Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun 18. toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, kadına yönelik şiddetle ilgili sürdürülen çalışmalara dair mevcut sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. Kurumlar arası iş birliğinin ve eşgüdümün güçlendirilmesi gerektiği mesajı vurgulandı. Açılış konuşmasını yapan Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece mağdurlar için değil, şiddeti uygulayan kişiler için de çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.
“ŞİDDETE TANIK OLAN ÇOCUKLARIN, EĞİTİM HAYATLARI, SOSYAL GELİŞİMLERİ VE GELECEKTEKİ İLİŞKİLERİ DE OLUMSUZ YÖNDE ETKİLENİYOR”
Göktaş, dijital ortamda yaygınlaşan nefret söylemleri ve radikal akımların kadına yönelik dijital şiddeti daha görünür hale getirdiğini belirtti. “Dijital alanda yayılan zararlı dil, kadınların güvenliğini tehdit ediyor. Şiddetin fiziksel boyutunun yanı sıra özgüven kaybı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunları da beraberinde getirdiği gözlemleniyor” dedi. Aile içindeki şiddete tanık olan çocukların eğitim, sosyal gelişim ve gelecekteki ilişkilerinin de olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çeken Göktaş, şiddetin toplumda yayılmasının toplumsal güveni zedeleyip sosyal ilişkileri bozduğunu ifade etti. “Şiddetin normalleştiği toplumlarda demokratik değerler zayıflamakta” diye ekledi.
“KADINA YÖNELİK İŞLENEN FİİLLERE İLİŞKİN CEZAİ MÜEYYİDELERİ ARTIRDIK”
Ayrımcılık ve hak ihlalleriyle mücadelede herkesin sorumluluk taşıdığını hatırlatan Bakan Göktaş, Türk Ceza Kanunu’nda gerçekleştirilen değişikliklerle kadına yönelik suçlara ilişkin cezaların artırıldığını aktardı. Israrlı takip eylemlerinin artık bağımsız bir suç olarak düzenlendiğini vurgulayan Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile bu mücadelenin üst düzey bir devlet politikası olarak sürdürüldüğünü belirtti. 2007 yılından bu yana uygulanan ulusal eylem planlarının ciddi bir yol haritası oluşturduğunu ve mevcut IV. Ulusal Eylem Planı çerçevesinde kadınların korunması için etkili mekanizmaların oluşturulduğunu ifade etti.
Göktaş, 2025 yılına kadar Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) sayısını artırma hedeflerini de açıkladı. 84 olan ŞÖNİM sayısını, 2025 içinde hizmete açılacak 6 yeni merkezle 90’a çıkarmayı planladıklarını duyurdu. Ayrıca, 418 Sosyal Hizmet Merkezinde kurulan Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları sayesinde kadınlara destek sunmaya devam ettiklerini belirtti.
“MAĞDURU KORUMAK KADAR FAİLLE DE ÇALIŞMAK, SORUNLARIN KÖKLÜ ÇÖZÜMÜ VE ŞİDDET DÖNGÜSÜNÜ KIRMAK İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİPTİR”
Göktaş, şiddet uygulayanlarla da çalışmalara başlandığını kaydetti. “Kadına yönelik şiddetle mücadelede, hem mağdurları korumak hem de faillerle etkili bir çalışma yapmak gerekiyor. Şiddet döngüsünü kırmak için kritik bir adım atmış oluyoruz” şeklinde konuştu. Bu bağlamda, 6284 Sayılı Kanun kapsamında tedbir kararları alınan şiddet failleri için düzenlenen seminerlerin kapsamını açıkladı ve bu çalışmaların 81 ilde 2851 kişiye ulaştığını bildirdi. Ayrıca, Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilecek bir projeyle, şiddet uygulayanların risk profillerinin tespit edilerek köklü çözümler üretilmesinin hedeflendiğini sözlerine ekledi.
