak kayıtlı binalar, mesken olarak kullanılsa dahi ZDS poliçesi düzenlenemez. Bu durumda, ilgili binanın tapudaki niteliğinin değiştirilmesi, yani “cins tashihi” işlemi ile “ticarethane” ibaresinin “mesken” olarak güncellenmesi gerekmektedir.

Temel kriter, konut olarak inşa edilen yapıların mesken bütünlüğünü koruması olarak görülmektedir. ZDS kapsamı dışında kalan binalar için ise İhtiyari Deprem Sigortası yaptırılarak güvence sağlanabilmektedir.

ZDS, yalnızca depremin doğrudan etkileri için değil, aynı zamanda deprem kaynaklı yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi riskler karşısında da sigortalı konut sahiplerine finansal güvence sunmaktadır.

Konut tamamen kullanılamaz hale geldiğinde bile ZDS, zarar gören binaların en hızlı şekilde tazmin edilmesini sağlayarak, yaşamın kısa sürede normale dönmesine yardımcı olmaktadır.

2 Yılda 630 Bin Hasar İhbarı: DASK’ın Raporu
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin